Cenknameler, tarihin farklı dönemlerde yazılmıştır. Bu eserler özellikle eski ve orta çağ edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Genellikle kahramanlık, savaş stratejileri ve zaferler gibi konular üzerine odaklanırlar. Bu anlatılar sadece tarihi belge niteliği taşımakla kalmaz. Edebi bir üslupla kaleme alınarak dönemin kültürel yapısını da yansıtırlar.
Cenkname manzum ve mensur eserlerdir. Bu eserler genellikle Türk-İslam edebiyatında yer alarak kahramanlık ve savaş konularını işler. Bu metinler savaşların hikayeleştirilmiş anlatımları olup kahramanların cesaretini ya da fedakarlığını yüceltmek amacı ile yazılmıştır. Cenkname türündeki edebi eserler özellikle destan geleneğinin devamı niteliğinde olup savaş sahnelerini abartılı tasvirler ile anlatarak kahramanlık ruhunu pekiştirir.
Metinlerde genelde bir Müslüman kahramanın gayrimüslim düşmanlara karşı verdiği mücadele anlatılır. Bu eserlerde savaşçılar olağanüstü güçlere sahip gibi betimlenir. Bazen dini motifler de ön plana çıkar. Kahramanlar genelde İslam’ı yaymak veya vatanlarını savunmak amacı ile mücadele ederler. Bu açıdan cenknameler birer epik anlatı olmanın dışında, dini ve ideolojik ögeler de barındırır.
Türk edebiyatında yaygın olarak bilinen cenknamelerden biri Battalnamedir. Battal Gazi’nin kahramanlıklarını anlatan bu eser hem tarihi olaylardan hem de halk hikayelerinden esinlenerek oluşturulmuştur. Ayrıca Hz. Ali Cenkleri olarak bilinen eserler de geniş bir okuyucu kitlesi tarafından benimsenmiştir. Bunlar da sözlü edebiyat geleneğinde önemli bir yere sahiptir.
Osmanlı döneminde de cenkname geleneği devam etmiştir. Özellikle fetihleri konu alan eserler kaleme alınmıştır.
Cenkname yalnızca edebiyatta önemli bir yere sahip değildir. Halk kültürü ve tarih yazıcılığı açısından da önemli bir yere sahiptir. Halk ozanları ve meddahlar tarafından da yaygın bir şekilde anlatılır. Böylece halk arasında milli ve dini duyguları pekiştirmiştir. Günümüzde ise cenknameler tarihi ve edebi metinler olarak incelenmektedir. Edebiyat araştırmalarında da önemli bir kaynak olarak değerlendirilmektedirler.
Cenknameler özellikle İslamiyet’in yayılma sürecinde ve Osmanlı fetihleri sırasında çıkmış kahramanlık hikayeleridir. Cenknamenin ilk örnekleri Türk-İslam dünyasında Abbasi ve Selçuklu dönemlerinde görülur. Ancak asıl yaygınlık kazandığı vakit Osmanlı dönemindedir. Bu metinler hem halk hikayeleri hem de tarihi olaylarla iç içe geçmiştir. Ayrıca farklı dönemlerde çeşitli biçimlerde yazılmışlardır.
İlk örnekleri Orta Çağ’da, 8. ve 9. yüzyıllarda İslam dünyasında kahramanlık hikayeleri şeklindedir. Bu dönemde Hz. Ali ve diğer İslam büyüklerinin savaşlarını konu alan Hz. Ali Cenkleri gibi eserler yazılmıştır. Bu eserler yazılırken Arap ve Fars edebiyatından etkilenilmiştir. Özellikle de Abbasi ve Selçuklu dönemlerinde bu tür anlatılar Müslümanların gazalarını ve fetihlerini yüceltmek için hazırlanmıştır.
Anadolu Selçukluları ve Osmanlı dönemlerinde ise cenknameler, savaş ve fetih anlatılarının önemli bir konusu haline gelmiştir. 13. ve 14. yüzyıllarda Anadolu’da Battal Gazi Destanı gibi eserlerle cenkname geleneği güçlenmiştir. Osmanlı’nın yükseliş döneminde ise bu tür eserler daha da yaygınlaşmıştır. 15. ve 16. yüzyıllarda Osmanlı Devleti’nin fetih politikalarıyla özellikle İstanbul’un fethi, Balkanlar ve Avrupa’daki seferler gibi büyük savaşlar cenknamelerde işlenmiştir.
Günümüzde tarih ve edebiyat araştırmaları kapsamında cenknameler hâlâ incelenmekte ve eski Türk edebiyatının önemli bir unsuru olarak değerlendirilmektedir.