Milletvekili Arıcı: Popülist seçim vaatleri siyasetin çıtasını düşürüyor

AK Parti Antalya Milletvekili Dr. Abdurrahman Arıcı, popülist seçim söylemleri ve içi boş vaatlerin siyaset yapmada etik kuralların çıtasını düşürdüğünü söyledi.
Milletvekili Abdurrahman Arıcı, Antalya'nın Manavgat ilçesinde partililerle birlikte seçim çalışması yaptı. 'Bir fazlasını ben veririm, herkese 2 anahtar, ayda şu kadar maaş vereceği ve borçlarınızı sildim' tarzı politika yapmanın, 3 Kasım 2002 seçimleriyle tarihe karıştığını belirten Arıcı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılınçdaroğlu'nun, Demirel vari politik söylemle insanların duygularıyla oynadığını ifade etti.

12 Haziran seçimlerinin ülkenin demokratikleşmesi ve ileri seviye demokrasiye sahip olması için tarihi öneme sahip olduğunu belirten Arıcı, ülkede 27 Mayıs 1960 askeri darbesiye oluşan statüko ve vesayetçi siyaset anlaşının, seçim sonrası yapılacak olan sivil anayasa ile tarihe karışacağını kaydetti. Arıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Muhalefet partileri uçuk kaçık seçim vaatleriyle halkımızın duygularıyla oynuyor. Anahtar veririm, işsize 600 lira maaş veririm türü politika yapma 1991'de kaldı. Bu tür politika yapmaya halkımız 3 Kasım 2002'de AK Parti'yi tek başına iktidara taşıyarak son verdi. Ülke yönetmek ciddiyet ister. Laf olsun benimde bir sözüm olsun demekle siyaset yapılmaz. Halkımızın içeriği boş seçim vaatlerine karnı tok. Biz AK Parti olarak halkımıza içi boş vaat değil, 9 yıl içinde yaptıklarımızı anlatıyoruz. Sağlık, eğitim ve ulaşımda yaptığımız hizmetlerle halkımızın duasını alıyoruz. 9 yıllık iktidarımız döneminde 16 bin 600 kilometre bölünmüş yol, 14 bin kilometre ise duble yol yaptık. Yaptığımız duble yolla artık Korkuteli-Antalya karayolunda yüklü kamyonlar yolda kalmıyor ve yüklerini çıkarırken zorlanmıyor. Yatırımlarımızla D-400 yolu ölüm yolundan turizm yoluna dönüştü. 12 Haziran seçimleri ülkemizin 2023 vizyonunu belirleyeceği için tarihi öneme sahip. 13 gün sonra yapılacak olan seçimler 51 bir yıldır halkın üzerinde baskı kurmaya çalışana statükocu zihniyete dur diyeceğiz. Tıpkı Adnan Menderes'in 14 Mayıs 1950 seçimlerinde Yeter' söz milletindir' dedeği gibi.