Tarih bu şekilde yazılmamalıdır. Bizler sürekli şu ifadeyi kullanmaya başlamadık;
“Bizler böyle istemiyoruz ama aramıza giren marjinal gruplar olayın kontrolden çıkmasına sebep oldular. Ülkemizin gelişmesini istemeyenler var ve yabancı istihbarat örgütleri bu eylemin kontrolden çıkması için ellerinden geleni yapıyorlar.”
İşte bu bizim kendimize söylediğimiz ama kendimizin bile aslında inanmadığımız bir yalan. Bizler de bu yalandan da yalanın arkasına sığınıyoruz. Her nedense içimizde kimse tarafından kullanılmasına gerek kalmadan da çürük domatesler olduğuna inanmıyormuşuz gibi davranıyoruz.
Eylemcilerin karşısına geçerek
“sizi birileri kullanıyor mu?”
diye soracak olsak bunu kabul etmeyeceklerdir. Yahut;
“bu gruptan birileri birilerinin maşası; o maşa hanginiz siniz?”
diye sorsak kimse kabullenmeyecektir. Aslında kimse kullanılacak kadar akılsız olduğunu kabul etmiyor. Bu şu anlama geliyor;
“Ben bu eylemi, bu taşkınlığı bilerek isteyerek ve sonuçlarını da kabullenerek yapıyorum.”
Buraya kadar anlatamadığım bir durum olduğunu sanmıyorum. Anlaşıldığına göre o zaman bunların savunuculardan bahsetmek istiyorum. Bu tipleri savunanların savunma metinleri hazır şekilde ceplerinde bekliyor. Bir gün, bir hafta, bir ay hatta bir yıl sonra yapılacak eylemin savunması hazırdır. Devlet şiddet uygulamıştır, polis orantısız güç kullanmıştır. Bu eylemi yapan çocuklar ak sütten çıkmış ak kaşıktırlar diye sonlanan açıklamaları vardır. Kamuya ait araçları yakarlar, bankaların camlarını kırarlar, ATM leri soyarlar, şahıslara ait dükkanları yağmalarlar akşam da evlerine giderler.
Olan kime olur biliyor musunuz?
Asgari ücret aldığı için elektrik faturasını yatıramadığı için elektrikleri kesilen fukaranın çaresizlikten kırdığı mühürden sebep kaçak elektrik kullandığı için hapis cezasına çarptırılana olur. Hiç kimse de bunu dert etmez. Bir eylemcinin kırdığı işyeri camının bedelini devlet öder. Böyle bir eylemden sonra devletin ödediği bedel ülkemdeki tüm fukaraların bir yıllık elektrik faturalarının toplamından daha büyük bir bedeldir. Ama açlıktan kıvranan bu vatandaşların halini ne iktidar ne de muhalefet düşünmez.
İşte bu durumda ben o fukaraya şöyle diyesim gelir;
“Bir varoşta fukara bir insan olacağına gezi parkında bir ağaç olabilseydin keşke."
Bekir Kale Ahıskalı
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz