YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Antalya'nın kırsalında yaşayanlar 30 yıldır asbestli borulardan su içiyor

Antalya'da köylerin su ihtiyacının 1980'li yıllarda yapılan ve kanserojen etkisi olduğu bilinen asbestli borulardan sağlandığı...

Antalya'nın kırsalında yaşayanlar 30 yıldır asbestli borulardan su içiyor

Antalya'da köylerin su ihtiyacının 1980'li yıllarda yapılan ve kanserojen etkisi olduğu bilinen asbestli borulardan sağlandığı ortaya çıktı. Cihan Haber Ajansı'na konuşan içme suyu birlikleri başkanları kırsalda su sorunu yaşadıklarını belirterek, özellikle nakilde yaşanan sağlık riskinin ortada kaldırılmasını istedi. Birlik başkanları sıkıntının asbestli borularla sınırlı kalmadığını, eksik klorlama nedeniyle de halkın güvenle su içemediğini belirtti. 30 yıllık asbestli boruların değiştirilmesi için yıllardır mücadele ettiklerini ifade eden birlik başkanları, yetkilileri göreve çağırdı.
Hava sıcaklarının mevsim normallerinin üstünde seyrettiği Antalya'da içme suyu birlikleri köylere su yetiştirebilmek için sondaj kiralıyor. Birlikler klorlama sistemine olmadığı için doktor tavsiyesiyle suyuna haftada bir ilaç atmak durumunda kalıyor. Kırsalın içme suyuyla ilgili önemli sıkıntılardan birini de kanserojen etkiye sahip olduğu için yasaklanan, asbestli borular oluşturuyor. Antalya'da da asbestli borularla taşınan sudan tüketmek zorunda olan köyler bulunuyor.

KLORLAMA MAKİNESİ YOK
Aşağıoba-Karataş Köyleri İçme Suyu Birliği Başkanı Abdi Yarışçı, iki köyde yaklaşık bin 500 nüfusa içme suyu hizmeti verdiklerini belirterek, “Buraya bir klorlama makinesi konulacaktı ancak olmadı. Geçen gün Sağlık İl Müdürlüğü’nden geldiler. Onlar hap verdi, şu an hap kullanıyoruz. Suyu temizlemek için kullanıyoruz. Haftada bir tane depoya atıyoruz. Ancak sağlıkçılar klor kullanmanız gerektiğini söyledi. Doktor arkadaş Özel İdare'ye yazı yazacağını söyledi. Hatta Özel İdare’yi de aradılar.” dedi. Yarışçı, her iki köye su taşıyan boruların 25 yıllık olduğunu bu nedenle yenilenmesi gerektiğini de söyledi.

ASBESTLİ BORU İÇİN ‘SAĞLIĞA ZARARI YOK’ DEDİLER
Antalya merkeze en yakındaki 3 köyde yaklaşık 2 bin 500 nüfusa hizmet veren Merkez Kızıllı Grup Köyleri İçme Suyu Birliği Başkanı Osman Şanlıkaya, üç sıkıntıyla mücadele ettiklerini anlattı.
Kuyudan temin ettikleri su yetmediği için bir vatandaşın sondajını kiralamak zorunda kaldıklarını anlatan Şanlıkaya, “Şu an özel bir vatandaşın sondajını kiraladık. Suyumuz yetmiyor. Yeni otomatik klorlama makinesi yapıldı. Ondan beri ilaçlamada sıkıntı yok ancak boru hattımız çok eski. 1988’den bu yana kullanıyoruz. En büyük giderimiz arıza. Ayda 20 kez arıza yaptığı oluyor. Borular ya kırılıyor ya da contası eskimiş oluyor. Hatların yenilenmesi lazım. Bizimkiler eski asbest borulardan. Kaç sefer izah ettik, Özel İdare'deki vatandaşlar ‘sağlığa zararlı değil’ diyorlar. Aşağı yukarı 8-10 kilometre asbest borum var. En büyük sıkıntımız tamirat.” diye konuştu.

SORUN MERKEZE YAKIN BÖLGEYLE SINIRLI DEĞİL
İçme suyuyla ilgili sıkıntı yaşanan bölgeler Döşemealtı ve Kepez gibi şehir merkezine yakın kırsal bölgeyle sınırlı değil. Antalya’da Kaş’tan Gazipaşa’ya kadar geniş bir bölgede içme suyu temini, sağlıklı su, sağlıksız nakil hatlarıyla ilgili sorun yaşanıyor. Serik-Gebiz Grup Köyleri İçme Suyu Birliği Başkanı Veli Keleş, 12 köy, 2 beldede yaklaşık 19 bin kişiye su ulaştırdıklarına değinerek şunları söyledi: “Borularımız yaklaşık 30 yıllık ve değişmesi gerekiyor. Bunlar asbest boru, petrolden yapılmış. Zararını azaltmak için suya bol bol klor veriyoruz. Defalarca yazı yazdık, bir türlü yapılmadı. 3 senedir bu işle uğraşıyorum. Ayrıca bir klor cihazımız da yok. Özel İdare geldiler, yeri tespit ettiler. ‘Güneş enerji getireceğiz’ dediler, bir daha da gelmediler. Yaklaşık bir yıl oldu.”

ANTALYALI KUYU SUYUNA MECBUR EDİLİYOR
Alanya-Manavgat İçme Suyu Temin Birliği Başkanı Mustafa Keçer, Sağlık Bakanlığı’nın halk sağlığı açısından önemle üzerinde durduğu konuların başında içme sularının geldiğine değindi. Sıcak Akdeniz ikliminin ‘mikroorganizmaların üremede efor kazandığı’ bir özelliğe sahip olduğunu, bu iklimde klorlamanın büyük önem taşıdığını vurgulayan Keçer, “Manavgat-Alanya bölgesinde su temini ve sağlığı konusunda sıkıntı var. Mesela bizim yer altı suyu almamamız gerekiyor ama kullanıyoruz. Biraz doğuya gittiğinizde bütün yerleşimlerin su problemi var. Su kalitesi düşük, susuzluk çekiliyor.” dedi.
Antalya’daki temel yanlışlardan birinin kuyu suyu tüketimi olduğu tespitinde bulunan Keçer, düşüncelerini şu sözlerle ifade etti: “Bu arada da çok güzel ırmaklarımız var. Halk suyu olarak içilebilecek nitelikteki suları ise denize bırakıyoruz. Anadolu coğrafyası suyu bol bir ülke değildir. Özellikle yer altı sularının kullanılması hatalıdır. Buna rağmen benim birliğimin bağlı olduğu bölgede içme suyunu yer altından alıyor. Biz buna mecbur kalıyoruz çünkü su yok. Türkiye’nin en çok nüfusu artan bölgesindeyiz. Yer üstü kaynaklarımız, örneğin Manavgat Irmağı boşa akarken yer altını kullanmak durumundayız. Yer altı sularının hepsi de temiz ve sağlıklı değil.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler