Çukurova Üniversitesi Çocuk Alerji İmmunoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülbin Bingöl Karakoç, besin alerjilerinin özellikle çocukları etkilediğini söyledi.
Dünya Alerji Haftası nedeniyle yazılı bir açıklama yapan Prof. Dr. Gülbin Bingöl Karakoç, dünyada besin alerjilerinin 220-250 milyon insanı, özellikle çocukları etkilediğini kaydetti. Besin alerjisinin sıklığının giderek artığını ifade eden Karakoç, “Bunun yanında besin alerjilerin neden olduğu klinik tabloların ağırlığı da artıyor ve kompleks durumlar karşımıza çıkıyor. Bu nedenle Dünya Alerji Haftası’nda besin alerjileri ile ilgili farkındalığı artırmak, tanı ve tedavide standardizasyonu sağlamak, halkı ve hastaları bilinçlendirmek, tüm dünyada besin etiketlemenin gerekliliğinin önemini vurgulamak üzere çalışmalar yapılacak.” dedi.
Prof. Dr. Karakoç'un Dünya Alerji Haftası nedeniyle yapılan açıklamasında besin alerjisine ilişkin bilgiler verildi. "Besin reaksiyonlarını iki gruba ayırabiliriz. Birinci grup besine karşı immünolojik olmayan mekanizmalar ile oluşan, her türlü anormal yanıtın bulunduğu “besin intoleransı” olarak nitelendirilen gruptur. İkinci grup ise besin alımı ile gelişen spesifik immün yanıt sonucu gerçekleşen aşırı duyarlılık reaksiyonlarıdır ki bu durum besin alerjisi olarak tanımlanır. Besin alerjilerine en sık neden olan besinler ülkelere göre sırası değişebilse de; inek sütü, yumurta, yer fıstığı, ağaçta yetişen kuruyemişler, deniz ürünleri, kabuklu deniz ürünleri, soya ve buğdaydır. Besin alerjileri hayatın erken döneminde başlayan alerjik hastalıklardır. Birçok organı etkileyebilir. En sık deri bulguları görülür (egzama, ürtiker gibi). Gastrointestinal sitemde kusma, ishal, kanlı kaka, gaz sancısı gibi bulgulara neden olabilir. Astım, alerjik nezle gibi diğer alerjik hastalıklarla birlikte görülebilir. En önemli tablo hayatı tehdit edebilecek anaflaksi dediğimiz durumdur. Bu durumda acil müdahale şarttır."
Besin alerjisi tanısında hastadan ve ebeveynlerden alınan bilginin çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Karakoç şunları ifade etti; "Bulguların besinle ilişkili olması gerekir. Bunun yanında besin ile yapılacak deri testleri ve kanda besine özgül IgE’nin kantitatif ölçümü yardımcıdır. Esas tanı yükleme testi olarak adlandırılan besinin diyetten çıkarılması ile bulguların düzelmesi ve besinin diyete tekrar eklenmesi ile bulguların yeniden oluşması ile konulur. Çocuklarda gereksiz besin eliminasyonunun büyümeyi ve hayat kalitesini etkileyebileceği göz önüne alınarak tanın kesinleştirilmesi önemlidir. Besin alerjisi yaşla beraber azalırken, inek sütü, yumurta gibi sık görülen besin alerjileri yüzde 80 oranında düzeliyor."
.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz