Bağımsız adaylar mazbatalarını aldı

Van'da, Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) desteklediği bağımsız milletvekilleri Aysel Tuğluk, Özdal Üçer ve Nazmi Gür, İl Seçim Kurulu Başkanlığından mazbatalarını aldı.

Seçime itiraz süresinin son bulmasının ardından mazbatalarını alan milletvekilleri, gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Milletvekili Aysel Tuğluk, barış sürecinin Başbakan Erdoğan'a bağlı olduğunu belirterek, "Şunu özellikle ifade etmek istiyorum. Ölüm değil, yaşam kazansın istiyorum. Kin ve nefret değil, sevgi ve hoşgörü kazansın. Biz bunun için çaba sarf edeceğiz. Çünkü bu toprakların, bu coğrafyanın sevgiye, hoşgörüye ve barışa ihtiyacı var. Barışa dair bir şeyler yapabilirsek zannediyorum en güzel şeyi halkımıza armağan etmiş olacağız. Ben inadına barış diyorum. Tüm bu uygulamalara ve üzerimizdeki baskılara rağmen, seçim günü yaşadığımız vahşete rağmen inadına barış diyorum" ifadelerini kullandı.

Başbakan'ın balkon konuşmasına değinen Tuğluk, "Başbakan'ın konuşması hep duyduğumuz bir konuşma biçimidir. Kürt sorununun çözümüne ilişkin somut bir şey ifade edilmemiştir. Kürt sorunu çok ciddi bir sorundur. Öyle basit birtakım sözlerle, söylemlerde geçiştirilecek bir konu değildir. Hele bu ülkenin Başbakanı'nın Kürt sorununu çok ciddi ele alması gerekiyor. Bu ciddiyeti kendisinde maalesef göremiyoruz. Umut ediyoruz ki özellikle seçimlerde Kürt halkının ortaya koyduğu irade görülür. Bu iradeyi artık hiç
kimsenin görmezlikten gelmesi mümkün değildir. Kürt halkı kutsal bir tutum ortaya koymuştur. Kendi kimliğinde, kenti statüsünde, kendi haklarında ısrarcı olduğunu, verdiği oylarla ortaya koymuştur. Başbakan'a düşen, bu iradeyi tanımaktır. Bu iradenin taleplerini, isteklerini dikkate almalıdır. Bu halkla müzakere etmelidir. Bu halkın işaret ettiği aktörlerle müzakere etmektir. Yani Sayın Öcalan'la müzakereyi daha da derinleştirmesi gerekiyor. Önünün açılması gerekiyor. Müzakere koşullarının uygun hale
getirilmesi gerekiyor. Eğer Başbakan bunlara dair birtakım pratik adımlar geliştirirse elbette ki barış gerçekleşir. Ama Başbakan'ın her zaman ifade ettiği güzel sözlere karnımız tok, artık pratik adımlar bekliyoruz, bir program bir proje ortaya koymasını bekliyoruz. Aksi takdirde Kürt halkı her zaman söylediğim gibi kendi çözümünü oluşturacaktır. AK Parti'yi ya da iktidarı beklemek zorunda değiliz. Biz de temel haklarımız çerçevesinde mücadelemizi yürüterek kendi öz gücümüzü elde etmenin çabası içerisinde
olacağız. İstiyoruz ki uzlaşı yolu ile bu sorun çözülsün" şeklinde konuştu.

15 Haziran'ın çok kritik bir tarih olduğunu ifade eden Tuğluk, "Bu tarihte bütün sorumluluk devlete aittir. Şu anda Kürt halkı, Kürtlerin demokratik iradesi, BDP, DTK ve PKK ve Sayın Öcalan da dahil olmak üzere sorunun barışçıl çözümü için gereken her türlü şeyi yapmışlardır. Fedakarlıkta bulunulmuştur, özveri gösterilmiştir. Artık bundan sonrası devletin alacağı tutuma bağlıdır. 'Devlet, hükümet ve iktidar halkın bu makul, meşru taleplerine gerçekten somut bir yanıt verecek mi, vermeyecek mi?' sorusu önemlidir. Bundan sonra olası olumsuzluklar ve ölümlerden Başbakan'ın kendisi sorumlu olacaktır, Kürtler sorumlu olmayacaklardır. Çünkü Kürtler gereken fedakarlığı gösterdi" şeklinde sözlerini tamamladı.
Daha sonra söz alan Özdal Üçer ise, emniyet güçlerinin baskı ve gözaltılarına rağmen halkın özgürlük ve demokrasi mücadelesinin sonucu olarak mazbatalarını onlar adına aldıklarını ifade etti. Üçer, "Bu başarı, onurlu direnen Kürt halkının mücadelesidir. Demokratların, özgürlük tutkunu olanların mücadelesinin bir başarısıdır. Umarız bizler de vekillik yaptığımız süre içerisinde Kürt halkının demokrasiden, özgürlükten, barıştan yana olan tüm halkların vekili olarak başarılı olup halkımıza layık olmaya
çalışacağız" dedi.

Nazmi Gür de desteklerinden dolayı halka teşekkür etti. Bağımsız milletvekilleri, yaptıkları konuşmanın ardından basın mensuplarının isteği üzerine mazbataları ile fotoğraf çektirip Adalet Sarayı'ndan ayrıldı.