Milliyetçi Hareket Partisi Gaziantep milletvekili Ümit Özdağ, “Jandarma ve Milli İstihbarat Teşkilatı içinde selefi cihatçılık konusunda uzmanlaşmış, Arapça bilen birimler oluşturulmalı. Sınır güvenliği arttırılmalı, yabancıların kayda alınmasında yasalar daha etkin uygulanmalı” dedi.Özdağ, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek, bilim adamlarının IŞİD raporunu paylaştı. Özdağ, IŞİD’in devletlerin sınırlarını ve rejimlerini yıkacak ölçüde çatışmayı körüklediğini belirterek, “IŞİD, PKK’nın Irak ve Suriye’de güçlenmesine, geniş toprak parçaları ele geçirmesini sağlamıştır. IŞİD, Barzani ve Talabani’nin Türkmen topraklarında ilerlemesini ve işgal etmesine sağlamıştır. IŞİD, topraklarımız içinde ve topraklarımız dışında varlığımıza yönelik Ocak 2014’ten beri defalarca terör eylemi gerçekleştirmiştir ve AKP hükümeti Esad rejimini devireceğiz şaşkınlığı ile IŞİD terör örgütünün tehditleri öngörmek istememiştir. AKP hükümetinin Irak ve Suriye’de fiyaskoyla sonuçlanan politikanın Türkiye açısından kısa, orta, uzun vadeli taktik ve stratejik tehditler yaratmıştır. Kısa vadede Türkiye IŞİD’in hedefi haline gelmiş orta ve uzun vadede Irak’ta Barzani ve Talabani’nin sınırlarının genişleterek bağımsızlığını kolaylaştırmış, Türkmenlerin geleceğini tehlikeye atmıştır” ifadelerini kullandı.DAEŞ’in Türkiye’yi seçmesinin dört nedeni olduğunu söyleyen Özdağ, “Laik ve demokratik rejimin sahip olması. IŞİD’e karşı savaşan koalisyonun parçası olması . Türkiye’nin Suriye ve Irak’taki çatışmalara zaman zaman IŞİD’in aleyhine dahil olması. IŞİD’in Türkiye’de savaşarak yeni elemanlar temin etmek istemesi. Tütrkiye’nin IŞİD için eleman toplama, lojistik sahası olması” şeklinde konuştu.Türkiye’den silahlı grupların IŞİD’e gittiğinin görüldüğünü ifade eden Özdağ, “Mayıs 2016’tda yayınlanan Emniyet Genel Müdürlüğü’ne dayandırılan rapora göre ise Mayıs 2015’e kadar 5 bin, daha sonrasında 3 bin 500 kişi IŞİD ve El-Nusra’ya katıldığı iddia edilmişti. Toplanan veriler, Türkiye’den Suriye ve Irak’taki gruplara katılanlar IŞİD, Nusret Cephesi, El-Nusra, Ahrar-ul Şam gibi çeşitli gruplar içinde dağıldığını göstermektedir. Bunlara rağmen Türkiye’den Suriye ve Irak’taki silahlı guruplara katılanların büyük bir bölümünün IŞİD’e gittiği görülmektedir. Büyük bir bölümü aileleri ile birlikte gidiyor. Çocuklar IŞİD ‘devletinde’ büyüyor. Türkiye’nin çeşitli vilayetlerden yüzlerce ailenin Rakka, Musul, Telafer’e yerleştiği bilinmektedir. Gidenlerin büyük bir bölümünün yerleşik olduğu bilinmektedir. 334 kişinin Suriye ve Irak’ta hayatını kaybettiği görülmekte” diye konuştu.Özdağ, şunları kaydetti:“Jandarma ve Milli İstihbarat Teşkilatı içinde selefi cihatçılık konusunda uzmanlaşmış, Arapça bilen birimler oluşturulmalı. Sınır güvenliği arttırılmalı, yabancıların kayda alınmasında yasalar daha etkin uygulanmalı. Selefçi cihatçı sosyal zeminin eritilmesi için gerekli önlemler alınmalı. Selefi cihatçılığın propaganda merkezleri etkisiz hale getirmelidir. Bölge ülkeleriyle yakın iş birliği ve koordinasyon da gerekmektedir. Bu mücadele geç kalınırsa, Türkiye inanılmaz bir ağır bedel ödeyecektir.”Türkiye’nin Suriye politikasının değiştirip değiştirilmemesine yönelik soruya Özdağ, Türkiye’nin politikasının değiştirmemesinin ‘akıl dışı’ olacağını savundu. Özdağ, “Suriye politikasını değiştirmemek, Esad devrilsin politikasını izlemek, Türkiye’nin milli güvenliğini birinci dereceden ihlal etmektir. Öcalan ile görüşüp pazarlık yapılanların Esat ile de görüşebileceğini düşünüyorum. Eli kanlı terör örgütünün lideriyle anlaşma yapıp bunu Dolmabahçe’de yayınlayan bir hükümet, Türkiye’nin mili güvenliğini sağlamak için bir başka ülkenin devlet başkanıyla görüşebilir" ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz