Kırıkkale Üniversitesi (KKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Albayrak, son dönemde mağaralarda "yarasa kesesi" veya "yarasa kozası" avcılığı olarak adlandırılan yöntemle dolandırıcılık yapıldığını söyledi.
Kırıkkale Üniversitesi (KKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Albayrak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dolandırıcıların, "mağaralarda yarasa kozası veya kesesi bulunduğunu, bunların içerisindeki sıvının ilaç sanayisinde kullanıldığı ve hatta yaşamı uzattığı" gibi uydurma iddialarla ilgili videoları sosyal paylaşım sitelerinde paylaştıklarını ve son dönemde bu örneklerin arttığını belirtti.
Yarasa kesesi veya kozası adı altında yüksek ücretlerle satılan malzemelerin yapay olduğuna işaret eden Albayrak, şunları söyledi:
"Son zamanlarda yarasalar ve mağaralar hedef haline geldi. İlk başta bu dolandırıcılık olayı İran'ın Urmiye şehrinden başladı. Bu daha sonra Azerbaycan, Cezayir, Irak, Suriye ve şimdi de Türkiye'de görüldü. Bazı kişiler, tespit ettikleri mağaralara önceden balona benzer yapıları monte ediyorlar. Daha sonra kandırdıkları insanları buralara getirerek, bunun içerisinde çok önemli bir sıvının olduğu, sağlığa iyi geldiği ve ilaç olarak kullanıldığını söylüyorlar. Sosyal medyadan öğrendiğimize göre bunları 100 ile 500 bin lira arasında fiyatlara satıyorlar. Bu dolandırıcılara yer vermemek lazım. Biraz bilimsel düşünüp insanlarımızın soyulmasını engellemek lazım."
Albayrak, son günlerde medyada "yarasa yuvası çok para ediyor, yarasa kozası ve kesesi nedir?" gibi konuların çok yer aldığını, bu durumun dolandırıcıların işine yaradığını kaydetti.
- Yarasanın kozası veya kesesi olmaz
Türkiye'deki neredeyse tüm mağaraları gezdiğini ve 44 yıldır yarasalarla ilgili araştırmalar yaptığını anlatan Albayrak, "yarasa kesesi veya kozası" gibi bir şeyle karşılaşmadığını anlattı.
Yarasanın yuva yapmadığına ve kozasının olmadığına dikkati çeken Albayrak, "Yarasa doğuran ve memeli bir hayvandır. Yarasaların böceklerle beslenmesinin dışında farklı bir görevi yoktur. Mağaralara asılan bu yapma kozaların içerisine cıva gibi maddeleri koyarak insanları kandırıyorlar. İnsanlara diyorlar ki 'bunun bir olgunlaşma dönemi var. O dönemden sonra bu ilaç olarak kullanılır.' Pazarlığı yapıp parayı alıyorlar ve bir daha ortadan kayboluyorlar. İnsanlarımız soyuluyor. Bunu duyan insanlarımız da dağ taş demeden mağara ve yarasa arıyorlar. Koza veya kese bulamadıkları zaman yarasaları öldürüyorlar. Mağaralara girmek yasak ama herkes mağara arıyor. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor." diye konuştu.
Prof. Dr. Albayrak, yarasaların ekosisteme etkisine de işaret ederek, "Yarasalar, mağaraları, ağaç kovuklarını, çatı katlarını ve bodrum katlarını sadece barınak olarak seçerler. Türkiye'de 39 yarasa türü var. Bunlardan bir tanesi meyveyle besleniyor, 38 çeşidi böcekle besleniyor. Yarasaların işi, gücü böcekle beslenmek. Yarasaların doğal dengedeki önemi bu. Yarasalar ortamdaki böcek dengesini ayarlar. Aşırı derecede çoğalma kabiliyeti gösteren böceklerin belirli bir seviyede kalması sağlanır. Böylece bizim de böceklerle mücadelede fazlaca kimyasal kullanmamız engellenmiş olur. Ayrıca yarasalar, yaşadıkları bölgelerde birçok salgın hastalığı engeller. Dolayısıyla korunmaları gerekir." ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz