Doğal Afet Sigortalan Kurumu (DASK) Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı, bütçelerini büyük bir deprem olacakmış gibi hazırladıklarını belirterek, 5 milyar liralık kapasiteleri olduğunu söyledi. Sadece sigorta primlerinin büyük bir depremin zararını karşılamaya yetmeyeceğini aktaran Yazıcı, “Fakat, büyük bir deprem olduğunda hasarları karşılayacak 5 milyar liralık yeterli bir fonumuz var. Hasar olduğunda hızlıca ve nakit olarak ödeyen bir mekanizma var. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın. Türkiye’de 3,5 milyon konut sigortası var. Burada bir hasar meydana geldiği zaman DASK’ın şu anda yetecek ödeme kapasitesi var.” dedi.
DASK tarafından 17 Ağustos depreminin yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Beşiktaş’a deprem sarsıntısını hissettiren bir TIR getirildi. İçine girenlere Kocaeli depreminin sarsıntısını yaşatan TIR, bir kere daha depreme hazırlıklı olunması gerektiğini hatırlattı. TIR içerisindeki görevliler, bir deprem anında neler yapılması gerektiğini vatandaşlara anlattı. Geçen yıl deprem riski altında bulunan şehirleri dolaşan deprem TIR’ı ve eğitim ekibi, 110 bin kişiyi doğrudan deprem sigortası konusunda bilinçlendirdi. Beşiktaş meydanında 5 gün kalacak deprem TIR'ı, daha sonra 50 günlük Doğu Anadolu turuna çıkacak ve burada insanları olası bir depreme karşı hazırlayacak.
DASK Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı, 17 Ağustos depremini tekrar simüle eden TIR ile vatandaşa hem deprem konusunda hem de sigorta konusunda bilgi vermeyi amaçladıklarını söyledi. TIR’ın Kuzey Anadolu, Ege fay hatlarında bu eğitimleri verdiğini aktaran Yazcı, amaçlarının toplumu korkutmak değil, bilgilendirme olduğunu kaydetti.
'TÜRKİYE’DE 3,5 MİLYON EVİN SİGORTASI VAR'
Türkiye’de evlerin yüzde 25- 26’sının sigortalı olduğunu aktaran Yazıcı, “Yani her 4 evden 1’i sigortalı. Bu güzel bir gelişme çünkü, 17 Ağustos depremi sırasında bu oran çok düşüktü. Bu oran yüzde 4’ler civarındaydı. Şu anda yüzde 25’ler seviyesine çıktı. O dönemde 500 bin konut sigortalıyken, bugün ise 3,5 milyon evin sigortası var. 7 kat bir artış var. Ama hala 4 evden 3’ünün sigortası yok. Bunu düşününce de yapacak çok şey olduğunu düşünüyorum. Zaten sigortayı tanıtmak amacıyla yapılan bu etkinlikler de tamamen buna yönelik.” diye konuştu.
Türkiye’de küçük ve orta büyüklükte depremlerin sıklıkla olduğunu hatırlatan Yazıcı, bu depremlerden ders çıkarılması gerektiğini dile getirdi. Türkiye’nin her tarafında deprem riski olduğunun altını çizen Yazıcı, “Simav’da yaşanan olay ortada. Çok geniş bir alan etkilenmedi ama dar bir alanda önemli bir hasar meydana geldi. Orada can kaybı olmadı ama maddi hasarlar oldu. Bu mal kaybı da oradaki insanların canını yaktı. Sigorta da tam da bu iş için var. Depremler oluyor, kayıpları en aza indirmek için gerekli tedbirleri alacağız. Yine de hasarlar olacak. Onları zorunlu deprem sigortasıyla karşılayacağız.” ifadesini kullandı.
“Türkiye’de sigorta bilinci düşük” eleştirisinde bulunan Yazıcı, insanların "Bana birşey olmaz." düşüncesine kapıldığını dile getirdi. Yazıcı, “Bazıları ‘benim binam sağlam, hasar meydana gelmez’ diyor. Bazıları ise ‘deprem olsa zaten evim yıkılır ben de ölürüm o zaman ne ihtiyacım var?’ düşüncesine kapılıyor. Bunların hepsi yanlış. Deprem oluyor, biz hayatta kalıyoruz.” yorumunu yaptı.
SADECE SİGORTA PRİMLERİ BÜYÜK DEPREMDE OLUŞAN ZARARI KARŞILAMAYA YETMEZ
Büyük bir deprem olması durumunda sigorta primlerinin yeterli olup olmayacağı yönündeki soruya Yaazıcı, bunu karşılamak için büyük boyutlu programlar yaptıklarını kaydetti. Havuz sistemi olduğunu hatırlatan Yazıcı, "Havuzdaki herkesin bir anda hasar görmesi mümkün değil. Türkiye'de 3,5 milyon konut sigortası var. Burada bir hasar meydana geldiği zaman DASK’ın şu anda yetecek ödeme kapasitesi var. 5 milyar liraya kadar ödeme kapasitesi var. Bu bütçeden bağımsız. Tamamen DASK’a özgün kaynaklarıyla oluşmuş bir kapasite. 5 milyar kapasite de rastgele seçilmiş bir kapasite değil. Biz her yıl beklenen en büyük depremle ilgili muhtemelen en büyük depremin DASK portföyüne vereceği zararları hesap ediyoruz. O hesaba göre bir kapasite oluşturuyoruz. Bu kapasitenin bir kısmı yurt dışından temin ettiğimiz sigortalar sağlıyor. Bir kısmı kendi öz kaynaklarımızla sağlanıyor. Toplanan primlerle oluşan bir kapasite değil . Toplanan primlerin bir kısmıyla biz yurt dışından sigorta satın alıyoruz. Yani toplanan primlerle diye düşünürsek bu kapasiteyi karşılamayız. Üçte biri kendi birikimlerimizle kendi fonlarımızla karşılanıyor. Üçte ikisini de yurt dışından sağladığımız sigortalarla karşılanıyor.” şeklinde konuştu.
Büyük bir deprem olduğunda hasarları karşılayacak yeterli fon bulunduğunun altını çizen Yazıcı sözlerini şöyle tamamladı: “Hasar olduğunda hızlıca ve nakit olarak ödeyen bir mekanizma var. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın. Bizim ortalama ödeme sürecimiz 1 ay. Simav depreminde 2 hafta sonra ödemelere başladık. Simav’da 5 milyon lira sigortalılara ödeme yaptık. Biz beklenen en büyük deprem olayından yola çıkarak bu kapasiteyi oluşturuyoruz. Bu hesaplar sadece bizim tarafından yapılmıyor. Biz dünyanın önde gelen 3 modelleme şirketinin verilerini de, analizlerini de kendi değerlendirmelerimizde kullanıyoruz. Yani bağımsız hesaplamaları da kendi değerlendirmelerimiz içinde alıyoruz. Sadece sigorta primleriyle yola çıksak karşılayamaz DASK’ın 10 yıllık bir birikimi var. O,10 yıllık birikimle oluşmuş bir kapasite var. Sadece 1 yılda toplanan primlerle ölçmemek lazım. 1 yılda toplanan primler tabiî ki yetmez. Ama 10 yıllık bir birikim var. Bunun yanı sıra yurtdışından sağladığı sigortalar var.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz