SPOR

Arda'dan Polat'a ağlatan mektup!

Galatasaray'da bir dönem sona eriyor. Başkan Adnan Polat Galatasaray'a veda ediyor. Polat, Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'da gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Arda'dan Polat'a ağlatan mektup!

Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, takım kaptanı Arda Turan'ın kendine yazdığı mektubu medya mensupları ile yaptığı programda canlı yayında okudu. Canlı yayında mektup okunurken de Adnan Polat'ın gözleri doldu.

[**MYNETSPOR'U FACEBOOK'TAN TAKİP EDİN

**](http://www.facebook.com/spormynet)

[**SPOR TOTO SÜPER LİG'DEN SON GÖRÜNTÜLER İÇİN TIKLAYIN

**](http://spor.mynet.com/sportv/)

**İşte Arda Turan'ın, Başkan Adnan Polat'a yazdığı o mektup:

**

"Sevgili başkanım, size olan duygularımı kağıda dökmek istedim. Bir Galatasaraylı olarak hiçbir zaman yıkılmadığınız ve inandıklarınız uğrana mücadele ettiğiniz için siz şu an kaybetmiş gibi görünseniz de tarihin kazananı olacaksınız. Bunu yazarken her zamanki gibi ağlıyorum ama günahlarınızla sevaplarınızla sizi çok seviyorum.

Eğer ben bugün Galatasaray kaptanıysam, hayallerimin tepesindeysem bu sizin sayenizdedir. Size minnettarım ama yaşadıklarınızın bir sorumlusu olarak da sizden özür diliyorum. Ben yaşlanınca tanıdıklarıma en dik duran Galatasaraylıdan bahsedeceğim. Bu kişinin adı da Adnan Polat'tır."

"UMARIM BİR DAHA YAŞANMAZ"

Adnan Polat bu mektup ile ilgili olarak "Arda'ya çok teşekkür ediyorum söyledikleri için. Akşam da beraberiz zaten. Hepsiyle tek tek vedalaşacağım. Bu sene yaşandığı kadar olay tarihimizde hiçbir zaman olmadı. Taraftar duruşunu hiçbir zaman bozmadı. Ben Arda'ya ve takıma teşekkür ediyorum duruşlarından dolayı. Umarım bu olaylar bir daha kimsenin başına gelmez" dedi.

"ÇOCUKLARIMIN NASIL BÜYÜDÜĞÜNÜ BİLE ANLAYAMADIM"

"Ben Galatasaray'da toplam 9 sene yaşadım. Bu 9 senenin 4 senesini Alp Yalman zamanında başkan yardımcısı olarak yaşadım. Tam yetkiliydim o zaman. Rahmetli Özhan Canaydın döneminde 2 sene görev aldım. Mali ve idari başkan yardımcısıydım. Daha sonra da 3 sene başkanlık dönemim oldu. 14 Mayıs'ta yeni gelecek yönetime devredeceğiz. Bu 9 sene boyunca ben tam zamanlı çalıştım Galatasaray için. Çocuklarımın nasıl büyüdüğünü bile anlayamadım ben. Bu yaptıklarımın hepsinden büyük mutluluk duydum. 9 sene boyunca binlerce işe karar verirken tabi ki hatalar da yapılabilir."

"PARA SIKINTISI OLAN BİR YERDE BAŞKA İŞLE UĞRAŞAMAZSINIZ"

"2006 döneminde gelirken büyük sıkıntılar yaşanan bir Galatasaray vardı. Şirketleşmede sıkıntı vardı. 6 ay boyunca anlamak için uğraştım. Özellikle para sıkıntısı olan bir yerde başka bir işle uğraşamazsınız. Özel hayatınızda da kiranızı nasıl ödeyeceğinizi bilemezken başka şey düşünemezsiniz. O dönem '20:45 şampiyonluğu' geldi. Herkes sabahlara kadar kutlama yaparken biz o sabah toplantı yaptık. O yönde hareket ettik. Almış olduğumuz kararlar hep çözüm üzerineydi. Bunun içinde şirket birleşmesi de vardı."

"3 AYDA YIKILMASI GEREKEN STAT 15 GÜNDE YIKILDI"

"Tüzük değişikliği de gerekiyordu. 30 senedir tartışılan bir konu bu. Dernekler yasasıyla beraber tüzük ortaya çıktı. Neredeyse 70 sene aynı tüzükle gitmişiz ve 30 senedir de dokunulmazlığı vardı tüzüğün. Mali konular çok sıkıntılıydı. Kulübün her tarafında hacizler vardı. Tesis konusunda rakiplerimizin gerisinde kalmıştık. Florya'ya hiç el atılmamıştı tesis anlamında. Basketbol salonuna girince yağmur yağıyordu üstünüze veya güneşi görüyordunuz içeriden. Ali Sami Yen'in de artık miyadını doldurduğu bir dönemdi. Hem kapaside, hem de fonksiyon olarak çok demode kalmıştı. İnsan hayatını da riske atan bir stadyumdu. Stadı yıkan firma da 3 ayda yıkmayı planlarken 15 günde yıktılar. Stadın betonarmesinde hem demir, hem de çimento eksikliği varmış zaten. Böylelikle stat projesi devreye girdi."

"TESİSİN DUVARINI YIKTIK, ÇÖP ÇIKTI"

"Tesislerimizi yenilememiz ve yeni tesisler de yapmamız gerekiyordu. Voleybolcularımız çok sıkıntılı şartlarda tesis bulabiliyorlardı. Bu imkanlarda sporcu yetiştirip de rekabete giremezsiniz. Sosyal tesislerimiz de yetersizdi. Kalamıştaki tesis ortadan kalkmıştı neredeyse. Sağınızdaki solunuzdaki tesislerde sorun yaşanmıyor, Fenerbahçe'nin tesisinde sorun yok ama bizim tesisimiz o hallere geldi. Duvar yıktırdık, orada içinden çöp çıktı. Çöpü taşımamak için üzerine beton döküp duvar yapmışlar."

"TARAFTARLARIMIZ BİZİ ELEŞTİRMEKTE HAKSIZ DEĞİLLER"

"Futbolun kötü gitmesi hem camianın hem de taraftarın moralini bozdu. Taraftara ben teşekkür ediyorum. Başkanlık sürecimde sadece bir kez pankart açıp beni protesto ettiler. Taraftarla benim 90'ların başından beri çok önemli bir ilişkim var. Ancak takımın o kadar kötü gitmesi onların da sabrını taşırdı zaman zaman. Haksız da değiller."

"ŞİRKETLERİN BİRLEŞMESİ 5-10 ŞAMPİYONLUĞA BEDEL"

"Stadyumumuz bitti ve şu anda da içindeyiz. Avrupa'nın en güzel stadyumlarından biri oldu. Galatasaray artık gelir üretebilecek düzeye geldi. Tesislerimizi yaptık. Tüzük istediğimiz gibi olmadı ama en azından tadilatı yapıldı. 5-10 şampiyonluğa bedel bir operasyon olarak şirketler birleşti. Galatasaray'ın arazilerinin 40 senedir Galatasaray'a katkısı yoktu. Riva'nın ruhsatı alındı, Mecidiyeköy arazisinin imar durumu düzeltildi. İkisinde de yarın inşaata başlama imkanı var. Araziler kazandırdık kulübe. Bundan sonraki konular Riva'yı satıp, o parayla kredi borçlarını kapatıp, kalan para ile yeni araziler alıp, onları da kenara koymaktı. Sıfır borç ve yeni tesisle sorunsuz bitirmeyi hedefliyordum dönemimi. Ancak olmadı. Camianın bir kısmı bizim kalmamızı istemedi. Bizde camianın dediğini yaptık ve seçime gittik."

"GALATASARAY 49 YIL BOYUNCA TT ARENA'YI KULLANACAK"

"Türk Telekom Arena sözleşmesinde Galatasaray'a TOKİ'nin stadı yapıp, devretmesi var. Stadın dizayn edilmesinde hep ben vardım başında. Daha sonra Işın Çelebi proje lideri oldu. Burası 180 milyon TL'ye malolacaktı. 29 Ekim 2010'da açılacaktı bu stadyum. Başbakan ve TOKİ başkanı her konuda bize yardımcı oldular ve her engeli kaldırdılar. Burası 310 milyon TL'ye çıktı. Aşağı yukarı da 300 milyon Dolar civarında harcama yapıldı çevre yollarla alakalı. Düşünülenin çok çok üzerine çıktı maliyet. Metro istasyonuna 30 milyon yerine 120 milyon Dolar'lık bir yatırım ortaya çıktı. Hesapların bu kadar şaşması nedeniyle GSGM'den de bir talep geldi. Sayın Mehmet Helvacı'nın bu konulardan haberi yoktur çünkü vazifesi değildi. Ali Sami Yen'de gelirimiz 20 milyon dolarken burada 80 milyon dolara çıktı. Ali Sami Yen'de biz 1 milyon TL kira öderken burada da ödememiz talebiyle bize geldiler. 'En azından amatör sporlara bir katkıda bulunun ve rakip kulüpler ile kamuoyu vicdanını da tatmim edin' dediler. Aylarca bunu hesapladık ve kabul ettik. Galatasaray 49 yıl boyunca burayı kullanacak."

"FUTBOLDA BAŞARI BİRÇOK UNSURA BAĞLI OLARAK GELİYOR"

"Başkan olmadan önceli mali kongede sayın Canaydın, 'Tam yetkiyle donatmış olduğum futbol şubesinin sonuçları nedeniyle sizden özür dilerim' dedi. Başkan olduktan sonra bana en yakın adamlardan biri olan Feldkamp istifa etti. Daha sonra son 6 maçta teknik direktörsüz şampiyon olduk. Türk Telekom'a dünya çapında bir teknik adam ve futbolcularla gelelim diye planlama yaptık. Son Kasımpaşa maçında dahi kendi ülkesinin milli takımlarında oynayan 12 oyuncu vardı. Toplamda bu sayı 20'yi bile geçiyor. Futbolda başarı bir unsura değil, birçok unsura bağlı olarak geliyor. Galatasaray'ın UEFA Kupası'nı kazandığı zamana bakın, 10'dan fazla maçta bir tane bile aleyhimize önemli hakem hatası olmamıştır. Yani birden fazla unsurun da birleşmesi lazım. Muhalefet, Federasyon ve medya da içinde olmak üzere birçok engel çıktı önümüze."

"FLORYA'DA İSTEDİĞİM OTORİTE VE DÜZENİ SAĞLAYAMADIM"

"Biz maçları taraf olarak izlediğimiz için objektif olamıyoruz bazen. Ben bu yüzden yurtdışından insanlara izlettiriyorum maçlarımızı. 14 tane maçımız hakem hatasıyla katledilmiş durumda. Florya'da istediğim otorite ve düzeni de sağlayamadım. Adnan Sezgin'in her zaman arkasında oldum. Oradaki yönetim ondaydı ve teknik adamların direktifleriyle transfer yapan insandı. Her kötü neticede ona fatura kesildi. Dünya çapında transferler yaparken biz 'şampiyon belli, ikinci kim?' diye manşetler atılıyordu. Rijkaard Türkiye'deki şartları tam kavrayamadı. Fazla medeni teknik adamlardı. Ben bir sürü sorunla uğraşırken takıma yeterince zaman ayıramadım. O sırada Florya'da olan arkadaşlar da tam diyalog içinde olamadılar ve hocalar da tam etki edemeyince kimya uyuşmadı. Bence bu bir idari başarısızlıktır. İdarenin başında da ben olduğumdan bu benim başarısızlığımdır."

"YA HAGI'Yİ GÖNDERECEKTİK YA DA MISIMOVIC'İ"

"Keita'nın gönderilmesini tamamen Rijkaard istedi. Tribünlere oynayan ve oyun disiplini düşük bir oyuncuydu ama iyi bir oyuncuydu. Keita izne gittiği zaman mutlaka geç geliyordu. İdari cezalar verdik zaman zaman. En son bir Gençlerbirliği maçına giderken Keita kayboldu, ortada yok. Aradık, taradık, Keita'yı Paris'te bulduk. Son derece sorumsuz bir oyuncuydu. Rijkaard da 'Ben böyle disiplinsiz bir oyuncuyla çalışamam' dedi ve yolların ayrılmasını istedi. Biz de sattık. Misimovic konusu da tamamen Hagi'nin inisiyatifi. Hagi, 'Buraya tatile gelmiş' dedi. Disiplinsiz olduğunu söyledi. Kendisiyle uzun uzun konuştuk ve geri adım atmadı bu konuda. Ya Hagi'yi gönderecektik ya da Misimovic'i..."

"BİZİM BAŞIMIZI DERDE SOKAN EN BÜYÜK UNSUR 4-3-3'TÜ"

"Bizim başımızı derde sokan en büyük unsur, Skibbe'yi de, Rijkaard'ı da, Hagi'yi de sıkıntıya sokan şey 4-3-3'tü. Ben hepsine bizim kadromuzun buna uygun olmadığını belirttim. Geçen sezon Rijkaard'a santrfor alalım diye neredeyse yalvardım, istemedi. Bu Barcelona'da uygulanabilir ama bizim için çok zor bir sistem. Müdahale de etmiyorum hocalara. Şampiyon olduğumuz sene takımı 6 hafta üst üste Adnan Sezgin ve ben yaptık. 6 maçı da kazandık, yenemediğimiz Fenerbahçe'yi de yendik. Birçok unsur istediğimiz gibi gitmeyince yapılan işlerin de üzerine bir perde indi. Belki futbol bu kadar kötü gitmeseydi ne stat açılışında ne de kongrede olan olaylar olmayabilirdi. Futbol bu işleri ateşledi bence."

"STAT AÇILIŞI İÇİN CEBİMİZDEN 1 KURUŞ BİLE ÇIKMADI"

"Bu stadın devre arasında açılmasını istemeyen ve engellemeye çalışan çok sayıda Galatasaraylı oldu ama bence başka gerekçeler vardı bunun içinde. Ben Ali Sami Yen'in şartlarının hayati tehlike oluşturdu için buraya gelmek istiyordum. Ayrıca buraya devre sonu gelmemiz bize 30 milyon dolar daha kaybettirecekti. Bu stadın oturması da 1 sene daha uzayacaktı. Açılışı yetiştirmek için çok çabaladık. Bir yandan açılış organizasyonu için uğraşırken, bir yandan da inşaat sürüyordu. Açılış için de cebimizden bir kuruş para çıkmadı, o işi sponsorlarla yaptık biz."

"TÜRKİYE İÇİN ATATÜRK NEYSE, GALATASARAY İÇİN ALİ SAMİ YEN O"

"Biz bazı tepkilerin olabileceğini düşünmüştük açılışta ama bu kadar büyük şeyler olacağını düşünmemiştim. Beni İnan Kıraç aradı, bana kabaca konuştu. 'Ali Sami Yen'in ismini silmeye çalışıyorsunuz' gibi şeyler söyledi. Ben de stadı daha devralmadığımızı belirttim kendisine. Zaman içerisinde bu stadın buram buram Galatasaray kokacağını söyledim. Davetiyelerde Ali Sami Yen isminin olmaması konusunda da özür dilemiştim zaten. Daha sonra İnan Kıraç, 'Bunu düzeltmezseniz ben basın toplantısı yapacağım' gibi sözler sarfetti. Türkiye için Atatürk neyse Galatasaray için Ali Sami Yen o. Ali Sami Yen Bey için ben bugüne kadar birçok önemli iş ve eser ortaya çıkarttım. Böyle ithamların altında kaldım."

"BAŞBAKAN DA ÜZÜLDÜ, BEN DE ÜZÜLDÜM"

"Bu stadın devri ile alakalı Ankara'da bulunduğum sırada bir gazetede İnan Bey'in yaylım ateşini gördüm. Buraya Başbakanımızın yanı sıra Sayın Kılıçdaroğlu da gelecekti. Sayın Cumhurbaşkanımız da gelecekti. Güvenlik şefleri, 'İçeride 300-500 kişilik provakatör bir grup var' dediler."

"SAYIN KILIÇDAROĞLU PROTESTOLAR OLACAK DİYE GELMEDİ"

"Benim ve başbakanın ismi geçtiğinde ıslıklamalar oluyordu. Sayın Kılıçdaroğlu da, 'Protesto olacaksa ben gitmeyeyim' demiş. Sayın Başbakan geldiğinde de bu istihbaratı almıştı zaten. Sıra konuşmalara gelince anonsu yapan arkadaş önce TOKİ başkanımızı konuşturdu. Sayın Başbakan da, 'Tabi ki, olur' dedi. Ben özellikle kısa konuştum ki taraftarlar sıkılmasın. Ben konuşurken de bir bölüm ıslıkladı beni zaten. TOKİ Başkanımız benden sonra çıktı, amacını aşan sözler söyledi ve o zaman stadyumda zaten kıyamet koptu. Kendisi de zaten sonra bana hem heyecanından hem de seçtiği kelimelerden dolayı özür diledi. Benden de, camiadan da, kamuoyundan da özür diledi. Başbakan da üzüldü, ben de üzüldüm. 'Bu kadar emek verdiğimiz bir yerde protesto ediliyorsak burada kalmayalım' dedi ve ayrıldı. Ben de bunun üzerinde kalmak istemedim ve ayrıldım. Sonra da kameralar karşısında özür diledim. Mali kongrede konuşan herhalde 30 kişi beni bu konuda eleştirdi. Ben evime gelen misafire bir saygısızlık yapılırsa özür dilerim. Ben böyle yetiştirildim."

"BİR KELİMEYİ YANLIŞ KULLANDIM, HERKES ÜZERİME GELDİ"

"Basın toplantısı yaptık biz bu olayların ardından ve bir kelimeyi yanlış kullandığımı fark ettim. Protestocu yerine provakatör lafını kullandığımı fark ettim. Sonra bir de baktım ki iktidar, muhalefet herkes bana saldırıyor. Ne olduğunu anlamadım bile."

"KONU FİNANSAL DEĞİL, FUTBOL TAKIMI"

"Galatasaray'ın Nisan sonu itibariyle banka kredi borcu 145 milyon Dolar. Bunların büyük bölümü de 6,5 yıla bölünmüş durumda. Galatasaray'ın 2005-2006 yılında geliri 80 milyon Dolar geliri 140 milyon dolar gideri vardı. 192 milyon Dolar gelirimiz var şimdi 210 milyon Dolar giderimiz var. Şu an 210 milyon Dolar civarında sponsorluk gelirimiz var. 35'ten 210'a çıkmış bu rakam dönemimizde. Bu paranın içinde 100 milyon Dolara yakın bir temlik var. Bankalara verilmiş bir garanti olarak. Bunlar banka borçlarını ödemek için ayrılmış paralar. Yeni gelen yönetimin ne yapması lazım? Basketbol ve voleybol kız takımlarımız ikinci ligdeydi. Basketbol kız takımımız Avrupa Şampiyonu oldu, tekerlekli sandalye takımını zaten herkes biliyor. Amatör sporlarda belli bir gelirme oldu ama dediğim gibi süreklilik için tesis şart. Konu finansal değil futbol takımı. Finansal olarak ihtiyaç olan para 20 milyon Dolar civarında. Bunu koyduğunuz vakit geçmişe yönelik hiçbir borç kalmıyor."

"BİZE 4 AYDIR İŞ YAPTIRILMIYOR"

"10 milyon euro da transfer için kaynak gerekiyor. Bu 10 milyon euro ile 30 milyon euroluk transfer yapılabilir. Çünkü biz artık bunları 2-3 yıla bölebiliyoruz. Eğer eski model şirketleşme olsaydı yılda 50 milyon dolar dışarıya para dağıtılacaktı. Galatasaray'ın Ali Sami Yen'de 20 milyon dolar geliri vardı şimdi 80 milyon dolar. 50 milyon dolarlık Riva'da 250 milyon doları bulduk ama satmadık biz. 30 milyon dolarlık sponsorluk 80 milyona çıkmış. Florya elden gitmişti, geri alındı. Mecidiyeköy'deki arası iş merkezi olacak. Borç arttı tamam ama büyük bir değer kazanıldı. Bir arazı tarla ise tarla değeri vardır, imar izni varsa değişiktir. Ben Galatasaray'ı 1 sene sonra borçsuz bırakmayı düşünürken kimse mali enkazdan bahsetmesin. Ben uluslararası bağımsız denetçilere de denetlettim kulübü. 150-200 sayfalık raporlar verildi. Bunlardan bahsedenler hiç gelmesinler Galatasaray'ın başına zaten. Dediğim gibi 20 milyon Dolar ödeme yapıldığı zaman 2010 yılında borç sıfır oluyor. Unutmayın ki bize de 4 aydır iş yaptırılmıyor. Giderler artıyor, gelirler azalıyor bu sürede. Görev süremizde futbol ödemeleri hariç personele ve sporculara ödemelerde ayın 1'i geçirilmiş mi diye bir sorun bakalım."

"FENERBAHÇE ZATEN BİR GALATASARAY OLAMAZ"

"Haldun Üstünel prensipte anlaşamadığımız için istifa etti. Onun dışında istifa olsun, olmasın büyün süreçlerde üzerimizde baskı vardı. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın Galatasaray'a neden laf attığını ben anlamadım ama doğru söylüyor. Fenerbahçe zaten bir Galatasaray olamaz. Bi ayrı boyuttayız, onlar ayrı boyutlarda. Çok büyük farklar var aramızda. Bizim de anlaştığımız 4 oyuncu vardı sezon sonu için ama isim veremem tabi ki. Yeni yönetimler gelirse bu konularla alakalı ben de yardımcı olmak isterim. Zaten mutlaka geleceklerdir çünkü kulübün her yönünü bilen az kişiden biriyim."

"HAGI DEVRE ARASINDA TRANSFERLERDE ISRARCI OLDU"

"Normal olarak 25 kişiye yakın bir kadromuz oluyor. Bu futbolculara dönen rakamlar 40-60 milyon Dolar arasında. Türkiye'de Galatasaray çapındaki kulüplerde bu böyle. Bınservis bedellerine bakmak lazım. Culio, Stancu ve Yekta'ya ödedik. 10-11 milyon euroya denk geliyor ödemelerimiz. Bu da 3 seneye yayılıyor. Olmayabilirdi bu transferler aslında ama Hagi çok ısrar etti. İstedim ki şu stadyumda Galatasaray gelecek sene Hagi ile birlikte Avrupa'da oynasın. 10 milyon Euro'luk bir riske girdik. Avrupa'da oynarsak bu parayı rahatlıkla çıkaracağımızı düşündük. Ben doğru karar verdiğimizi düşünüyorum ama sonuç başarılı olmadı. Ben Alp Yalman döneminde kulüpten ayrılırken 100 binlerce faks almıştım. Benim Galatasaray taraftarıyla her zaman bir gönül bağım olur. Bi 1-2 sene futbolu kaybettik ama kulübün 20 senesini kurtardık bence."

"ADNAN SEZGİN'İN EN BÜYÜK HATASI İLETİŞİM EKSİKLİĞİ"

"Bence Adnan Sezgin'in en büyük hatası iletişim eksikliği. Kimseyle konuşmaz, medyaya demeç vermez, kimse ağzından laf alamaz. Ondan önce çok ciddi bir sıkıntı vardı Florya'da, onları temizledik. Zaten o temizlediklerimizin hepsi bize düşman oldu."

"RIJKAARD'A 1,5 SENE ŞANS VERDİM"

"Rijkaard ile devam edebilirdik ama 1,5 sene şans verdik kendisine. Ekim ayıydı aşağı yukarı gittiğinde. Hagi Galatasaray'ı bildiği için onun başarılı olabileceğini düşündük ama tutmadı. Rijkaard ne kadar sakinse, Hagi o kadar fevriydi. Biri ne kadar rahat bıraktıysa oyuncuları, diğeri o kadar sıkıştırdı. Benim çalıştığım insanlar arasında bu dengeyi en iyi kuran kişi Feldkamp'tı."

"FATİH TERİM TEKLİFİMİZİ KABUL ETMEDİ"

"Ben Fatih Terim ile de konuştum ama Türkiye'de çalışmayı prensip olarak ailece uygun görmediklerini söyledi. Teklif için teşekkür etti. Ailesiyle beraber Türkiye'de çalışmama kararı almışlar. Ben de ne yapabilirdim onun üzerine? Kendisi gelseydi zaten amacım Florya'yı ona emanet etmekti. Kendisiyle görüştükten sonra Hagi'ye gittik."

"AMAN TÜZÜĞE DOKUNMA, ELİN YANAR"

"Tüzük konusunda benim istediğim bu dokunulmazlığın kalkmasıydı. Rahmetli Özhan Ağabey bana, 'Aman tüzüğe dokunma, elin yanar' dedi. Her şey değişmiş ama bizim tüzük değişmemiş, eksik kalmış. 2006 yılında bu konuyu Özhan Bey'le konuştum, 'Aman dokunma' dedi. Sonra da peşini bırakmadım. Bir taraftan da divan kurulu bana değişmesi için baskı yapıyor. Bu tüzük 3 senedir çekmecede bekliyordu zaten. Ben de arkadaşlarıma, 'Alın şu tüzüğü, güncel hale getirin' dedim. Ben orada sadece 2 şeye müdahale ettim. Birincisi kontenjanla üyelik için olan yüzde 3 sınırına müdahale ettim. İkincisi de İnan Kıraç'ın liseliler gibi üniversitelilere de imtiyaz tanınması isteğiydi. Bu hak verilmiş zamanında, şimdi bundan şikayetçi olanlar var."

"TÜZÜK KONUSUNDA MEHMET HELVACI'YA GÖREV VERDİM"

"Üniversite konusuna ben engel olunca da sanırım o konuda yeni cepheler açıldı bize karşı. Tüzüğün her şeyiyle Mehmet Helvacı ilgilendi bu süreçte. Kendisi katılmadığını söylüyor ama görevi buydu. Ben ona bu görevi vermiştim. Daha sonra tüzüğün redaksiyonu için bir kurul kuruldu bunun başkanı da Mehmet Helvacı'ydı. Bu zaten benim yapabileceğim bir şey değil. Bunlar hukukçuların işi."

"GALATASARAYLI GENÇLER KULLANILDI"

"Bana seçimden önce çok kişi geldi, 'Seçime git, ibra olmayacaksın' dedi. Ben de onlara, 'Ben gerekirse ibra olmam ama bu tehditle seçime gitmem' dedim. Herkes gördü Galatasaray kongresinde de neler yaşandığını. Galatasaraylı gençler kullanıldı orada eski üyeler tarafından. Orada ıslıklamaları, küfretmeleri doğru değil. Çok üzücüydü."

"500 KİŞİNİN GELDİĞİ KONGREYE 2 BİN KİŞİ GELDİ"

"Benim eleştiriye bir lafım yok. Son dakikara kadar, 'İbra olmayacaksın, seçim kararı al' dediler. Biz zaten birkaç arkadaşımızla bu konuyu konuştuk ve seçim kararı aldık. '500 kişinin geldiği kongrede 2 bin kişi var, ben mesajı aldım' dedim ve açıklama da yaptım ama yetmedi. Sonra çok enteresan şeyler oldu."

"SAMİM BAKİ'Yİ MAHKEMEYE GİTMESİNİ ENGELLEYEMEDİ"

"Kongre ayın 27'sinde oldu ben de divan zaptını bekliyorum ki yönetim kurulunda karar alayım. Bana bu zapt anca Cuma günü geldi. Bu sürece mahkeme talepleri geldi bana, 'Biz bunları yediremiyoruz' dediler. Bunu diyen de Samim Baki. Türker Arslan da oradaydı o sırada, 'Bak dedim Türker, bu mahkemeye gidiyor, ben durduramadım, sen bunu engelle'. Sonra divan zaptı geldi bir kişinin imzası yok o da Begüm Hanım. Neden imza atmadığını sorduğumuz zaman iş uzadı da uzadı. Cumhuriyet Savcılığına kadar gitti iş, ben de gittim bilgi verdim. Sonra Begüm Özkan ifade verdi, sonra ben yeniden gittim ve ifade verdim. 'Bunun organize olduğunu düşünüyor musunuz?' diye sordular bana ve ben de 'Evet' dedim. Başta İnan Kıraç olmak üzere de tek tek saydım bunu yapan isimleri."

"BEN Mİ KAYBETTİM, GALATASARAY MI? BUNU ZAMAN GÖSTERECEKİR"

"İdari ibra yapmayacağız' diye bir oluşum vardı Galatasaray'da. Bu derin Galatasaray mı, sığ Galatasaray mı bilemem. Ben mi kaybettim, Galatasaray mı kaybetti bunu da zaman gösterecek. Dünyada devrimlerin ve askeri darbelerin sonunda mutlaka birileri iktidara gelmiştir. Bunun sonunda hep karışıklık olmuştur. Mahkeme süreçlerini de bana malettiler. Ben mahkeme açtırsam 500 kişiyle açtırırdım. Ayrıca Divan Kurulu Başkanı da tarafsızlığını yitirmiştir. İrfan Aktar'dan bahsediyorum burada."

"KONGREDE YAPILANLARI İÇİME SİNDİREMİYORUM"

"Bana 'Mahkemeye gidiyoruz' dedikleri zaman, 'Yapmayın' dedim. 'Uğraşırsınız, seçimde sıkıntı olur' dedim. Ben bunları açmaya kalksam en az 500 kişiyle açacak güce sahibim. Ben bunları yapmadım ama kongreye yapılanları da içime sindiremiyorum. Bu bir darbedir. Bu darbenin birden fazla lideri var, hepsi televizyonlarda konuşuyorlar işte. Yine suçlanan ben oldum."

"İNSANLAR BAŞLIĞI VE ALTINDAKİ 2 CÜMLEYİ OKUYOR"

"Mahkemelerle ilgili şunu da söyleyeyim. Bizim yönetimimizdeki arkadaşlardan biri şunu dedi, 'Başkanım bizim küçük yerlerde iş yerlerimiz var. Oraya gidince bize 'neden aklamadılar' diye soruyorlar' dediler. 'Bizim mahkemeye gitmemiz lazım fikri orada çıktı. İnsanlar başlığı okuyor, altındaki 2 cümleyi okuyor, haberi okumuyorlar ki. Biz idari ibrasızlığın kaldırılması için mahkemeye gittik. 'Bunu da gördük, başkan kulübünü mahkemeye verdi' dediler bunun için de. En son İnan Kıraç ve Faruk Süren Galatasaray logosu üzerine mahkemeye gittiler. Şu an listelerde yer alıp, kahraman gibi ortada dolananlar tüzük kongresinin iptali için mahkemeye gitmişlerdi. Bunun abartılacak yönü yok."

"NE YAPACAĞIMIZI ŞAŞIRDIK"

"'Kişi kendinden bilir işi' diye bir söz vardır. Zihniyet kötüyse herkesi öyle bilirsin. Benim koltuğa yapışma gibi bir düşüncem olsa bu seçim kararını aldırabilirler miydi bana? Ben bu açtığımız davada şu ibareyi özellikle eklettim. 'Galatasaray Spor Kulübü idari ibrasızlıktan dolayı seçim kararı almamıştır' diye eklettim ki seçimin önünde engel olmasın. Sonra bir de tedbir çıktı karşımıza. Ne yapacağımızı şaşırdık. Hukuçulara da sordum bunu. Ama Galatasaraylı hukukçulara sormuyorum çünkü onlar taraflar. Ya benim tarafımdalar, ya da karşı taraftalar. Bana mahkeme bu kararı kaldırmadan seçim yapılmayacağını söylediler. 'İstifa edersek ne olur?' dedim. 'Ya kayyuma bırakacaksınız ya da tüm riski alıp orada kalacaksınız' dediler. Biz de dua ettik ki 3 Mayıs'ta tedbir kalksın diye. Şu yaşadıklarımdan sonra hukukta her şeyin olabileceğine inandım çünkü herkes farklı yorumluyor."

"UMARIM ARDA KALIR, AMA GİTMEK İSTEDİĞİNİ DEFALARCA SÖYLEDİ"

"Arda'ya teklif geldi ama şu ortamda Arda'yı vermek doğru olmazdı. Yeni gelen yönetimin elinden bu inisiyatifin alınması etik olarak doğru değildi. Arda kötü ve sakatlıklarla dolu bir sezon geçirdi. Arda'nın iyi bir sezon geçirmesinin ardından Avrupa'ya gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Arda şu an Galatasaray'da. Kaptan olduğu günden beri de yerden yere vuruluyor Türk medyasında. Şu an Arda Galatasaray'da. Karar yeni yönetimin ama bildiğim karadıyla Avrupa'ya gitmek istiyor. Arda'yı içki, sigara içerken, kulüplerde sarhoş çıkarken görmemişsinizdir. Arda düzgün yaşayan bir çocuk. 'Resmini çekerlerse de çeksinler' dedim kendisine ama Türk basını ona bu şansı vermiyor. Umarım kalır ama gitmek istediğini bana defalarca söyledi."

"ASLINDA KONGREYE GİTMEK İSTEMİYORUM"

"Ben aslında kongeye gitmek istemiyorum ama usulen başkanın kongre başkanının seçilmesinde orada bulunmam lazım. Ben o görevimi yerine getirdikten sonra oradan ayrılacağım ve oy kullanmadan, seçimlere katılmadan oradan ayrılacağım. Ben çünkü bana ve arkadaşlarıma yapılanları hazmedemiyorum."

"GALATASARAY'DAKİ AKTİF GÖREVİMİ SONLANDIRDIM"

"Ben artık Galatasaray Kulübü'nde misyonumu tamamladım diye düşünüyorum. 9 sene görev yapmak az bir süre değil. Galatasaray'ın uzun süre boyunca yolunun açık olduğunu düşünüyorum. Yeni gelecek yönetimlerin yeni projeler yapacağını zannetmiyorum. Mevcut projelerin devamını sağlasınlar yeter ki. Galatasaray'a hizmet sona ermez, bana danışan olursa elbette yardımcı olurum ama ben artık Galataasaray'daki aktif görevimi sonlandırdım."

Canlı Skor

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Takım
O
Av
P

En Çok Aranan Haberler