Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 'kişiye özel düzenleme' gerekçesiyle veto ettiği şike yasası jet hızıyla yeniden Meclis Genel Kurulu'na geldi. Siyaset dünyasının önemli simalarından, 20 yıl milletvekilliği yapan Bülent Akarcalı, Türkiye’nin gündemine oturan şike yasasıyla ilgili çarpıcı bir açıklama yaptı.
Siyasi partilerin yeni Anayasa yapma konusunda millete karşı veballeri bulunduğunu ifade eden Akarcalı, şike yasasındaki elçabukluğunu ‘ironik bir dille’ eleştirerek TBMM’nin simgesi haline gelen yazının değiştirilmesini önerdi. Akarcalı, “Sporda şiddet ve şikeyi önlemek için bir yasayı çıkarmak için bir araya gelen partiler, bu milletin hak ettiği Anayasa için bir araya gelemiyorlarsa o zaman Meclis’teki ‘Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir’ yazısını e Aziz Nesin’in ‘Ne sağcıyız ne solcu futbolcuyuz futbolcu’ sözünü oraya yazsınlar. Bu kadar büyük bir vebal altına girmiş oluyorlar.” dedi.
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın kabinesinde bakanlık yapan ve 5 dönem milletvekilliği görevini yürüten Akarcalı, parlamento tecrübelerini kitaplaştırdı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da önsöz yazdığı 'Sevgili Milletvekilim' isimli kitapta milletvekillerine önerilerde bulunan Akarcalı, Cihan Haber Ajansı (Cihan) aracılığıyla yeni Anayasa ve şike yasasıyla ilgili önerilerde bulundu. Aktif siyasi yaşamında iki dönem Meclis’te hem Adalet hem Anayasa Komisyonu’nda görev alan istisnai bir milletvekili olduğunu kaydeden Akarcalı, 1990’dan sonra kurulan anayasa reformlarını hazırlayan Uzlaşma Komisyonu’nda da görev aldığını söyledi. Yeni anayasayı hazırlama hakkının bu Meclis’in anasının ak sütü gibi helal olduğunu ifade eden Akarcalı, gerekçe olarak Meclis’teki AK Parti, CHP, MHP ve BDP’nin aldığı oyların yüzde 90’ları aşmasını gösterdi. “Demek ki bu Meclis anayasa yapma konusunda etkili yetkili. Kaldı ki bütün seçim kampanyası boyunca yeni bir anayasa denmiş. Millet oy verirken bunu düşünmüş. Seçimlere katılmanın yüksekliğinde de bu unsur var.” diyen Akarcalı, parlamentonun yeni Anayasa yapma konusunda çok büyük bir vebal altında bulunduğunu aktardı.
Anayasa’nın hazırlanması için Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in büyük bir gayret içinde olduğunu ifade eden Akarcalı, yazı yazılmadık dernek, vakıf, üniversite kalmadığını dile getirdi. Anayasa için 160 üniversiteden sadece yüzde 1’inin cevap vermesini de eleştiren Akarcalı, “Sukut ikrardan gelir. Cevap vermeyenlerin Meclis’in iradesini kabul ettiği anlamı çıkar. Yetkiyi tamamen Meclis’e bırakmış diye düşünmek doğru olur. Anayasa’yı yapmak gerekir.” dedi.
ANAYASAYI ENGELLEYEN PARTİLER SEÇİMLERDE YOK OLUP GİDER
“Bu Meclis iyi ve yeni bir Anayasa yapamadan seçimlere giderse aldığı görevi yerine getirmemiş olur. Verdiği taahhüde sadık kalmamış olur.” diyen Akarcalı, yeni Meclis’in ilk olarak şike ve şiddet yasasını gündeme getirmesini de değerlendirdi. Siyasi partilerin böyle bir olayda bir araya gelebilme becerisini göstererek Anayasa yapma veballerini 100 misli 1000 misli arttırdıklarını aktaran Akarcalı, “Spordaki şiddet ve şikeyi önlemek için bir yasayı çıkarmak için bir araya gelen partiler, bu milletin hak ettiği anayasa için bir araya gelemiyorlarsa o zaman Aziz Nesin’in ‘Ne sağcıyız ne solcu futbolcuyuz futbolcu’ sözünü, "Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir" yazısını kaldırsınlar oraya yazsınlar. Bu kadar büyük bir vebal altına girmiş oluyorlar. Futbol herkesin sevdiği bir alan ama bu konu için bir araya gelip anayasa için bir araya gelemiyorlarsa vebal durumları çok ciddi şekilde artar. Yeni anayasa sürecini engelleyen partiler önümüzdeki seçimde yok olup giderler.” şeklinde konuştu.
KÖŞK’E YILDIZLI ARABALAR ÇIKIYORDU
Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile ‘ancak, ama, fakatları’ silerek düzenledikleri ve hazırlık aşamasında kalan iki anayasa taslağı bulunduğunu ifade eden Akarcalı, mevcut Anayasa’da ancak ve amalar silindiğinde kısa öz ve demokratik Anayasa’nın ortaya çıktığını belirtti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın isimleri üzerinden yürütülen 2014 senaryoları hakkında da değerlendirmeler yapan Akarcalı, “Özal’ın istikrarlı olarak çalışma dönemi çok kısıtlı oldu. Başbakanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Kenan Evren’di. Silahlı kuvvetler ve Evren’den gelen kısıtlama tavırlarıyla Özal Başbakanlığını sürdürdü. Bizim aldığımız her karar her uygulama sonunda Çankaya’ya yıldızlı arabalar çıkardı. ‘Vay bunu nasıl yapıyorlar’ diye. Fakat Kenan Evren de seçimin sonuçlarına saygılı olunmasını sağladı. Cumhurbaşkanlığının sonlarına doğru 89-91 arasında istikrarlı yaşadı. Süleyman Demirel Başbakan olduğunda ise nezaketin ötesinde istikrar olmadı.” değerlendirmesi yaptı.
ŞİKE YASASI ÜZERİNDEN GÜL VE ERDOĞAN’I TAHRİK GİRİŞİMİ
Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasından sonra Türkiye’de ciddi bir siyasi istikrar ortamı oluştuğuna işaret eden Bülent Akarcalı, “Geleceğe yönelik olarak da benzer istikrarın devam etmesi gerekir. Ama Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık birbiriyle mücadele eden kurumlar olmamalı. Yaşadığımız dönemlerde bunun sıkıntılarını ciddi çektik. 1990’ların koalisyon dönemlerinde çok ciddi sıkıntı çekti. Aynı partilerde bile oldu. Tansu Çiller’in DYP’nin başına gelmesinden sonra da çok ciddi sıkıntılar oldu. AK Parti’de bunu görmüyorum ama bazı çevreler tahrik etmek için ellerinden geleni yapacaklardır. Turgut beyi Süleyman Beyi tahrik etmek için nasıl yaptılarsa burada da olacaktır. Mesut Yılmaz ile Tansu Çiller aynı dünyanın insanı olmasına rağmen birbirlerine düşürdüler. Tansu Çiller ile Mesut Yılmaz’ın çatışması iki partiyi yok etti.” uyarılarında bulundu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz