Muş’ta askerliğini yaparken intihar ettiği ileri sürülen Batmanlı er Abdurrahman Çiftçi ile ilgili davada mahkeme takipsizlik kararı verirken, aile bu karara tepki gösterdi.
İlk takipsizlik kararından on gün sonra ikinci bir takipsizlik kararının da kendilerine gönderildiğini belirten Çiftçi ailesi, kararı içlerine sindiremediklerini söylediler. Olayda onlarca şüphe varken takipsizlik kararı verilmesini olayı kapatma girişimi olarak değerlendirdiklerini belirten Abdurrahman Çiftçi’nin ağabeyi Eşref Çiftçi, iç hukuk yollarında bir sonuç alamadıkları takdirde olayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıyacaklarını söyledi. On gün arayla iki takipsizlik kararı aldıklarını belirten Eşref Çiftçi, bu tür olayların başka ailelerin de başına gelmemesi, aynı acıları yaşamamaları, başka askerlerin de intihar ederek veya başka şekilde ölmemesi için bu tür olayların detaylı olarak araştırılmasını istediklerini kaydetti. Karara itiraz edeceklerini belirten ağabey Çiftçi, davanın sivil mahkemelere verilerek olayın objektif olarak araştırılması ve ortaya çıkarılması için talepte bulunacaklarını ifade etti. Çiftçi, "İtiraz dilekçemizi mahkemeye iletmek üzere göndereceğiz. Aile olarak bu olayların örtbas edilmemesini, savcılardan bu olayları objektif bir şekilde aydınlatmalarını rica ediyoruz. En son avukatla birlikte Elazığ'a gittiğimizde olayla ilgili evrakları topladığımızda yaklaşık bin sayfalık bir dosya oluşturulmuş ve bunların sonucunda takipsizlik kararı verilmiş. Biz burada iç hukukta bir sonuca varamazsak bu davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götüreceğiz. Takipsizlik kararını içimize sindiremiyoruz" şeklinde konuştu.
8. Kolordu Komutanlığı Elazığ Askeri Mahkemesi’nde görülen davada tanıkların Çiftçi’nin ölümünde komutanları sorumlu tutmasına rağmen söz konusu isimler hakkında “görevi kötüye kullanmak” suçundan soruşturma açıldığını öne süren baba Zübeyt Çiftçi ise, ancak askeri mahkemenin takipsizlik kararı vererek dosyayı kapattığını söyledi. Tanıkların beyanında Çiftçi’nin kötü muameleye maruz kaldığı, şiddet gördüğü, çarşı iznine çıkarılmadığı ve normalin üzerinde nöbete gönderildiği bilgilerinin yer aldığını söyleyen baba Çiftçi, daha sonra tanıkların ifadelerini değiştirdiğini ileri sürdü. Çiftçi, "Takipsizlik kararı verileceğini biliyorduk. Bunu asla kabul etmeyiz. Çünkü olayda çok soru işaretleri var. Benim oğlumun ayağında, diz altında darp izi vardır. Dosyaya işlenmemiştir. Çocuk intihar etmek isteseydi silah onda olurken intihar ederdi. Silahta onun değildir. Nasıl onun eline geçmiş, nasıl onun eline verildiğini söylemiyorlar. Oğlumun hiçbir sorunu yoktu, siyasi görüşü yoktu. Gönüllü olarak askere gitti, biz sapasağlam götürüp teslim ettik. Ölüm haberi geldi" dedi.
Olayın intihar olduğuna asla inanmadığını dile getiren baba Çiftçi, "Çocuğumuz infaz edilmiştir. İnfaz edilen kafasına sıkılan kurşunların parasını da bizden istiyorlar. Bu kadar saygısızlık olur mu? Bize gelen belgede, '11 lira 12 kuruş hazine zararının tahsil edilip edilmeyeceğinin takdiri için ilgili belge suretlerinin eklenerek, birlik komutanlığına müzakere yazılmasına karar verildi' diyor. Oğlumun ölmesine sebep olanın, özellikle de 11 lira 12 kuruşun tanziminin de onun kararına bağlanması gerçekten bizim vicdanlarımızı sızlatmıştır" diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz