Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi’nde Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından‘95. yılında Cumhuriyet’ isimli bir panel gerçekleştirildi.
Panelin moderatörlüğünü Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyeti Ana Bilim Dalı Başkanı ve Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ercan Haytoğlu gerçekleştirdi. Panelin konuşmacıları ise Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi A.D. Başkanı Prof. Dr. Mithat Aydın ve Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Umut Karabulut oldu.
Fen Edebiyat Fakültesi Prof. Dr. İsmail Çetişli Konferans Salonu’nda gerçekleşen panel saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Panelin açılış konuşmasını yapan Haytoğlu şunları kaydetti: “Cumhuriyet kelimesi etimolojik açıdan bakıldığında, ahali, büyük, kalabalık gibi anlamlar taşımaktadır. Bir anlamda da kamuya ait, halka ait rejim vurgusu dikkatimizi çekmektedir. Demokratik cumhuriyet kavramı; egemenliğin millete ait olduğu vurgusuyla kendisini gösteren, seçim ilkesiyle ortaya konulan, özgürlükleri esas alan bir kavramdır.’’
“Cumhuriyet’in mimarı Mustafa Kemal Atatürk’tür”
Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne “Cumhuriyet” düşüncesinin tarihsel gelişimini Aydın ise “Cumhuriyet idaresi modern zamanlarda demokrasi kavramı ile birlikte kullanılmıştır. Bu bakımdan cumhuriyet; halkın serbestçe iradesini kullanması, kendilerini idare edenleri seçmesi anlamıyla kullanılmıştır. Dolayısıyla da cumhuriyet demokrasinin en gelişmiş şekli olarak kabul edilmiştir. Ancak günümüzde adının cumhuriyet olup halkın hak ve özgürlüklerini sınırlandıran cumhuriyetlerin olduğunu belirtelim. 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl başlarında Osmanlı düşünürleri Osmanlı Devleti’ni kurtarmak amacıyla Batı’nın fikri etkisinde devlet idaresi üzerinde bir takım tartışmalara girişilmiş, genellikle İslami formülasyon ile açıklanmaya çalışılan bu görüşler doğrultusunda “meşrutî idare” fikri öne çıkmıştır. Cumhuriyetin bir siyasi rejim olarak belirmesi Anadolu’da yeni devletin kurulması sürecinde kendini göstermiştir. Bu bakımdan nasıl ki Tanzimat’ın mimarı Reşid Paşa ise Cumhuriyet’in mimarı da Mustafa Kemal Atatürk’tür. Tebaadan vatandaşlığa, kul olmaktan birey olmaya geçmek; kula kulluğu reddetmek demek olan Cumhuriyetimizin mimarı Mustafa Kemal Atatürk’ü şükran ve minnetle anarak hepinize teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.
“Milli Mücadele Dönemi’nden, Cumhuriyet’in ilanına giden süreç”
‘Avrupa’da Aydınlanma Hareketi’nin Devrimler Üzerindeki Etkileri ve Milli Mücadele Dönemi’nden Cumhuriyet Dönemine Cumhuriyet Tarihi’ başlıklı konuşmasını yapan Karabulut ise tarihçiler olarak meseleye bakış açımızın biraz daha küresel olması gerektiği düşüncesinden hareketle, Avrupa’da Aydınlanma ve Devrim Süreci’nin, Türk Devrimi’ne nasıl etki ettiğini değinerek gelecek kuşaklara bunu en doğru biçimde anlatabilmeyi amaçladıklarını ifade etti. Karabulut, “Erzurum Kongresi’nde de Mustafa Kemal Paşa’nın etkisiyle alındığı düşünülen bir karar olan, Kuva-i Milliye’yi etken, milli iradeyi egemen kılmak esastır’ kararı ileride Cumhuriyet’in ilanı ile sonuçlanacak bir adımdır. Nihayet, Milli Mücadele Dönemi’nden, Cumhuriyet’in ilanına giden süreçte özellikle 20 Ocak 1921 tarihli I. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’na da girmiş olan ‘Hâkimiyet bilâ kaydü şart milletindir.’ düsturu ve 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılması önemli kararlardır. Zaferin ardından 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet’in ilanı ile resmi olarak Türk devletinin rejiminin cumhuriyet olmasıyla sonlanan bir süreç yaşanmıştır. Bugün de rejimimiz cumhuriyet olarak varlığını devam ettirmektedir” şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz