Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Yeni Türk Edebiyatı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurullah Çetin, İstiklal Marşı’nın antiemperyalist bir manifesto olduğunu söyledi.
OMÜ Türkçe Topluluğu tarafından düzenlenen ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Yeni Türk Edebiyatı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurullah Çetin’in konuşmacı olarak davet edildiği, “İstiklal Marşı’nı Anlamak” başlıklı konferans, Eğitim Fakültesi B Blok Konferans Salonu’nda yapıldı.
“Bugün burada İstiklal Marşı’nı anlamak ve anlamlandırmak için beraberiz” diyen Prof. Dr. Nurullah Çetin, “İstiklal Marşı’nı anlama konusunda birçok faaliyet var. Bunlar elbette faydalı faaliyetler. Milli Marşımızı heyecanla okumamız milli geleceğimizi güçlendirir. Bilinç, bilgi temelli olmazsa kalıcı olmuyor. O yüzden marşımızın bize verdiği heyecanı temellendirecek bilgiyi edinmemiz ve marşın arkasındaki zemini bilmemiz gerekiyor. Şiir dediğimiz edebi metinler sadece duygusal tepkilerimizin ifadeye dönüş şekli değildir aynı zamanda bir sezgi, bir heyecandır. İstiklal Marşı hem bir duygu hem de kültür şiiridir. Mehmet Akif bu metindeki her bir mısrayı bilerek, belli kaynaklara dayalı olarak yazmıştır. Rastgele sözler değildir. Marşımız bizim millet olarak temel tabularımızdan biridir. Ortak mutabakat metinimizdir. Millet olma süresinde oldukça işlevi olan bir metindir. Milli Mücadele’nin tam ortasında yazılmıştır. Siyasi anlamda ülkemizi temsil edecek bir marşa ihtiyaçtan doğmuş olsa bile milletimize büyük bir moral vermek için cesareti kırılan milletimizi cesaretlendirmek için yazılmıştır.
Milletimiz büyük bir moral çöküntüsüne girmişti. Arka arkaya girilen savaşlardan kötü sonuçlar alınmış, taş üstünde taş kalmamıştı. Mehmet Akif, Milli Mücadele’nin ruhuna tercüman olmak için yazmıştır. Antiemperyalist bir manifestodur” dedi.
“Mehmet Akif, bu Milli Mücadele sürecini içinde yaşamış bir Türk olarak bu dönemi çok iyi anlıyor ve bu dönemin ruhuna tercüman olmak üzere marşımızı yazıyor” diyen Prof. Dr. Nurullah Çetin sözlerine şöyle devam etti: “İstiklal Marşı’nın temel kavramı istiklaldir. Milli Mücadele bir milletin bütün değerlerinin korunması geliştirilmesi ve kıyamete kadar yaşatılma mücadelesidir. Yani bu süreç bitmemiştir, devam etmektedir. Bağımsızlık mücadelesi bir milletin kendi vatanında kendi milletinde kendi idaresini hakim kılmasıdır. İstiklal kavramı budur. İstiklal Marşı, antiemperyalist bir manifesto oluşunu ilk kelimesiyle ortaya koyuyor; ‘Korkma!’. Bu meseleyi anlamayan bazıları Mehmet Akif’i eleştiriyorlar, ‘İstiklal Marşı korkma gibi olumsuz bir kelimeyle başlar mı?’ diye. Mehmet Akif hiç bir kelimeyi rastgele kullanmamıştır. Neden ‘korkma’ gibi olumsuz bir kelimeyle başladı bundan söz edelim. Mehmet Akif İslam tarihinin kültürel arka planını gayrişuuri olarak etkileyip yönlendirmiştir. İstiklal Marşı hem dini hem de milli değerlerimizi yansıtan ve koruyan bir metindir. Hem bayrak, hem vatan, hem ezan, hem şehadet gibi hem dini hem milli biri diğerine tercih edilemeyecek olan bu değerleri çok güzel bir şekilde anlatıyor. Milli Mücadele bir bayrak mücadelesidir. Bayrak sıradan bir bez parçası değildir. Türk milletinin milli ve dini bütün değerlerinin ve kimliğinin bir sembolüdür. Bu vatan semalarında sadece bizim bayrağımızın dalgalanıyor olması sadece Türk iradesinin hakim olduğunu gösterir. Başka bayrak varsa sizin iradenizin yanına başka bir tane daha gelmiş demektir ki bu kabul edilemez bir durumdur. Bugün Mehmet Akif‘in izinden gittiğini söyleyen kişiler Türk bayrağının yanına Avrupa Birliği bayrağı asıyorlar. Milli Mücadelemiz bayrak mücadelesidir, bayrağımız milli geleceğimizin sembolüdür. Milli Mücadele devam ediyor demek, bayrağımızın istiklalini koruyoruz demektir. İstiklal Marşı’nı anlamak, marşımızın mesajını güncele tercüme ederek korumaktır. Bu coğrafyada doğrudan esir edilememiş, sömürgeleştirilememiş tek millet biziz. Maalesef bugün dolaylısını yaşıyoruz. Milli Mücadelemiz aynı zamanda bir vatan mücadelesidir. ‘Verme dünyaları aslanda bu cennet vatanı’ diyen Akif bunu çok veciz bir şekilde ortaya koyuyor. Vatan sıradan bir toprak parçası değildir. Bugün Türk çocuklarını dini ve milli hafızasını yok etmek için korkunç bir program uygulanıyor.”
Konferansın sonunda Türkçe Topluluğu Akademik Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Aydın, Prof. Dr. Nurullah Çetin’e plaket takdim etti. Dekanların, öğretim üyelerinin ve öğrencilerin katıldığı konferans, hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.


Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz