Eğitim-Bir-Sen Kayseri Şube Başkanı Aydın Kalkan, Eğitim-Bir-Sen olarak muhafazakar bir yapıda olduklarını, ancak, bu durumun hükümeti eleştirmemek anlamına gelmediğini söyledi. Kalkan, “Hükümetle bazı konularda söylemlerimizi örtüşebilir ama bakan çıkıp da öğretmenler yatıyor dediği zaman, benim bakanın karşısına çıkıp öğretmenlerin yatmadığını ispat etmem lazım.” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Kayseri Şube Başkanı Aydın Kalkan, muhafazakar bir yapıya sahip olduklarını, ancak sendikacılığa ideolojik yaklaşmadıklarını söyledi. “Bir insan eğer haksızlığa uğramışsa, zulmedilmişse bu insanın ne dini sorgulanır ne ırkı sorulur ne mezhebi sorulur. Bizim sendikacılık anlayışımızdan biri de menfaat birliğidir. Yani üyelerimizin menfaatini korumak. Üyelerimizden birisi haksızlığa uğramışsa onun hakkını alıncaya kadar mücadele etmek.” diyen Kalkan, muhafazakar görünümlerinin nedeninin toplumsal söylemler olduğunu ifade etti. Kalkan, “Mesela biz 8 yıllık kesintisiz dayatma eğitimine karşı çıkmıştık. Çünkü imam hatiplerin önü kesilmişti. Sadece imam hatiplerin önü kesilmedi. Meslek liselerinin de önü kesildi. Sanayiciler ara eleman bulamaz oldular. Sanayideki iş adamları meslek lisesi, memleket meselesi dediler. Kendilerine okul açmaya başladılar. Biz kamuda çalışan kadınların özgür olmasını istiyoruz. Şu başörtüsü sorunu bitsin istiyoruz. Bundan dolayı işte söylemlerimizden dolayı dışarıda öyle gözüküyor. Biz sendikacıyız. Her görüşten, her fikirden insanlar bizim üyemiz. Biz onların menfaatini korumak için bir araya gelmiş örgütüz.” diye konuştu.
“MEMURA SİYASET YASAĞI KALDIRILSIN”
‘Muhafazakar’ tanımlamasından rahatsızlık duymadıklarını dile getiren Kalkan, Eğitim-Bir-Sen’in vizyonunu şu şekilde açıkladı:
“Temel amacımız üyelerimizin özlük, ve ekonomik haklarını korumak. Genelde de ülkenin geleceği ile ilgili bir takım görüşler oraya koymak. Biz üniversite mezunu insanlarız ama bize siyaset yasağı var. Artık devlet memurlarına siyaset yasağının kalkması lazım bana göre. Ben istifa etmeden bir yerlere aday olabileyim yani. Okumuş olmamdan niye korkulur anlamıyorum. Kimseyi küçümsediğimizden değil ama esnaf Hasan Ağa, bakkal Ahmet Emmi her yere aday oluyor, biz istifa etmeden aday olamıyoruz. Muhtar bile olamıyoruz. Biz üniversite mezunu insanlarız. Niye korkuluyor bizden? Yeni anayasada bunun önünün açılmasını talep ediyoruz. Memura istifa etmeden aday olabilme hakkı verilsin.”
“4+4+4’ÜN EKSİK YÖNLERİNİ SÖYLEMİŞTİK”
Halihazırda uygulanan 4+4+4 eğitim sistemini sendika olarak desteklediklerini, bu nedenle ‘muhafazakar’ tanımlamasının insanlar gözünde daha da pekiştiğini söyleyen Kalkan, söz konusu
sisteminin eksiklerini de dile getirdiklerini, ancak bunun, söz konusu yaftadan dolayı göz ardı edildiğini belirtti. Kalkan, “4+4+4 den dolayı sınıf öğretmenleri normun fazlası konumuna düşmüştü. İlimizde de bu oldu. Niye 5.sınıfta tamamen branşlar girince 5.sınıfı okutan öğretmenleri norm fazlası konumuna düştü. Biz bunu ta baştan dillendirdik. Ama bakanlık biliyorsunuz paydaşlarını pek fazla dinlemiyor. Biz branş değişikliğini okullara açılmadan önce yapılmasını çok arzu etmiştik. Arkadaşlarımız gün itibari ile yeni okullarına başladılar. Bu nedenle öğrencilerin öğretmenleri değişti. Ama bu okullar açılmadan önce yapılsaydı iyi olurdu. Geç kalındı.” şeklinde konuştu.
“YANLIŞA MUHALEFET EDERİZ AMA DOĞRUYA KARŞI ÇIKMAYIZ”
Sendikacılığın temelinde muhalefet olduğunun altını çizen Kalkan, kendi sendikacılık anlayışlarında yalnızca yanlışa muhalefet etme, doğruya karşı çıkmama anlayışının hakim olduğunu ifade etti. Kalkan, “Malesef 18. Milli Şura’ya baktığımız zaman 1+4+4+4 şeklinde Eğitim-Bir-Sen'in teklifi idi. Eğitim-Sen de oradaydı. Herhangi bir teklifte bulunmadı. Ha şimdi Türk-Eğitim-Sen'in mantığı şu: 4+4+4 kabul görür halk da desteklerse biz de destekleriz düşüncesindeler. Eğitim-Sen zaten karşıydı. Halktan yana olan her şeye karşı Eğitim-Sen. 4+4+4 bize göre gerçekten çok güzel bir sistem, ha alanda uygulamalarda bir sıkıntı var mı, biz bunları dile getiririz. Yanlış olan şeyin karşısındayız. Biz bu sıkıntıyı gördük.” ifadelerini kullandı.
4+4+4 eğitim sistemindeki en büyük sıkıntıdan birinin de ikili öğretim yapılması zorunluluğu olduğunu dile getiren Kalkan, saatler geri alındıktan sonra özellikle Doğu ve Gündeydoğu’da daha fazla sıkıntı yaşanacağını söyledi. Kalkan, “Güneydoğuda biliyorsunuz yatsı neredeyse saat 5’te okunuyor, eski saat sistemine göre. Ve terör bölgesi. Bu 36 saatin haftalık ders programının aşağıya çekilmesi halinde bile dersler gün içine sığmıyor. Tekli olsa okullar, tekli olsa çok iyi yani. Ama tekli olursa da fiziki yapıları yetersiz olur. Onun için tekli okul sistemine göre düşünülmüş bu 36 saat. Bence bunların yeniden gözden geçirilmesi lazım.” dedi. Kalkan, ilerleyen dönemlerde sınıf azlığından dolayı seçmeli derslerin de sıkıntı doğuracağını söyledi.
“BAKANA ÖĞRETMENLERİN YATMADIĞINI İSPAT ETMEM LAZIM”
Kalkan, muhafazakarlık yaftasından dolayı hükümete yakın görülmelerinin de yanlış olduğuna dikkat çekti. Sendikacılık yaptıklarını hatırlatan ve dolayısıyla öncelikli görevlerinin üyelerinin menfaatlerini düşünmek olduğunu vurgulayan Kalkan, “Bakan çıkıp da öğretmenler yatıyor dediği zaman, benim bakanın karşısına çıkıp öğretmenlerin yatmadığını ispat etmem lazım. Şu anda öğretmenler kamuda çalışıp da en küçük maaş alan biziz diyorlar. Bakan diyor ki OECD ülkelerinde çalışan öğretmenlerden daha fazla maaş alınıyor. Hayır almıyoruz. Bunları dillendirmemiz lazım. Yani toplumsal konularda sosyal konularda görüş birliği ayrı, görüş farklılığı olan konuları da gündeme getirme ayrıdır. Bunu da yetkililerin hazmetmesi lazım. Bizim sosyal konularda, toplumsal konularda hükümetle söylemlerimiz örtüşebilir. Yani 4+4+4 ü Başbakan destekliyor. Biz de destekliyoruz. Ama Başbakan destekliyor diye de muhalefet etmeyelim demiyoruz. Yanlışı kim yaparsa onun karşısındayız.” diye konuştu.
HER ÜYEYE 15 BİN TL KAZA SİGORTASI
Türkiye genelinde 231 bin, Kayseri’de ise 5 bin 2 yüz civarında üyeleri olduğunu kaydeden Kalkan, diğer sendikalardan farklı olarak üyelerine kan bankası ve 15 milyar tutarında kaza sigortası uygulamaları olduğunu belirtti. Kalkan, söz konusu kaza sigortası için üyelerinden herhangi bir kesinti almadıklarını da sözlerine ekledi.
“DİĞER EĞİTİM SENDİKALARI YANDAŞ YAFTASI VURUYOR”
Kalkan, diğer eğitim sendikaları ile ortak konularda birleşip birleşmeme konusunda ise şunları söyledi:
“Biliyorsunuz toplu sözleşme masasına oturuldu. Sözleşme masasında istediğimizi alamadık. Hakem kuruluna kaldı. Ertesi gün tam hatırlayamıyorum ama 3 Ağustos olması lazım, Eğitim Bir-Sen olarak iş bırakma eylemi yaptık. Meydanda diğer sendikalar da iş bırakma eylemi yaptılar. Eylem bittikten sonra bize yandaş sendika diyerek arkamızdan konuştular. Biz birlikte olabiliriz. 3 sendika bir basın bülteni hazırlarız. Birlikte o basın bültenini yetkili sendika olarak ben veya bir başkası o basın bültenini okuyabilir. Ama okuduktan sonra birtakım çirkin söylemler oluyor. Yoksa tabi ki biz, hak mücadelesi veriyoruz. Çalışanların hakkını arıyoruz. Bizim yaptığımız şey o. Bir araya gelebiliriz.”
“SENDİKALAŞMAYA KARŞI ÖNYARGI VAR”
Öğretmenler arasında bile sendikalaşmanın hala öcü olarak görüldüğünü söyleyen Kalkan, “Önyargıları da yıkmak kolay değil biliyorsunuz. Bunları ne kadar yıkarsak, kendimizi ne kadar iyi anlatırsak inşallah, arkadaşlarımızın sendikalara üye olmaları da o derece sağlayacağız.” diyerek sözlerine son verdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz