SPOR

Spor yazarları Beşiktaş - Monaco maçını yorumladı

Spor yazarları, Beşiktaş'ın Monaco ile 1-1 berabere kaldığı maç hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Spor yazarları Beşiktaş - Monaco maçını yorumladı

Yazarların görüşleri şu şekilde:

Ellerine sağlık Fabri - Attila Gökçe / Milliyet

Heyecan var, coşku var... Tedirginlik de var. Tüm duygular karmakarışık Vodafone Park’ta. Duyguları karıştıran farklı bir durum yok . Beşiktaş’ın oynadığı futbol hem güzellik, hem şaşkınlık... Hem üstünlük, hem zayıflık... Hem doğru, hem de yanlışlarla iç-içe bir maceraydı dün.

Şenol Güneş, Caner Erkin’e izin vermiş, Talisca’yı da kulübede tutarak oyuna Atiba, Oğuzhan, Tolgay gibi hem merkezde, hem de forvet arkasında oynayabilen üç adamla başlamıştı. Oyunun anahtarı da belliydi: Top bir şekilde Quaresma’ya atılacak, onun önlenemeyen çalımlarından sonra ön direğe- arka direğe ortalanacak ve gol aranacaktı. Nasıl olsa Monaco’daki ilk maçta Cenk’le böyle bir gol bulmuşlardı. Ne var ki Q7’den gelen bütün toplar Monaco kalesinin önünde hep Glik ve Jemerson tarafından kesiliyor, ezber çalışmıyordu. Oyunun ilk baskısını atlattıktan sonra Monaco’nun pres gösterisine tanık olduk. Orta alanda, ileri uçta öylesine baskı yapmaya başladılar ki Beşiktaş pas trafiği giderek tıkanıyordu. Top kayıpları birbirini izledi. Önce Tolgay sonra Atiba... Derken Adriano! Brezilyalı’nın pas niyetine ayağından çıkan topu kaptılar ve Monaco 45+1’de Lopes’le golü buldu.

Neyse ki devre arası var... Şenol Güneş takımı toparlar. Oyuncuları sarsan ve uyandıran bir konuşma yapar ve deplasmanda olduğu gibi akıcı bir oyunla güzel bir geri dönüş maçı izleyebilirdik.

Sanki bunların bir bölümü gerçekleşmiş gibi oldu. Beşiktaş adına en çok yük taşıyan, ortalarıyla rakibi bunaltan Quaresma Jorge tarafından düşürüldü. Netameli İtalyan hakem penaltı noktasını gösterdi (eyvallah) lakin son adam olarak yol kesen Jorge’ye kırmızı kart göstermesini bekleyenler de oldu. (Hocalara sordum, sarı kart gerekli ve doğru karar!).

Sonrasında maç yine coşkulu bir arayışla heyecan yaratmaya başladı. Orta alanda oyun disiplini, markaj filan hak getire. İki taraf da topu bulur bulmaz kaleye yükleniyordu. Tamam, itirazımız yok... Topa sahip olma yüzdesi de Beşiktaş’tan yana. Ama Beşiktaş Q7 ile Babel’le, Cenk ve Oğuzhan’la yüklenip pozisyonlara girerken şutu adeta unutmuş gibiydi. Hele Babel’in ve Quaresma’nın kaçırdıkları, saç - baş yoldurur. Monaco da inanılmaz pozisyonlara girdi. Hatalı ve isabetsiz paslar, Monaco’nun daha etkili gol pozisyonlarına girmesini sağladı. İşte tam da burada ayağa kalkıp Fabri’yi alkışlamak gerekiyor.

Tosiç, Tolgay ve Atiba’nın çıkmak zorunda olduğu maç gitti gitti geri geldi. İki takım da maçı kazanabilirdi. Ama dedik ya kaleci Fabri, dün kurtardığı en az üç golle gecenin kahramanı oldu.

Buruk bir maç ve buruk bir skor. Ama acı bir maç değil. Beşiktaş 10. puanını alarak gruptan çıkma avantajını sürdürdü. Enseyi karartmamak gerekir. Beşiktaş bu gruptan 10 puanla da çıkar. Ve önümüzde iki maç daha var. Asıl düşünülmesi gereken ligdeki Göztepe maçı.

Kartal'lar yüksek uçar - Bilal Meşe / Milliyet

Hep yazıyoruz, çiziyoruz, söylüyoruz... Beşiktaş Devler Ligi’nde bir başka oynuyor, keyif ve güven veriyor. Hele kendi evinde rakip kim olursa olsun, seyirciyi de arkasına alarak öyle bir baskı yapıyor ki, nefes aldırmıyor. Hani diyorlar ya, istatistik veriler... Valla bu oyun için pek geçerli değil! Baskıyı yapan, çok adamla rakip kaleye yüklenen, üretmeye çalışan, topa hep sahip olan Beşiktaş, gelin görün ki, golü kalesinde gören yine Beşiktaş... Dememiz o ki, rakamsal veriler, bazen skor tabelasıyla pek örtüşmeyebiliyor!

Beşiktaş, ilk yarıda Monaco’nun çok adamlı savunma anlayışını ortadan kaldırmak için her yolu denedi... Kanatlardan yüklendi olmadı, göbeği denedi olmadı, havadan aradı yine olmadı, olmadığı gibi bir net pozisyon da üretemedi. Lopes’in 45+1’de attığı golde Adriano’nun müthiş hatası vardı, gözlerimize inanamadık... Yalnız Adriano bunu hep yapıyor, oynadığı kritik bölgenin farkında değil arkadaş!

Şenol Güneş’in Talisca’yı yedeğe çekmesine hiç şaşırmadık doğrusu... Çünkü son bir aydır gerek iç, gerekse dış hatlarda Talisca’yı arayın ki, bulasınız, müthiş bir düşüş içinde! Güneş’in bir başka doğrusu ise Tolgay-Oğuzhan ikilisini tercih etmesiydi. Tolgay sakatlanıp çıkıncaya kadar müthiş bir mücadele ortaya koydu, kutluyoruz. Oğuzhan’ı da çok beğendim, attığı uzun paslar adeta adrese teslim idi.

Efendim diyorlar ki Quaresma topla çok oynuyor, iyi ki oynuyor, gol atamazsa en azından penaltı yaptırıyor, Cenk Tosun da skoru eşitliyor. Haaa ikinci yarıda bir gol kaçırdı ki, atsa Kartal’ı rekora uçuracak, yakışmadı, kendisi de şaşırdı! Ahhh Quaresma ahhh, şu uzatmalarda topa vurmak yerine, yanındaki Babel’e çıkarsana kardeşim? Cenk Tosun hem Beşiktaş, hem de Milli Takım için önemli bir oyuncu... Öyle durağan bir santrafor tipi değil, tam takım oyuncusu, rakip savunmayı koşularıyla yıpratıyor, gollerini de atıyor. Ne var ki, bir de şu hakem kararlarına itiraz ederek eforunu boşa harcıyorsun güzel adam.

Beşiktaş iyisin, hoşsun, ülkenin gururusun, tamam... Ne var ki oyunun son bölümleri ve uzatma dakikalarında niye böyle panik ve strese girersiniz anlamakta zorlanıyoruz. İnsanın kalbine indirirsiniz vallahi... Eeee o fırsatları gole çeviremezseniz, hem siz hem de taraftarlarınızı bunalıma sokarsınız!
Evet, Beşiktaş fark yapacağı maçta bir puanla yetinmek zorunda kaldı. Ancak Kartal, bir üst tur için avantajını koruyor, en azından yenilmedi, grubunun lideri, kutluyoruz.

Bu oyun liderliği hak ediyor - Metin Tekin / Sabah

İlk defa 3'te 3'le başlanmış bir Şampiyonlar Ligi grup aşamasının ardından bunun sebeplerini dünkü Monaco maçında gördük. Evet, belki kazanamadı Beşiktaş ama oyunu ele alış bakımından grup liderliğini hak eden bir takım oyunu gördüm. Talisca yoktu, Oğuzhan onun yerine çekildi, Tolgay orta sahadaydı. Oğuzhan'ın o bölgedeki en iyi oyunu oynadığını düşünüyorum. Tolgay'ın da özellikle Şampiyonlar Ligi performansı Beşiktaş için çok önemli.
Tamam, kendi sahanızda oynuyorsunuz ama geriye dönüp bakıyorum... Hiçbir zaman uluslararası düzeyde kendi oyun gücünü bu kadar iyi anlatabilen bir Beşiktaş inanın izlemedim. Belki oyunun son 5 dakikalık bölümünde pozisyon veren bir Beşiktaş vardı ama oyunun genelinde topa sahip olmada ve özellikle pas yapmada sezonun iyi oyunlarından biriydi.

Beşiktaş'ın şu an ligdeki konumu Şampiyonlar Ligi'yle kıyaslayınca aynı yerde olmayabilir ama kalitesi ligin üzerinde.
Grubun ilk maçından önce telaffuz ettiğim için söylüyorum.

Beşiktaş'ın, Bayern Münih, Barcelona, Real Madrid gibi majör takımlar hariç herkesle yarışa girebilecek kadro ve oyun kalitesi var. Özellikle bu beraberlik sonrasında da gruptan çıkmanın, hatta lider çıkmanın hakkı olduğunu düşünüyorum.

Bireysel performanslara gelirsek; kafamda geldiği gün çok soru işareti olan Babel'in bir kez daha bu seviyenin oyuncusu olduğuna şahit olduk.
Dün harika değildi belki ama bu seviyenin oyuncusu olduğunu gösterdi. "Büyük maçlarda oynayamıyor" denilen Oğuzhan öne çıktı. Bu takımda Avrupa markalı Talisca ve Negredo'nun kenarda oturduğunu varsayarsak; doğru kullanımla birçok şeyi hayal ettirebileceğini gördük. Sonunda Monaco'nun da çok önemli bir kadro olduğunu söyleyemeyiz ama çok önemli bireysel yetenekler olduğunu söylemek yanlış olmaz. İki maçta alınan 4 puan Beşiktaş'ın hangi seviyede olduğunun belgesidir.

Talisca'sız olmaz - Mehmet Demirkol / Fanatik

Monaco’nun son iki haftada orta sahasını daha iyi bir hale getirdiği, oradaki rol paylaşımının artık daha iyi olduğu açık. Şenol Güneş muhtemel bir ön alan baskısına tedbir mi getirmek istedi, yoksa Beşiktaş’ın ligde yaşadığı defansif zaaflardan mı bilinmez, Talisca’yı yedek bıraktı. Ancak Talisca’nın dışarıda kalmasıyla elde edilen avantajlar, varlığıyla elde edilenlerin çok gerisinde kaldı. Talisca içeride olduğu zaman Quaresma’nın ortalarının etkisi çok büyük oluyor. Babel, Cenk ve Talisca’nın hareketli oyunu Beşiktaş’ın ceza sahası içi avantajlarını zor engellenir hale getiriyor. O olmayınca sadece Talisca’yı kaybetmiyorsun. Aynı zamanda Babel ve Cenk de markaj altında kalıyor.

Quaresma atabilseydi...

Yoksa Oğuzhan ve Tolgay iyi oynadılar. Oyunu ceza sahasına taşımakta bir zorluk olmadı. Ancak ceza sahasına girişleri hem nicelik hem nitelik açısından yetersiz kaldı. Maçın o ana kadar en iyilerinden Adriano’nun hatasıyla gelen gol bu krizi derinleştirebilirdi. Neyse ki Tolgay’ın derin ve şahane pasına, Quaresma çok yapmadığı bir şey yapıp çerçeveyi karşıdan gören yerde topla buluşup penaltıyı aldı. Sonrasında Babel’in harika dalışında boş kaleye topu atabilse, Şenol Güneş Talisca’nın yokluğuna enteresan bir çözüm buldu diyebilecektik. Ya da sonraki 2 pozisyonda Cenk ve Babel’den pas alabilse...

Monaco eksik kaldı

Quaresma çizgiden ziyade içeri girerek oynamaya başladı ve bir oranda Babel ve Cenk’e üçüncü oldu. Monaco tam olarak ön alan baskısını 70’ten sonra yapmaya başladı. Evet bu orta saha bu oyun için daha doğru bir tercihti belki ama zorunlu 3 değişiklik Monaco’nun işine geldi. İstediğin skor elindeyken evinde bu kadar orta sahayı yitirmenin cezası büyük olabilirdi. Neyse ki son vuruşlarda çok eksik kaldılar.

İstediğimiz puanı aldık - Güntekin Onay / Sabah

BEŞİKTAŞ, maça çok hızlı başladı ve ilk 15 dakika sağlı sollu hücumlarla Monaco savunmasını hırpaladı. Ancak sürekli olarak yüksek toplarla ceza alanı içinde Cenk’i topla buluşturma düşüncesi verimlilik getirmedi. Kamil Glik çok tecrübeli bir stoper ve hava toplarında geçilmez bir kale.

MONACO ilk maçtaki görüntüsünden çok daha diri ve organize bir görüntü ortaya koydu. Şenol Güneş’in son haftalarda büyük form düşüklüğü yaşayan Talisca’yı ilk 11’de başlatmamasını yadırgamadım. Ancak kanat hücumlarıyla Quaresma üzerinden oynuyorsanız rakip ceza alanına Cenk dışında girecek tek oyuncu bu durumda Babel oluyor. Yani yeterli sayısal çoğunluk ile rakip savunmayı hataya zorlayamadı Beşiktaş.

Q7 ÇOK KAÇIRDI

İLK yarının son dakikasında yenik duruma düşmek ise planları değiştirdi ve 2’inci yarıda gol için oynayan bir Beşiktaş vardı. Bu kez daha direkt ve yerden oynayınca daha etkili oldu siyah-beyazlılar.

MAÇIN yıldızı Quaresma’nın kazandırdığı penaltıyı Cenk gole çevirince ihtiyacımız olan golü bulduk. Ancak Portekizli star çok önemli fırsatları da kaçırdı.

DÜN gece Cenk çok hareketliydi, Oğuzhan mükemmele yakın oynadı. Tolgay bir kaç basit top kaybı dışında iyi işler yaptı. Tosic çıkana kadar kusursuzdu.Pepe dikkatliydi. Beraberlik Monaco’yu devre dışı bıraktı ve liderlik yolunda temsilcimize avantaj getirdi.

Şimdi onlar düşünsün - Gökhan Dinç / Vatan

ŞAMPİYONLAR Ligi’nin gediklisi dün gece maça inanılmaz iştahlı başladı. Öyle ki bu iştahı lig maçlarında gösterse bırak maç kaybetmeyi puan bile kaybetmez dedirtecek kadar. Şenol Güneş’in Caner’i kadroya Talisca’yı da ilk 11’e almadığı gecede Tolgay-Atiba-Oğuzhan üçlüsünün göstereceği performansı merakla bekliyordum.

HARİKA başladılar diyebiliriz ilk yarı için. Uyum, tempo, istek her şey vardı. Sadece kaleye çekilen şut yoktu.

İlk yarıda tempoyu belirleyen takım kaleye sadece Gökhan Gönül’ün vurduğu şutunu gönderebildi. Maça iyi başlayanlardan Adriano’nun kaptırdığı top ile ilk yarının son dakikasında kalesinde golü gören Beşiktaş’ın yedek kulübesi hamle oyuncuları ile doluydu. Medel, Talisca, Negredo gibi oyunun seyrini her anlamda değiştirecek bir kulübe Şampiyonlar Ligi’ndeki birçok takımda yok.

2. yarı da tıptı ilk yarıda olduğu gibi Beşiktaş’ın istediği gibi başladı. Penaltıdan gelen gol, oyunun yine kontrolünü siyah-beyazlıların eline geçirdi. Bu dakikadan sonra özgüvenini yakalayan takımın teknik direktörünün önüne çıkan iki plan arasında tercih yapması gerekti. Ya Talisca’yı oyuna alacak ve kazanmaya oynayacaktı ki bence bunu yapmalıydı. Ya da orta sahaya savunma ağırlıklı bir oyuncu koyup kaybetmeden yoluna devam etmeyi seçecekti.

KORUMA HASTALIĞI

ŞENOL hoca kazanmak adına riske girmeyi tercih etmedi. Şenol hoca haçtan önce de böyle bir oyun anlayışının sinyalini vermişti. Yani Beşiktaş Şenol hocanın istediği gibi oynadı. Şu sonucu koruma hastalığı hemen hemen her hocada var. Kaybetmediğin sürece haklısın hocam. Ama son dakikalar da geçmek bilmedi.

Beşiktaş dört maç sonunda topladığı 10 puanla şampiyonlar Ligi için harika bir grafik çıkardı. Düşünün ki dört maç sonunda hesap yapan bir Türk takımı olmayacak. Hesabı diğerleri yapacak. Bırakın şimdi onlar düşünsün.

Şenol hoca ezber bozdu - Gürcan Bilgiç / Sabah

Şenol Güneş "kaybetmemek" istediği maçlar haricinde, özellikle de Şampiyonlar Ligi'nde sistem veya anlayış değiştirmeden oynattı takımını. 3'te 3 yaparken de bu anlayışıyla hükmetti sahaya. Porto'yu da şaşkınlığa uğratırken, Monaco'yu da oyuna mahkum ederken, ofansif dizilişinden ödün vermeden oynadı. Bu kez Talisca'yı kulübede yanına aldı. Rakibin üç orta sahasına, kendi dizilişinde eşitlik getirmek istediğini söyledi gerekçe olarak. Maçın aklına uymayı tercih ederek, kendi ezberini bozuyordu. Bu argüman, kaybedecek şeylerin olduğu zaman geçerli. Dokuz puanın varsa, riski rakibinin almasını beklemek doğal strateji aslında. Ama dediğimiz gibi hem Şenol Hoca'nın hem de Beşiktaş'ın reflekslerine uymuyor.

Talisca'nın performansı tartışılacak boyutta. Lig maçlarında "yoklar" arasında geziyor. Fakat özellikle Quaresma ile sağ kanattan geldiğinde takım, o ayağın aklı da, gözü de Talisca'yı arıyor. Dediğimiz gibi ezber-alışkanlık durumu söz konusu. Monaco'nun öne geçmesini bile önemsemeyecek bir güvenle oynaması da ilgi çekici Beşiktaş'ın. Oyun alanını büyüterek ve ısrarla taç çizgilerine kadar gelerek, yan toplarla Fransızlar'ın ceza alanına çok sık geldiler. Cenk ile de, Babel ile de, Quaresma'yla da fırsatlar yakaladılar.

Beraberlikle birlikte Monaco Beşiktaş'ı daha önde karşılamak, top kaybına zorlamak istedi. Onlar da son kozlarını oynadılar. Fakat Atiba'nın önderliğinde, Oğuzhan ve Tolga'nın yardımlarıyla, pas üçgenleri kurdu Beşiktaş. Tempo düştü. Akıl, soyunma odasındaki anlara geri döndü: "Kaybetmemek lazım." Monaco bu davete "icabet" edince, yüreklerin ağızlara geldiği anlar, pozisyonlar, defanstan dönen şutlar, karamboller geldi arka arkaya. Öne geçmek adına yakalanan fırsatlarda da, en tecrübelinin (Babel) en acemi hale geldiğini izledik. Bu düzeyin en önemli prensibi yine Beşiktaş'ın elinde. Maçtan puanla çıkıyor, liderliğini sürdürüyor ve arkasındakilerin ne yapacağını sadece merak ediyor.

Canlı Skor

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Takım
O
Av
P

En Çok Aranan Haberler