Eğitim Bir-Sen Tokat Şubesi Teşkilatlanma Sekreteri Faruk Delen, "Bağış kabul eden yöneticilere soruşturma açılmasının hukuki dayanağı yoktur" dedi.
Delen, yaptığı yazılı açıklamada okullarda öğrenci kayıtları ile diploma karşılığında bağış alan okul yöneticilerine soruşturma açılması kararlarını değerlendirdi.
"Öğrenci kayıt ve kabullerinde ve diploma karşılığı bağış alınmaması" konulu genelgeyi hatırlatan Delen, açıklamasında şunları belirtti:
"20/07/2011 tarihinde yayımlanan 2011/40 sayılı “Öğrenci Kayıt ve Kabullerinde ve Diploma Karşılığı Bağış Alınmaması” konulu Genelge'de, “Bakanlığa bağlı her tür ve düzeydeki resmi eğitim-öğretim kurumlarına öğrenci kayıt kabullerinde ve diploma verilirken kesinlikle bağış talep edilmeyeceği ve de bu dönemlerde; okul aile birlikleri temsilcileri, öğrenci velileri ile bağış yapılması amacıyla karşı karşıya getirilmeyeceği, öğrenci kayıt-kabulü ve diploma verilmesi karşılığında okul-aile birlikleri hesabına para yatırılması gibi bir durumun söz konusu olamayacağı” ifade edilmiş, Bakanlık tarafından tüm valiliklere gönderilen 20/09/2011 tarihli ve 4884 sayılı yazı ile Genelge'ye aykırı hareket eden okul yöneticileri hakkında soruşturma açılması talimatı verilmiştir.
Milli Eğitim sistemimizde okulların ve diğer eğitim kurumlarının müstakil bir bütçeleri yoktur. Kurum personelinin ücretleri genel bütçeden karşılanmakta ise de, okulların bakım, onarım, tamirat, genel temizlik, çevre temizliği, temizlik ve güvenlik personelinin ücret vesair sosyal hakları, su, telefon, internet giderleri gibi sabit ve zorunlu giderler için bütçeden pay ayrılmamaktadır. Yine kadrolu hizmetli bulunmadığı için hizmet sözleşmesi ile istihdam edilen hizmetli ve yardımcı personelin ücretleri ve sosyal güvenlik primleri, yeni inşa edilen okulların eğitim-öğretime hazır hale getirilmesi, zamanında ödenemeyen elektrik ve doğalgaz faturalarının gecikme cezaları, boya-badana ve yıllık olağan bakımlar, yarışma ve programlar dolayısıyla merkezlerde salonlara çağrılan öğrencileri taşıyan araçlar için yol masrafları, okullarda fotokopi, kırtasiye gibi rutin giderler, okul kapılarında güvenliği sağlamak için tutulan özel güvenlik personelinin ücretleri ve sosyal güvenlik primleri, müsabakalar dolayısıyla il dışına götürülen öğrencilerin ve heyetlerin yol, iaşe ve konaklama giderleri, okulun teknolojik olarak kendini yenilemesi gerektiği hallerde bu giderler, ödenek bulunmadığından ancak söz konusu bağış ve yardımlardan karşılanmakta, bağış hariç hiçbir finansman yolu da sunulmamaktadır.
Sendika olarak okulların ihtiyaçlarının velilerin aidatlarıyla karşılanmasına biz de karşıyız. Ancak okullara bütçeden pay ayrılmamasından dolayı bu ihtiyaçların halihazırda yine velilerin aidatlarıyla karşılandığı da bir gerçektir.
Mevcut düzenlemelerde bu bağış ve yardımların kabul edilmesini engelleyen bir hüküm söz konusu olmadığı gibi, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, okulların eğitim ve öğretim hizmetlerine etkinlik ve verimlilik kazandırmak, okulların ve maddi imkânlardan yoksun öğrencilerin zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak üzere, aynî ve nakdî bağışları kabul edebileceğini açıkça hükme bağlamıştır. 2011/40 sayılı Genelge'nin lafzından da anlaşıldığı üzere, öğrenci kayıt kabullerinde ve diploma verilirken kesinlikle bağış talep edilmeyeceği belirtilmiş; kendi istek ve iradeleri ile okullara ve okul aile birliklerine bağış ve her türden yardım yapanların, bağış ve yardımlarının kabul edilmeyeceğine ilişkin bir ifadeye yer verilmemiştir. Bu nedenle il eğitim denetmenlerinin okul yöneticileri hakkında denetimlerini yaparken, “öğrenci kayıt kabullerinde ve diploma verilirken bağış talep edilmesi” ile “kendi istek ve iradeleri ile okullara ve okul-aile birliklerine bağış ve her türden yardım yapanların, bu bağış ve yardımlarının kabul edilmesi” ifadelerinin ayrımını iyi yapmaları, bağış ve yardımların kabul edilmesine engel bir durumun olmadığı, adrese dayalı kayıt sisteminde ise kayıt için bağış talep edilmesine sistemin imkân tanımadığı hususunu da göz önünde bulundurmaları gerekmektedir.
Görüldüğü üzere, okul yöneticileri hakkında soruşturma açılmasının hiç bir haklı dayanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle eğitim yöneticilerini yıpratan, onları zan altında bırakan ve velilerle karşı karşıya getiren bu uygulamaya bir an önce son verilmelidir.
Müdürlük Sınavındaki İki Sorunun İptal Edilmesini İstedik
2 Ekim 2011 tarihinde yapılan Müdürlük Sınavı'nın A kitapçığında 92. soru, B kitapçığında 89. soru olarak yer alan, “Okul Servis Araçları Hizmet Yönetmeliği'ne göre, okul servis aracı olarak kullanılacak taşıtların yaşları kaç yaşından büyük olmamalıdır?” sorusunun cevabı, yayınlanan cevap anahtarında “B” seçeneği “On iki” olarak belirtilmiş olmakla birlikte söz konusu hüküm, yürürlükte olan mevzuatta “Yirmi” olarak belirtilmektedir. Danıştay'ın ilgili kararı gereği bu hüküm iptal edilmiş ve mevzuata işlenmemiştir. Milli Eğitim Bakanlığı ve diğer kurumların mevzuatında yer alan yönetmelik hükmünde “20” olarak belirtilen yaş sınırı sınav dönemine kadar mevzuatta yer almış, yargı kararıyla değişen hükmün “On iki” olarak sınav tarihine kadar mevzuata işlenmemiş olması ve bu tartışmalı konunun sınavda soru olarak yansıtılması, sınava giren binlerce adayın mağduriyetine neden olmuştur.
Yine aynı sınavın A kitapçığında 69. soru, B kitapçığında 66. soru olarak yer alan, “Milli Eğitim Bakanlığı Disiplin Amirleri Yönetmeliği'ne göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?” sorusunun doğru cevabı olarak “D” seçeneği verilmiştir. “D” seçeneği incelendiğinde, seçenekte yer alan, “Üst Disiplin amirleri tarafından ilk disiplin amiri sıfatıyla verilmiş disiplin cezalarına itiraz, bu amirlerin ilk disiplin amiri olan üstüne değil, doğrudan ilgili disiplin kuruluna yapılır” ifadesi yanlış bir hüküm olmayıp, 6111 sayılı Yasa ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda yapılan düzenleme ile örtüşen bir cevap olup bu sorunun iptali gerekmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun “İtiraz” başlıklı 135. maddesinde (Yeniden düzenlenen madde: 25/02/2011 tarihli Mükerrer Resmi Gazete-6111/113 md.), “Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir” hükmü yer almaktadır.
Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere, yanlış seçenek olarak belirtilen “D” seçeneği (Üst Disiplin amirleri tarafından ilk disiplin amiri sıfatıyla verilmiş disiplin cezalarına itiraz, bu amirlerin ilk disiplin amiri olan üstüne değil, doğrudan ilgili disiplin kuruluna yapılır) doğru bir ifade olup yönetmelik hükümleri hiçbir şekilde kanunlara aykırı olamaz.
Milli Eğitim Bakanlığı'na yazılı müracaatta bulunarak, söz konusu iki sorunun iptal edilmesini, sınav sonuçlarına puan olarak yansıtılarak, sınava giren adayların mağduriyetinin giderilmesini istedik."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz