Başlangıç Galasından bitiş Galasına kadar takip ettiğim Uluslar arası Çayda Çıra Film ve Sanat Festivalindeki izlenimlerini bu hafta yazmayı düşünüyordum.
Bir baktım ki benim gibi düşünüp de benden önce davranan arkadaşlarımız olmuş.
Ve çok gariptir benim dile getirmek istediklerimin hepsini onlar o kadar güzel ifade etmişler ki.
Duygulara tercüman olmak sanırım budur.
Değerli meslektaşım televizyoncu Begüm Yerlikaya başından sonuna kadar sözüm ona Festivali o kadar güzel anlatmış ve o kadar yerinde ifadelerle eleştirmiş ki; benim artık bu konuda bir şeyler yazmam yersiz olur diye düşünüyorum.
Adına festival dedikleri ve bir ton paraların harcanarak gerçekleştirildiği bu tür organizasyonların bir şehrin tanıtımı açısından önemli olduğuna inanıyorum.
Ama yerinde, gerçekten iyi niyetlerle ve amacına uygun gerçekleştirilirse…
Yine bu tür tanıtım içerikli programların yapılmasında profesyonellik de çok önemli.
6.sı düzenlenen Uluslar arası Çayda Çıra Film ve Sanat Festivalini başarısız kılan da bence profesyonellikten uzak olmasıydı.
Ta ilan sürecinde ballandıra ballandıra anlattıkları gibi bu anlattıklarını eyleme dönüştürüp öyle bir program gerçekleştirmiş olsalardı ben öyle inanıyorum ki ne ben ne Sevgili Begüm ne de bir başkası Elazığ için yapılan bir programı eleştirmezdik. Eleştirmek de bir tarafa ufak tefek eksiklikleri ve yanlışları da görmezden gelirdik.
Ama program müddetince ayaklarımızın dibi kabarıncaya kadar takip ettiğimiz sözde Festivalde ayaklarımızın nasır bağlamasına değecek hiçbir şey olmadı ki.
Bir Sanat Dünyasının Sultanı olan Türkan Şoray bir de yine aynı dünyanın yıldızlarından Oya Aydoğan kendi isimlerini Elazığlılara hatırlatmış oldular.
Ama gönül isterdi ki böyle bir program yapılmışken ön plana çıkan artistlerin ve sanatçıların adı değil de Elazığ’ın veya Festivalin adı olsundu.
Sultan Türkan Şoray’ı da, Yeşilçam yıldızlarından Oya Aydoğan’ı da tanımayan bilmeyen yok ülkemizde. Çayda Çıra’yı da öyle. Ama altıncı kez yapılan Çayda Çıra Film Festivalini bilen tanıyan maalesef ki yok. Bu tür yapılan programlarla bilinip tanınmasının da imkanı yoktur zaten.
Begüm’ün anlattığı gibi her şey o kadar amatörce gerçekleştirildi ki sanat festivalinden daha çok gafları gündeme damgasını vurdu.
Aytaç Arman’a, Aytaç Erman, Turgut Özakman’a Turgut Özak demek belki hoş karşılanabilirdi ama bu şehrin siyasi tarihine ilk kadın milletvekili olarak adını yazdıran Sayın Sermin Balık’ın isminin üç kez yanlış söylenmesi affedilmezdi.
Hele bir de bu işin en angaryasını yaşayıp kendilerinin ve programlarının iletişim elçiliğini yapan yerel basınımıza layık gördükleri tavırları hoş karşılamak asla kabul edilir bir şey değildir.
İnsan bir teşekkür de mi etmez günlerce kendilerini takip edip çalışmalarını halkla paylaşan ve çoğunluğu gençlerden oluşan bu insanlara…
Yani fazla bir şey söylemeye gerek yok, kendi şehrinin gazetecilerine layık gördükleri bu davranış bile bu festivalin ne kadar olumlu geçtiğinin ve bundan sonraki yıllarda nasıl kendi başlarına yapılacağının en büyük işaretlerini verdi zaten.
Onun için ESİNDER’in yapılan bu eleştirileri dikkate alarak kendisine yeni bir yol haritası çizmesi gerektiğini savunuyorum ben.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz