Eski Başbakan Yardımcısı İşler: "türkeş De Başkanlık Sistemini Savundu"

Eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler, başkanlık sistemini geçmişte merhum Alpaslan Türkeş’in de savunduğunu belirterek, “Merhum Türkeş’in savunduğuna Devlet Bahçeli karşı çıkıyor” dedi.İşler yaptığı açıklamada, “2007 yılında yapılan referandum neticesinde Cumhurbaşkanını seçme yetkisi millete verildi ve halk 10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanını seçti. Dolayısıyla doğrudan millet tarafından seçilen bir Cumhurbaşkanı tarafından yönetiliyoruz. Doğrudan milletin yüzde 51 oyuyla seçilen bir Cumhurbaşkanı elbette ki bir sistem değişikliğini gerektiriyor. Çünkü yetkiyi artık milletten alan bir Cumhurbaşkanının elbette ki daha aktif, daha yetkili olması gerekir” dedi.İşler, şöyle devam etti:"Cumhurbaşkanımız ile Başbakanımız arasında fevkalade bir uyum var. Çünkü Cumhurbaşkanımız AK Parti’nin kurucu genel başkanıdır. 12 yıl Başbakanlık ve genel başkanlığını yapmış bir kişidir. Dolayısı ile Cumhurbaşkanı ile Başbakan aynı partiden olursa uyum olabilir ama her zaman böyle olacağının garantisi olmadığından dolayı artık Türkiye’nin bir sistem değişikliğine gitmesi, yani başkanlık sistemine geçmesi gerekmektedir."Başkanlık sisteminin ilk defa gündeme gelmediğini kaydeden İşler şunları dedi:"Türkiye’de değişik dönemlerde başkanlık sistemi gündeme gelmiştir. Atatürk döneminde bile gündeme gelmiş ve ondan sonra gelen siyasetçiler hep bunu gündeme getirmişlerdir. Merhum Alpaslan Türkeş bile ‘Milliyetçi Hareket, tek başkan, tek meclis sistemini savunur. Çağımız kuvvetli, adil ve hızlı icra çağıdır. Türk milleti, dünya imparatorlukları kurduğu devirlerde kuvvetli, adil ve hızlı icra sistemini uygulamıştır. Kuvvetli ve hızlı icra, icra gücünün tek elde toplanmasıyla mümkündür. Bunun için tarih ve töremize uygun olarak başkanlık sistemini savunuyoruz. İcrayı, cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık olarak ikiye bölemeyiz. Her konuda bütünleşmeci olduğumuza göre, icranın başında da bütünleşmeci olmalıyız diyor. Ancak şimdi Devlet Bahçeli ve MHP karşı çıkıyor. Bunu anlamak mümkün değil.”