YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç:    

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, tutuklu milletvekillerinin durumuna ilişkin; "Parlamento, başörtüsünde nasıl ki milletvekillerinin insan onuruna sahip çıktıysa burada da aynı şekilde

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, tutuklu milletvekillerinin durumuna ilişkin; "Parlamento, başörtüsünde nasıl ki milletvekillerinin insan onuruna sahip çıktıysa burada da aynı şekilde o insanların onuruna sahip çıkması gerekir" dedi. Kılıç, KTO Karatay Üniversitesi tarafından Mevlana Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıda, Cumhurbaşkanının partisiyle ilişkisinin kesilmesinin, anayasal bir hüküm olduğunu söyledi. Bunu ortadan kaldırmak için anayasayı değiştirmek gerektiğini ifade eden Kılıç, "Şimdi büyük bir dert sardı bizi. Endişe içindeyiz. Yarın Cumhurbaşkanını halk seçecek. Yanında da çok güçlü bir hükümet var. Bunlar başlayacak kavga etmeye. Ne yapacağız? Parlamanter sistem gibi gözüküyor ama yapılacak şey çok açık. Eğer siz anayasayı değiştiremiyorsanız, yarı başkanlık veya başkanlık sistemine geçemiyorsanız, yapılacak bir tek şey var. Cumhurbaşkanının yetkilerini sembolik hale getirmektir. Bunu getirmediğiniz sürece bu kavga kaçınılmazdır. Bu kavga halk seçtiğinden dolayı değil. Sebep cumhurbaşkanının yetkilerinin çok olması. Onun için yetkilerini sembolik hale getirirsek kavga ve gürültüyü en aza indiririz" diye konuştu. - Tutuklu milletvekilleri TBMM'ye başörtüsüyle girme konusunda Meclisin tutumunu takdirle karşıladığını ve alkışladığını ancak bir konuda da bir ayıbın olduğunu, bu ayıbın da temizlenmesi gerektiğini dile getirdi. Bu konuda daha önce hiç konuşmadığını ifade eden Kılıç, şunları kaydetti: "8-9 tane seçilen milletvekili hapiste. Gerçi bir kısmı artık hükümlü hale geldi herhalde... Tahmin ediyorum ama. Bu insanlar seçimlere girdiler. Eğer siz bu insanları parlamentoya getirip çalıştıramayacaksanız bunları seçime niye soktunuz. Seçime sokmasaydınız ya... Arkadaşlar bu insanların arkasında hiçbirinin düşüncesine katılmıyorum, katıldığım için söylemiyorum ama ben fikir namusu taşıyan bir bir insan olarak bir başkasının özgürlük sorununa sahip çıkıyorum. O insanın özgürlük yükünü, hak ihlalinin meydana getirdiği yükü paylaşmak istiyorum burada. Bu milletvekillerinin arkasında belki 1 milyona yakın insan var. Oy verdi bunlara. Eğer bunların her birinin 100 bin oy aldığını düşünecek olursanız şu kadar insan Mecliste temsil edilmiyor. Bunların ifade özgürlükleri ortadan kaldırılmış. Bırakın, milletvekilini, 1 milyon insan şu anda Mecliste temsil edilmiyor. Edilmesi gerektiği halde... Baraj aşılmış, bütün şartlar oluşturulmuş ve milletvekili seçilmiş ama temsil edilmiyor. Benim için bu 1 milyon insanın ifade özgürlüğü önemli. O 8 tanesi için söylemiyorum yani. Arkasında temsil ettiği insanlar için söylüyorum. Bu insanlar temsil edilmelidir. Bunu yargı çözemedi. Çok söyledik çok şeyler çıktı ama çözemedik maalesef. Çözülemedi. Bu parlamentonun çok rahat çözebileceği bir sorun. Parlamento, başörtüsünde nasıl ki milletvekillerinin insan onuruna sahip çıktıysa burada da aynı şekilde o insanların onuruna sahip çıkması gerekir. Çünkü kendi içlerinden birileri bunlar. Efendim, bu insanlar dışarı çıkarsa suçsuz mu? Hayır. Tutukluluğun sona ermesi o insanın suçsuz olduğu anlamına gelmez arkadaşlar. Onlarca yol, metot var. O tedbirlerden birini uygulayarak dışarıdan yargılanmak üzere çıkaracaksınız ama parlamentoda görevini yapacak. Bunu beceremedik. Parlamentodaki partiler acil bir şekilde bu konuyu ele almalı. Onlarca denetim usulü ve tedbirler var. Bu tedbirleri uygulamak ve dışarıdan yargılanmaları devam ettirmek suretiyle bunların tahliyesi sağlanmaladır." Kılıç, bu kişiler hakkında hüküm kesinleştiği takdirde söylenecek bir sözün olmadığını, Meclisten alınıp cezaevine konacağını dile getirdi. Bu kişilerin; kaçma ihtimali, delilleri yok etme ve değiştirme gibi ceza hukukunun malum hükümleri nedeniyle tutuklu olduğunu anlatan Kılıç, "Şu ana kadar deliller toplandı. Yıllar geçti aradan, yapılması gerekenler herhalde yapıldı. Artık bunların tutukluluklarının devamını gerektirecek bir şey de yok aslında. Yargımıza talimat vererek temennide bulunmak istemiyorum ama bunun çözüm yeri bence parlamentoydu. İddia ediyorum, tek cümlelik bir yasa maddesiyle çok rahat çözebilirlerdi, çözmediler. Ben demokrasi adına bunu çok önemsiyorum. Ben de düşüncelerine katılmıyorum ama... Ünlü düşünür Voltaire, 'Düşüncene katılmıyorum ama hakkını ve özgürlüğünü sen ölünceye kadar savunacağım' diyor. Ben bunu söylüyorum" ifadelerini kullandı. (Bitti)

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler