Eskişehir'de bir antika dükkanında gördüğü 'Yatağan kılıcı'nı süs eşyası olarak satın alan Mehmet Ali Irmak, kılıcın tarihçesini araştırdıktan sonra çok etkilendi. Irmak, kılıcın kültürünü ortaya çıkarmak için çalışmaya başladı. Yaklaşık 7 yıl Yatağan kılıcı hakkında araştırma yapan Irmak, topladığı bilgiler ışığında orijinal 'yatağan Kılıcı'nın bire bir kopyalarını üretti. Ardından kılıcı kullanma yöntemini öğrendi. Irmak, boş vakitlerinde yaptığı kılıçları, bu kültür mirasının unutulmaması ve insanlarca daha iyi tanınması için değişik müze ve belediyeler ile bazı kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticilerine hediye etti. Bu sayede kılıcın tanıtımının daha geniş kitlelere yayılmasına sağladı. 'Yeniçeri Yatağan kılıcı kullanma zanaatı'nı da öğrenen Irmak, yetkililerden unutulmuş bu kültüre sahip çıkılmasını istiyor.
Osmanlı Yeniçeri askerlerince 16. yy'dan 19. yy'a kadar aktif olarak kullanılmış olan Yatağan kılıcı, halk arasında 'kulaklı', dünyada ise 'Türk eğrisi' olarak biliniyor. Yapısal şekli, çeliğinin zenginliği ve özellikle kullanımı ile Yatağan kılıcı diğer kılıçlardan ayrılıyor. Tarihte bilinen en meşhur Yatağan kılıcı Kanuni döneminin ustalarından Ahmet Tekkeli'nin Kanuni Sultan Süleyman'a hediye ettiği kılıç olarak biliniyor. Kılıcın sırt kısmının kalın çelikten yapılıyor olması nedeniyle Yeniçeri askerlerinin zayıf olan düşmana, ona aman verdiğinin işareti olarak kılıcın keskin ağzı ile değil, kör olan sırtı ile vurduğu belirtiliyor.
MERAKI ANTİKACIYI ZİYARETİ İLE BAŞLADI
Eskişehir'de tarihi eşyalara merakı olan Mehmet Emin Irmak, 7 yıl önce antika dükkanını gezdiği sırada hayatında ilk kez gördüğü Yatağan kılıcını beğenerek satın aldı. Ardından kılıcın tarihçesini araştırmaya başladı. Yatağan kılıcının yapısından ve kullanım kültüründen çok etkilenen Irmak, işinden arta kalan vakitlerde satın aldığı orijinal kılıcın birebir kopyalarını yapmaya başladı. Irmak, yaptığı araştırma ve bazı tarihçilerden aldığı destekle kılıcın kullanma yöntemini de öğrendi.
Bu zamana kadar yaptığı 15 Yatağan kılıcının daha iyi tanıtılması ve insanların dikkatini çekmek için çeşitli müzelere ve belediyelere hediye etti. Irmak, bu çalışmasıyla 400 yıllık geleneğin kaybolmaması ve Yatağan kılıcı kullanma zanaatını bir kültür olarak yaşatmaya çalışıyor.
Kılıcın tarihinden ve kullanım şeklinden çok etkilendiğini söyleyen Irmak, "Yaptığımız araştırmalarda bu kültürün kaybolduğunu fark ettim. 7 yıldır bu kılıçları orijinalinden esinlenerek yapmaya başladım. Aynı zamanda kullanma yöntemini öğrendim. Bu kültürü gelecek kuşaklara aktarmak istiyorum." dedi.
Yatağan kılıcının yapısal şekli ve çeliği ile diğer silahlardan çok farklı olduğunu belirten Irmak, bunu şöyle izah etti: "Bunun kendine göre bir kullanım kültürü var. Yatağan kılıcı 400 yıl kullanılmış bir kılıç. Bir kültürü gelişse de zamanla tamamen kaybolmuş. Yaptığımız araştırmalarda bu kılıcı kullanan Yeniçeri, savunma yaparken kılıcın sırtını kullanırmış. Ben de bu kılıcın yapısını, çeliğini inceleyerek birebir kopyalarını yapmaya çalışıyorum."
Yatağan kılıcı kültürünün kaybolmaması için yoğun çaba gösterdiğini anlatan Irmak, "Büyüklerimizden istediğim kıt kanaat yapmış olduğumuz bu kılıcı ve kılıcı kullanma zanaatını daha da geliştirmek. Görsel şovlarla bu kültürü tanıtmak ve yaşatmak istiyorum. Bunun için de yetkililerden tanıtım için destek bekliyorum." şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz