YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Endobridge 2013 Antalya Kongresi

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji Metabolizma ve Diyabet Bölümü Öğretim Üyesi ve Türkiye Endokrinoloji...

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji Metabolizma ve Diyabet Bölümü Öğretim Üyesi ve Türkiye Endokrinoloji Derneği Başkanı Prof.Dr. Sadi Gündoğdu, obeziteden insanların farkında olmadığını belirterek, diyetlerin genel değil bireyselleştirilmesi gerektiğini söyledi.Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği ile Amerikan Endokrin Derneği’nin birlikte düzenlediği "EndoBridge 2013 Toplantısı" Antalya’da gerçekleşti. 2011 yılından bu yana hazırlıkları sürdürülen toplantıda Türkiye ve ABD'nin yanı sıra Avrupa, Ortadoğu, Kafkaslar ve Kuzey Afrika coğrafyasında 16 ülkeden 450 katılımcı buluştu.HASTALIKLARININ FARKINDA DEĞİLLERİstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji Metabolizma ve Diyabet Bölümü Öğretim Üyesi ve Türkiye Endokrinoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Sadi Gündoğdu, hipertansiyon denilince kalp doktoruna gidildiğini fakat bu durumun hormonlarla ilgili bir durum olduğunu söyledi.Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de obezite konusunun önemli olduğunun altını çizen Prof.Dr. Gündoğdu, şöyle konuştu: "İnsanlar hastalığın farkında değil. Son 10 yılda diyabet oranı iki misli arttı. Başta hareketsizlik, egzersiz alışkanlığı olmayan kişileriz, çocuklarımız okullara servislerle gidiyor. Eskiden bu durum yoktu. Trafik problemi yaşıyoruz. Trafikte geçirilen zaman çok fazla. Yürüyen merdivenler, asansörler, arabaların çok sayıda kullanılması kilo aldırmayı kolaylaştırıyor. Fiziki aktiviteyi artırmalıyız. Yeme alışkanlıklarını düzeltmeliyiz"YANILTICI BİLGİLERTelevizyonlarda verilen bazı yanıltıcı bilgilerin bilim insanlarını zor durumda bıraktığına değinen Prof.Dr. Gündoğdu, "Televizyona çıkıp diyet veren arkadaşımız herkesi sağlıklı olarak kabul ediyor ama kalp hastası olan farklı hasta olanlar var. Bu bilgilendirmeleri yaparken medyanın da ilgili uzmanlarla bu bilgilendirmeyi yapması lazım" önerisinde bulundu. İdeal diyeti zeytinyağlı ve deniz ürünleri tüketiminin artırılması şeklinde açıklayan Prof.Dr. Gündoğdu, yanlış diyetlerin pek çok kişinin tedavisini yarıda kesmesine neden olduğunu savundu.HASTALIK YOK, HASTA VAR"Hastalık yok, hasta var" diyen Prof.Dr. Gündoğdu, "Tedavilerin diyetlerin bireyselleştirilmesi lazım. Konfeksiyondan bir elbise aldığımızda üzerimize oturtmaya çalışıyoruz. Bunları bir anayasa gibi kabul edersek bu kılavuzlar da bir yol haritası veriyor. Her hastanın genetik yapısı farklı. Yaşam tarzı farklı. Ekonomik durumu, psikolojik durumu farklı. Sigarada çok başarılı olundu. Egzersiz konusunda da üzerinde duruluyor. Hastalığın önlenmesi, tedavi edilmesinden çok daha ucuz" diye konuştu.TEK BİR ORGANLA İLGİLİ DEĞİLAmerikan Endokrin Derneği'nin önceki Başkanı Prof. Dr. William F. Young ise karşılaşılan güçlüklerin bir organla ilgili olmadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Sadece kalp, mide ile ilişkili değil. Vücuttaki bütün bezlere odaklanıyoruz. Diyabet, obezite, tiroid hastalıkları, kemik ve kalsiyum bozukluklarıdır. Endokrinler bütün bu bezler üzerinde çalışır. Tıp alanında dedektif gibi çalışırlar. Bulmaca çözer gibi çalışırlar"ÇOCUKLARDA DA GÖRÜLÜYORWalter Reed Ulusal Askeri Tıp Merkezi Diyabet Enstitüsü'nden Prof. Dr. Robert A. Vigersky da diyabetin endokrinolojinin alanına giren bir husus olduğunu söyledi. İki çeşit diyabet olduğunu ifade eden Prof.Dr. Vigersky, sözlerine şöyle devam etti: "Tip 2’yi artık çocuklarda da görüyoruz. Obeziteye bağlı görülür. Son 10 yıl içinde çok önemli gelişmeler görüldü. Yeni ilaçlar geliştirildi, tıp 2 tedavisinde. Bundan önce 1-2 ilaç sınıfından bahsediyorduk. Şimdi 12 sınıf ilaç var. Gelecekte de daha fazla ilaç sınıfı olacak. ABD’de de sadece 26 milyon diyabet hastası vardı.Daha sonra gelişebilecek diyabet 80 milyon civarında, yeni yaklaşımlara ihtiyacımız var, daha agresif bir şekilde bu hastalığı yönetmemiz gerekiyor."Diyabetin bir çok hastalığa neden olduğunu anlatan Vigersky, şöyle konuştu: "Körlüğe, böbrek yetmezliği ve sinir hasarına yol açar. En önemli sorunlardan bir tanesi kalp krizine yol açıyor. Aynı zamanda hastalarımızda ağrı görülüyor.Yaşam beklentileri ömürleri kısalıyor.Bizim alanımızda elimizdeki tüm çalışmalarımızı klinik kontrol etmeye harcıyoruz. Eğer bir kişi ilaçlarını, iğnelerini alsa bile kilo kaybedebiliyorsa o ilaçlara bağımlılık oranı azalır. Bu kişiler ilaca bağlı olmayan kişilere geçebilir. Diyet ve egzersizle hayatlarını sürdürebilir anlamına gelir.Hastalarımıza yaşam tarzı değişikliğini ve egzersizi yapmaları konusunda uyarıda bulunuyoruz. Birinci basamaktaki hekimlerin de bu konuda eğitimleri şart."EGZERSİZ ÖNEMLİHacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokoronoloji ve Metabolizma Hastane Ünitesi Bölümü ve Türkiye Endokronoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Bülent Okan Yıldız ise endokrinin kan testlerine dayanan bir durum olduğunu ifade etti. Prof.Dr. Yıldız, "Düzenli egzersiz yaptığınızda genetik yapınızın da diyabete göre genlerin kodu üzerinde değişiklik olduğunu görebiliyoruz" dedi.Konuşmacılar ardından otel içine kurulan aktif yaşam ünitesinde vücut değerlerini ölçtürdü.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler