Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde (HKÜ) oyunculuk eğitimi veren Sinema ve Tiyatro Oyuncusu Fırat Tanış, “Oyunculuk, bireyin doğuşuyla başlayan kişisel farkındalığı ile gelişen, yapılanan, yatkınlıkları doğrultusunda yön bulan ve ancak öldüğü zaman biten bir yoldur” dedi.
HKÜ Sürekli Eğitim Merkezi tarafından ödüllü oyuncuların katılımıyla ‘Temel oyunculuk ve sahne eğitimi’ sertifika programı devam ediyor. Programın ikinci gününe çeşitli sinema festivallerinde bir çok kez ‘En iyi erkek oyuncu’ ödülü alan ve adını ‘Geniş aile’ dizisi ve ‘Bir zamanlar Anadolu’da’ filmi ile duyuran sinema ve tiyatro oyuncusu Fırat Tanış katıldı. Katılımcılara, dizi oyunculuğu, sinema oyunculuğu ve tiyatro oyunculuğu üzerine eğitim veren Tanış, oyunculuğun öğrenilen değil, hatırlanan bir şey olduğunu dile getirdi. Oyunculuğun dünyanın hiç bir okulunda öğrenilemeyeceğini öne süren Tanış, “Bu benim kişisel görüşüm. Oyunculuk, yapılan değil, denenen, hatırlanan bir şeydir. Sahnede ancak bunu deneyebilirsiniz. Profesyonel bir oyuncu da sahnede bunu her seferinde dener. Çalışıldığı mecra dışarısıdır. İnsanlar arasında dolaşırken, bakkalda, kahve köşesinde, istasyonda ve başımızı yastığa koyuncaya kadar çalışırız. Ben oyunculuğa yolda yürürken çalışmayı pek severim. Nedenini bilmiyorum. Otobüste çalışmaya bayılırım. Söylemek istediğim pek çok tanımı var. Bin kişi yağmur duasına çıkar, ama oraya şemsiye ile giden oyuncudur. Oyunculuğun inanmakla ilgili bir dünyası var” dedi.
Bir oyuncu olarak hiç bir zaman belirgin bir görüntüde olmamaya çalıştığını anlatan Tanış, şunları söyledi:
“Bir sinema filminde rol almış olmak beni sinema yıldızı yapmaz. Televizyonda olmak da televizyon starı yapmaz. Ben televizyon piyasasında da çalışmış bir oyuncuyum. Demek ki oyuncunun biraz yaptığı mecradan da sıyrılan bir durumu var. Bu da belki oyuncunun ne olmadığı üzerine fikir sahibi olmamıza yarıyor. Oyunculuk bir sanat değildir. Çünkü güzellikle estetik dediğimiz şeyle çok birebir ilgilenmez. Kendine has bir estetik anlayışı vardır. Ama tiyatro bir sanattır. Bu ayrı bir şey. Bir işkolu da değildir. Bir zanaat değildir. Tamamıyla kişisel beceriye dayanan bir şeyle ortaya konan bir durum da değildir. Ama birini eşek sudan gelinceye kadar döverseniz ‘Adam sanat gibi dövüyor’ derler. Profesyoneldir. Oyunculuğu bir yol olarak tanımlıyorum. Bireyin doğuşuyla başlayan kişisel farkındalığı ile gelişen, yapılanan, yatkınlıkları doğrultusunda yön bulan ve ancak öldüğü zaman biten bir yoldur. Kendine has kuralları vardır” diye konuştu.
Televizyon dünyasının bir ticaret mecrası olduğunu kaydeden Tanış, “Televizyon sanat yapılan değil, ticaret yapılan bir mecradır. Kriterleri onu izleyen kişilerin sosyoekonomik ve kültürel aralıklarıyla belirlenir. Burada yapılan hiç bir şeyin sanatlı bir üretim veya yaratı olarak değerlendirmemek lazım. Hatta benim şahsi fikrim itibar etmemek ve çoğunlukla inanmamak gerek. Çok manüpile edilebilen bir alan. Televizyon sadece reklam veren müşterinin reklam fiyatlarını belirlediği bir alandır. Amaç insanları mümkün olduğunca tutmak. Orada ilginizi çekmek için herkes, her şeyi yapar. Oynayabilir, bir şey sunabilir, ünlü-ünsüz olabilir. Çok iyi yada çok kötü olabilir. Bu da bir meziyettir” şeklinde konuştu
Sinema ve tiyatronun yanısıra Emre Altuğ, Levent Yüksel ve Gülay gibi sanatçılara besteler veren Tanış, bir bestesini de seslendirdi. Eğitim programı sonunda, HKÜ Sürekli Eğitim Merkezleri Genel Müdürü Bilal Kalyoncu, Fırat Tanış’a hediye verdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz