Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Aşkın Asan, Zonguldak’ta aile konulu toplantıda yaptığı konuşmasında, çocukların boşanmalarda casus gibi kullanıldığını, bu sebeple psikolojilerinin büyük ölçüde olumsuz etkilendiğini vurguladı.
Zonguldak Valiliği ve Türkiyem Vakfı işbirliğinde, “Toplumun Temeli Aile” konulu toplantı düzenlendi. Genel Maden Sendikası Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Aşkın Asan’ın açıklamaları ilgi gördü.
Yasadaki değişiklikleri aktaran Asan, “Evin reisi kocadır” şeklindeki yasanın da değiştirildiğini söyledi. Evlilik öncesi eğitim programları kapsamında çiftlere eğitim programları verdiklerini belirten Aşkın Asan, şunları kaydetti:
“Biz çiftlere; evin reisi kocadır ifadesini çoktan değiştirdik, evin reisi ikinizsiniz deyince çok şaşırıyorlar. Bazı kanundaki değişiklikler zaman aşımına uğradığından unutulabiliyor. Mesela çok ilginç; evin seçimini koca yapar şeklinde bir kanunumuz vardı. Ama bu da zamanla hükümetimiz tarafından değiştirildi. 'Evin nerede olacağını eşlerin her ikisi birlikte karar verir' şeklinde değiştirdik. Bunu da kendilerine söyledik. Mesela daha önce 'kadın çalışacağı zaman kocasından izin alır' şeklinde kanunumuz vardı. Mesela biz onu da değiştirdik. 'Çalışacağı zaman ikisi birlikte karar vererek, kendi işini seçmesini ve o işini yapmada tamamen kendi karar verecek ve özgürdür' ifadeleriyle değiştirdik. Medeni Kanun ve Türk Ceza Kanunumuzda onları ilgilendiren her şeyi içeren, çiftlere evlenmeden önce bir eğitim veriyoruz.”
“BOŞANMALAR ARTMADI”
Kişilerin, boşanma sürecinde çocuklarını casus gibi kullandığını söyleyen Bakan Yardımcısı Aşkın Asan, medyada yer aldığı ölçüde boşanmaların artmadığına dikkat çekti. Boşanma istatistiklerini açıklayan Asan, şöyle devam etti:
“Bazen kişiler çocuklarını ailelerinde casus gibi kullanıyorlar. Boşanma sürecinde 'git sen onu de', 'ne yapıyorsa bana haber ver' şeklinde... Burada mağdur olan çocuk oluyor. Bunun önüne geçebilmek için çalışmasını yapmış olduğumuz eğitim programı üzerinde de çalışıyoruz. İnşallah bunlar tamamlandığında ailelerin ihtiyaç duyduğu sıkıntıya düştükleri, problemle karşılaştıkları zaman nereye başvurulur bunun daha bilimsel çalışmasını bizler hazırlıyoruz. Medyada çok fazla yer aldı. Boşanmalar artıyor, boşanmalar tavana çıktı şeklinde. Ama bizim araştırmalarımız bu şekilde söylemiyor. Mesela 2000 yılında 122 bin 459 kişi boşanmış. 2010 yılı verileri 122 bin 939; yani hemen hemen aynıdır. 2012 yılında ise 124 bin şeklinde ortaya çıktı. Yani bu medyada yer aldığı şekliyle boşanmalar tavan yaptı falan değil, artış hemen hemen aynı seyrediyor. Boşananların, yeniden evlenenlerin yüzde 72’si yeniden evleniyor. Ve yüzde 17’si de tekrar eski eşiyle evleniyor.”
HRİSTİYAN AİLELERE VERİLEN TÜRK ÇOCUKLARI
Almanya’da Türk çocuklarının Hristiyan ailelere verilmesiyle ilgili olarak da konuşan Bakan Yardımcısı Asan, sevgi evlerindeki durumu da şöyle aktardı:
“Şu anda sevgi evleri ve çocuk evlerimizde hani kuş sütü derler ya, kuş sütünden tutun çocukların her türlü ihtiyaçları karşılanmaktadır. Ama eksik olan bazı şeyler var. Özellikle 0-6 yaş grubu için BM dahil tüm akademik camia diyor ki; bu grup çocuklarına, isterse ona gümüş tepsiyle hizmet sunun, onların kurumda olmasından ziyade koruyucu ailenin yanında olması gerekiyor. Bizim 14 bin çocuğumuza baktığımızda çoğunun annesi-babası var ama artık fonksiyonlarını yitirmiş. Çocuklar o ailenin içinde kalırsa daha fazla örselenecekler, daha fazla yıpranacaklar. Bu durumda devlet hemen o çocukları koruması altına alıyor. Çok güzel de hizmet ediyor. Ama özellikle 0-6 yaş grubu eğer kurumda kalırsa, bir aileye ait olma duygusu gelişmediği için zeka gelişimlerini bile diğer çocuklarla karşılaştırıldığında tamamlayamıyor. Zekaları ve kişilikleri gelişmiyor. İşte bu yüzden özellikle ve özellikle bu yaş grubunu bir ailenin koruması altına alması lazım. Biliyorsunuz medyadan duymuşsunuzdur. Diyorlar ya hani Almanya’da çocukları Hristiyan ailelere veriyorlar. Almanlara diyoruz ki niye siz bizim çocuklarımızı Hristiyan ailelere veriyorsunuz? Türklere versenize diyoruz. Onlar da diyor ki; vereceğiz de kimse başvurmuyor ki. Bu çocuklar burada doğdukları için Alman vatandaşıdır. Bizde sıraya girmiş koruyucu aile olmak isteyen aileler var. Sırayla veriyoruz. Demek ki Almanya’daki Türklerle de çalışmalar gerekiyor. Çünkü dernekler geldiler görüşmeler yaptık.”
"AİLE KORUYUCU BİR KAİDEDİR"
Zonguldak Valisi Erol Ayyıldız ise, konuşmasında ailenin önemine vurgu yaptı. Ailenin, birey için önemine değinen Ayyıldız, “Ailenin yerine getirdiği sosyal, ekonomik, kültürel ve biyolojik görevlerin başka bir grup tarafından yerine getirilmesi mümkün değildir. Aile bugün insanlığı tehdit eden suç, terör ve birçok hastalık olmak üzere strese karşılık koruyan en büyük sığınak ve en sağlam koruyucu bir kaidedir. İyi bir aile kurumu sadece bugün ve kendini oluşturan birkaç üye için değil, bulunduğu toplum, ülke ve hatta dünya için de önemlidir” diye konuştu.
Düzenlenen toplantıya; AK Parti Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Ercan Candan, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütü temsilcileri ve davetliler katıldı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz