Anadolu Sağlık Merkezi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Melih Özel, midede oluşan gastritin nedeninin her zaman mikrobik olması gerekmediğini söyledi. Özel, "Aspirin, romatizma ilaçları, ağrı kesiciler ve bazı antibiyotiklerin aşırı tüketilmesi de gastrite yol açabiliyor.” dedi. Prof. Dr. Melih Özel, gastrit ve ülser gibi sindirim sistemi hastalıklarının tedavisinde dikkatli edilmesi gereken hususlar hakkında bilgi verdi. Özel, günde 3 öğün düzenli beslenerek, gerektiğinde ara öğün almanın ve midenin olumsuz yanıt verdiği gıdalardan uzak durmanın gastrit ve ülser şikayetlerini azalttığını belirtti. Özel, “Bu hastalıkların tedavisi diyet ile sağlanamaz. Mide mukozasında çeşitli nedenlerle oluşan iltihap olarak tanımlanan gastritin ortaya çıkma nedeninin her zaman mikrobik olması gerekmiyor. Aspirin, romatizma ilaçları, ağrı kesiciler ve bazı antibiyotiklerin yanı sıra sigara ve alkol gibi maddelerin aşırı tüketilmesi de gastrite yol açabiliyor.” şeklinde konuştu. 'STRESLİ MESLEKLER ÜLSERE YOL AÇABİLİYOR'Yemek borusunda, midede ya da onikiparmak bağırsağından oluşan yaraların ülser olarak tanımlandığını söyleyen Özel, “Gastritte etkili olan faktörlere ek olarak birtakım psikolojik nedenlerin de ülsere yol açabiliyor. Ruh halindeki iniş-çıkışlar midedeki asit salınımını arttırıyor bu nedenle stresli işlerde çalışanlarda ve özellikle eğer kişi stres yönetimini etkili bir şekilde yürütemiyorsa ülsere daha çok rastlanır.” ifadelerini kullandı.Gastrit ile ülser belirtilerinin birbirine çok benzediğine dikkat Özel şöyle devam etti: “Karnın üst kısmında yanma, ekşime, bazen ağrı, şişkinlik, gaz, bulantı ve kimi zaman da kusma yer alıyor. Bazı hastalar sadece karnın üst kısmında bir rahatsızlık hissi duyuyor ve bunu bir yumruk var gibi şeklinde tanımlıyor. Yemek borusunda yanma, mide içeriğinin ağza gelmesi, ağızda acı ekşi tat oluşması gibi reflü bulguları da bu hastalıkların belirtilerine eklenebiliyor.” Rahatsız edeceğini inanılan yiyeceklerin dikkatli tüketilmesi gerektiğini söyleyen Özel, “ Sigara, sindirim sisteminin özellikle de midenin bütün savunma ve tamir mekanizmalarına saldırıyor. Sigarayı elinizden geldiğince azaltın. Aşırı alkol tüketimi ya da aç karnına alkol almak da olumsuz etki yaratıyor. Çay, kahve, asitli sıvılar ve meyve sularının da aç karnına içilmemesi öneriliyor. Geçmiş yıllarda tedavide yeri olduğu düşünülse de, günümüzde süt ve süt ürünlerinin aşırı tüketiminin asit salınımını artırdığı biliniyor. Sebzelerin pişmiş olarak tüketilmesi, çiğ sebzelerin tek seçenek olarak yenilmemesi öneriliyor. Genellikle acı, baharat, sarımsak, soğan, sirke gibi keskin tatlardan uzak durulması öneriliyor.” diye konuştu.Beslenmede dikkat edilmesi gereken en önemli konunun asit salınımının ritmine uygun beslenmek olduğunu söyleyen Özel, şunları kaydetti: “Düzenli diyet, günde üç ana öğüne bölünmüş şekilde makul bir kalori alınması ve mide asidinin aşırı salınmasına neden olabilecek beslenmeden kaçınılmasını ifade ediyor. Sabah kahvaltısı büyük önem taşıyor. Gün içinde öğünlerin arası çok uzadığında bir meyve ya da birkaç galetayla ara öğün yapılması gerekiyor. Yatmadan iki saat önce beslenmeyi kesmek de sindirim sistemi için önem taşıyor.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz