Tehlike, Laikçi- Şeriatçı kutuplaşmasında

Ülke olarak çok önemli bir süreçten geçtiğimiz gerçeğinin herkes farkına varmaya başladı. Nereye gidiyoruz? sorusunu dile getiren yazar çizerlerin korkuları sadece paranoyadan kaynaklanmadı da açık.

Laikçi- Şeriatçı kutuplaştırılmasını bırakın bunun söylemi bile şok etkisi yaratmaya yetecek ölçekte.

Asırlardır bütün unsurlarıyla et tırnak olmuş bu millet, böylesine büyük sancılar yaratacak bir kutuplaşmanın tarafı olmayacak kadar sağduyu içerisinde olmuştur.

Bugün Suriye'deki iç savaşın tanımını yapan bölgeye yakın isimler bunun aslında Laik- Şeriatçı kesimlerin savaşı olduğunun altını çizmeleri tehlikeye ne kadar yakın olduğumuzun adeta mesajını vermektedir.

Türkiye bugünlere gelirken çok sancılı dönemler yaşamıştır. Her zaman olduğu gibi zamanı geldiğinde toplumsal uzlaşı seçim sandıklarında ortaya çıkar ve birlik beraberliğin mesajını verir.

Öte yandan seçim coşkusu her şeyin ötesinde şimdiden yaşanmaya başladı bile. Yerel seçimlerin renkli görüntüleri bir kaç ay sonra sokaklarımızı süsleyecektir.

Bu kez partilerden çok isimlerin yarışacağı bir seçime gidiyoruz. Özellikle Mersin'de üç parti de iddialı görünse de seçime kısa bir süre kala finalin ayağı belli olacaktır.

Bugünden finalde ki yarışın bir ayağının CHP oluşturacağı açık görünüyor. Yani bu seçimlerde CHP maç yapmadan finale kalabilecek güçte.

Finalin diğer ayağında Ak Parti ve MHP var. iki partide CHP'nin rakibi olmak için çalışacaklardır. Fakat burada bir ayrıntı var, bu iki partinin at başı gitmesi CHP'yi avantajlı hale getirecektir.

Bugünden galibi belli olmayan bir seçim sürecine girdik. 27 Ekim Seçimleri Mersin'e taze kan mı yoksa iş başındaki belediye başkanlarına göreve devam mı mesajı verecek, birlikte göreceğiz.

Her şeyin ötesinde mutlak ve mutlak sağduyunun galip geleceği bir seçim süreci yaşamamız gerekiyor. Bugünkü kırılgan ortamda en çok buna ihtiyacımız var...