Kürt siyasetçi İbrahim Güçlü, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP)'nin Yüksek Seçim Kurulu (YSK)'nun Hatip Dicle hakkında olumsuz bir karar alsa bile Meclise girmeme durumlarının olmayacağını söyledi.
Cihan Haber Ajansı (Cihan)'na BDP ve desteklediği bağımsız milletvekillerinin 'tehditvâri siyaset' izlemelerini değerlendiren Güçlü, BDP grubunun değişik düşünceleri, değişik projeleri, programları olan insanları içeren yamalı bir bohça olduğunu belirtti. Güçlü, "Bir kısmı Amerika karşıtı, bir kısmı batı karşıtı; bir kısmı Amerika yandaşı, bir kısmı Kürt meselesini birincil kabul ediyor, bir kısmı sosyalizm birincil kabul ediyor. O nedenle BDP'den değişik seslerin gelmesi normal. Eğer gerçek BDP'lileri düşünürseniz onların da kafası karışık ama son Abdullah Öcalan'ın açıklamalarıyla birlikte orkestra şefi biraz onları düzenledi." dedi.
"BAŞBAKANIN SERT TUTUMU ÖCALAN'I YUMUŞATTI"
YSK'nın Hatip Dicle hakkında olumsuz bir karar alsa bile Meclis'e girmeme durumlarının olmayacağını savunan Güçlü, Abdullah Öcalan'ın durumunun daha tayin edici olduğunu ifade etti.
Seçim öncesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın BDP ve Öcalan'a karşı tutumunu sertleştirmiş olmasının Öcalan'ı yumuşattığını savunan Güçlü, bu bağlamda bakıldığında Meclis'e girmemenin söz konusu olamayacağını öne sürdü.
BDP'nin açıklamalarına bakıldığında yeni anayasa açısından bir uzlaşmazlığın gündemde olduğunu anlatan Güçlü, şöyle devam etti: "Bu uzlaşmazlığın çözülmesinin Abdullah Öcalan'a bağlı olduğunu düşünüyorum. AK Parti'nin pozisyonu ya da düşüncelerini, CHP ve MHP'yi göz önüne aldığımız zaman BDP'nin düşüncelerinin çok kabul edilmeyeceği görülmekte. Bu anlamıyla da bir uzlaşmazlığın kaçınılmaz olduğu görülüyor. Durum böyle olduğu zaman sorun biraz yine Abdullah Öcalan'a bağlıdır. Öcalan belki de pragmatik bir şekilde 'Demokratik zeminde ortaya çıkmış parametreler üzerinde anlaşma sağlayın. Geçici olarak orta yolu bulunuz. Sizin talepleriniz yerine gelmez.' diyebilir. O anlamda bir uzlaşma ortaya çıkabilir."
"YENİ ANAYASA KÜRTLERİN KOLLEKTİF HAKLARINI ÇÖZMEZ"
"Vatandaşlık tanımı değişse bile Kürt meselesinin çözümünde yeni anayasanın sadece sorunun çözümüne ilişkin bir projenin ortaya çıkması için, yeni ortam hazırlaması anlamında, daha özgürce tartışma anlamında bir adım olabilir. Yeni anayasanın mevcut haliyle, mevcut parametrelerle, tarafların hepsini gözettiğiniz zaman Kürt meselesini çözemeyeceğini, yani Kürtlerin kolektif haklarını çözemeyeceğini görüyoruz." diyen Güçlü, kolektif hakların başında gelen hakkın ise Kürtlerin kendi meclisleriyle, kendi kurumlarıyla kendilerini yönetmeleri olduğunu ifade etti.
Bu konuda da Kürtlerin kendi aralarında farkı tartışmalar bulunduğunu hatırlatan Güçlü, demokratik özerklik, federalizmi talep eden Kürtler olduğunu belirtti.
AK Parti'nin, 326 milletvekilinin çözümsüz gibi görülse de CHP'de bazı milletvekillerinin desteğiyle 330'un üzerine çıkabileceğini savunan Güçlü, AK Parti ile CHP'nin anlaşabileceğini ileri sürdü.
BDP'de bir ayrışmanın olup olmayacağını şimdiden söylemenin zor olduğunu vurgulayan Güçlü, köklü tartışmalar olduğu zaman bir ayrışmanın mümkün olacağını söyledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz