Ahmet Çakar yine herkesi şaşırttı! Herkes Arda Güler'i överken...

F.Bahçe herhalde son 10 yılın en rahat maçını oynadı. Orta saha ve hücuma dönük tüm oyuncular şov yaptı. Altay ile defans ne yaptı diye sorarsanız, onlar olmasa da olurdu. Tek taraflı maç oldu. Joshua King'i avcı gözüyle izledim. Ağır fakat futbolu bilen oyuncu. Baskı altında da ağırlığı nedeniyle bocalıyor. İlk golde kaleciyi yürüyerek geçti, golünü attı. Hemen akabinde de Kasımpaşalı Hasan Emre'nin atılmasıyla maç bitiverdi. Bu dakikadan itibaren 'F.Bahçe şov' başlamış oldu. Valencia, Emre Mor, Ferdi... Herkes şovun parçası oldu. Valencia'nın attığı kafa golü müthiş. Emre Mor sadece Türkiye'nin değil Avrupa'nın da en yetenekli isimlerinden. Ama çok önemli bir hatası var. Ne zaman şut, ne zaman pas, ne zaman dribbling yapacağını bilmiyor. Yıllardır bilmiyordu hâlâ öğrenememiş. Zaman zaman mükemmel işler yapıyor. Zaman zaman da ağır acemiliğini görüyoruz. Sonuçta; Fenerbahçe şov yaptı, iyi oynadı ama bunun asıl sebebi Kasımpaşalı oyuncuların yapamadıkları defans ve bir kişi eksik kalmalarıydı. Avrupa maçı için böylesine rahat bir galibiyet çok önemli ve huzur verici. Hakem Mete Kalkavan, kritik pozisyonlar olmasına rağmen mükemmele yakın maç yönetti. Hasan Emre'yi atması bariz gol şansından kesin doğru. Bu pozisyona benzer Ferdi'nin yaptığı harekette Ferdi'ye verdiği sarı kart da doğru. Top çarpraza gidiyordu ve bariz gol şansı yoktu. VAR yardımıyla içeriden çevrilen ve gol olan pozisyonun hemen öncesi Zajc'ın topa elle teması var. Bu da doğruydu.

Maç başladı, Fenerbahçe sazı eline aldı, hem çaldı hem oynadı. Kasımpaşa da seyretti. Sarı-lacivertliler için mükemmel bir antrenman oldu. Hem de moral oldu... F.Bahçe Teknik Direktörü Jesus, oyuncu değişikliklerini geç yaptı. Ben devrede yapacağını zannediyordum. O zaman kafasında şu var demek ki; ben ilk 11'i bir belirleyeyim, onun üzerinde çalışayım. Herkes yerini bilsin, her hafta da oyuncu değiştirmeyeyim. Zaten onu belirlerse Fenerbahçe lig sonuna kadar şampiyonluk mücadelesini sürdürür. Ama her maç değişik 4-5 futbolcu oynarsa iş zor. Dünkü ve evvelki günkü maçlara baktığımızda şöyle bir olay var: Kasımpaşa da 10 kişi kaldı Beşiktaş'ta... Ama Kasımpaşa, Beşiktaş'a göre daha kişilikli futbol oynadı. Ceza alanı içine girip rakibini beklemedi. Bu, bir büyük takıma yakışmaz. Kasımpaşa kafa kafaya oynamaya kalktı ama arada kalite farkı var. Bu da skora yansıdı. Emre Mor yavaş yavaş kendini buluyor. Kabiliyetli bir futbolcu, her takıma lazım. Çünkü bu tarz oyuncu tipi az var. Kasımpaşa'nın bu oyunla ligde işi zor. Mutlak takviye yapacaklardır. Çünkü iyi oyuncularından bazılarını kaybettiler. Recep Tayyip Erdoğan Stadı'nın zemininden kim sorumluysa tebrik ederim. Halı gibi saha yapmışlar, inşallah kışın bozulmaz. E zaten iyi sahada da iyi futbol oynanıyor. Kasımpaşa'nın atılan oyuncusu çok acemi... O dakikada o faulü yapıp atılmaması gerekir. Çünkü daha uzun bir süre var maçın bitimine. Ama tecrübe pahalı bir şey. Hemen kazanılmıyor.

Geçen seneden doğrudan 11 oynayan 6 oyuncusundan yoksun sezona başlayan Kasımpaşa, bir de stoper eksikliğinden Hasan Yeşilyurt'u stoper oynatmak zorunda kaldığı bir takımla maça çıkmıştı. Fenerbahçe'de ise Zajc hak ettiği gibi Arao'nun yanında, Osayi de sağ bekteydi. Muhtemel 11'lerde gözüken Alioski nedendir bilinmez kadroda olmayınca Ferdi de sol beke geçmişti. Ama asıl değişiklik önden Rossi'nin kesilmiş olması ve Lincoln ile orta sahanın 3'lenmesi olmuştu. Bir korner dönüşü Altay'dan Ferdi'ye uzun top onun taşıdığı topta tek pasta King'e asist ve gol. Bu tip direkt oyunu çok denedi Fenerbahçe Jesus ile. Önde top tutamadıkları için bu kadar çok top kaybı yapıyorlar ve sürekli gittili geldili bir oyun oynuyorlardı. King ile öne geçilen pozisyonun sonrasında yine bir direkt akında Attila'nın pasında Hasan, Valencia'yı düşürünce Paşa açısından felaket senaryosu başladı. 16. dakikada 1-0 geridesiniz ve 10 kişisiniz. Skor 2-0 olduktan sonra Ferdi-Hajradinovic pozisyonunda bu kez sarı kart çıkardı Mete Kalkavan. O pozisyonda da Fenerbahçe 10 kişi kalabilirdi. Hakem hocaları topun gittiği yön falan diyeceklerdir ama kırmızı çıksa itiraz edilmezdi. Devre sonunda Emre Mor'un golü maçı bitirdi zaten. Jesus'tan 2. devre Arda Güler ve Serdar Dursun hamlesi beklerdim. Zaten bitmiş maçta hem onlara moral olur hem de aktif dinlenmeye geçilmiş olurdu. 70'e kadar beklenmesine gerek yoktu. Yine de bu dünya çapındaki 10 numara, kısıtlı zamanda iyi de oynamazken müthiş bir gol attı. Daha çok süre almalı, daha çok süre almalı, daha çok süre almalı.. 4. gol tipik bir Jesus takımı golüydü. Ön alan oyuncusu pres yapıp topu kaptı (King) diğer forvete aktardı o da (Valencia) golü attı. Çalışılmış korner ve duran top organizasyonlarını keyifle izledik. Eveleme geveleme olmadan direkt oyuna yönelik hızlı oynama çabasını keyifle izledik. Elbette zaten kadrosu zayıflamış üstelik 10 kişi kalmış Paşa'ya karşı bu gördüklerimizi kriter kabul etmeyenler olabilir. Lakin Jesus'un fark yaratabilecek kabiliyeti ve planları olduğunu fark etmek de güzel. Hocanın transferlerini ve sürekli kendi bildiği oyuncularda ısrarını eleştiriyorum. Ancak taktik bilgisi ve fark yaratacak duran top çalışmalarının lige etki edeceği bir gerçek. Kiev üstü Ümraniye maçları ile oluşan, Slovacko rövanşı ile perçinlenen negatif enerjiyi dağıtma açısından önemli bir 3 puan ve sonuçtu. Şimdi Avusturya Wien maçları üstüne Demirspor ve Konya deplasmanı mühim sınavlar. Hoca katkısı tamam fakat kalitenin artması lazım. Bir net golcü ve iyi bir sağ stoper ile ümitler iyice yükselecektir. Kasımpaşa'nın ise sakatlar döndükten sonra dahi en az 3 net 11 oyuncusuna ihtiyacı var.

Amerikalılar’ın meşhur bir lafı vardır: “Bozuk değilse, tamir etme”... Fenerbahçe 2020-21 sezonunu Emre Belözoğlu ile, 2021-22’yi de İsmail Kartal’la sağlam oyunlarla kapadı aslında. Belki şampiyon olamadı ama oyunu tamir etmeye de lüzum yoktu. Pereira, 2021-22 sezonunun başında bozuk olmayan bir düzeni tamire kalkıştı. Fenerbahçe’nin Belözoğlu dönemindeki oyunla bağı tamamen koptu. Bir kargaşa kaldı meydanda. Sonra Kartal göreve geldi, takım hafızasına başvurdu, enkazı toparladı. Ve Jesus’a yine tamir gerektirmeyen sağlam bir oyun hafızası bıraktı aslında. Dün Jesus döneminin altıncı resmi maçıydı. Tabii ki Kasımpaşa çok erken 10 kişi kaldığı için müsabakanın sağlıklı tahlilini yapmak kolay değil. Ancak şunu söylemek mümkün: Kalede Altay, beklerde Osayi-Ferdi, savunma lideri Szalai, merkezde Zajc ve en uçta Valencia ile dünkü takım, geçen sezonu bitiren ekibe oldukça benziyordu. Hem personel, hem de oyun anlamında. Jesus’un geçen seneki hafızaya başvurması mantıklı. Bunda ısrar etmesi de doğru olur sanki.

Maçın hakemi Mete Kalkavan, 16. dakikada Hasan Emre'nin yaptığı hareketi kırmızı kartla cezalandırdı. 10 kişi kalan Kasımpaşa futbol oynamak için iyi niyetle mücadele etti. Kırmızı kartın çıktığı pozisyonun bir benzeri bu kez Fenerbahçe ceza sahası önünde yaşandı. Ferdi Kadıoğlu, Kasımpaşalı oyuncu Hajradinovic'i faulle durdurdu. Mete Kalkavan, aynı tür bu hareketi bu kez sarı kartla cezalandırıldı. Kasımpaşalı oyuncuların kırmızı kart itirazı yerindeydi. Mete Kalkavan benzer iki harekete farkı kararlar vererek çifte standart uyguladı. Kalkavan geçen sezon yine Fenerbahçe-Kasımpaşa karşılaşmasında yaptığı hata ve taraflı tutumu ile tepki çekmişti. O maçta atılan ikinci golün öncesinde faul vardı. Kasımpaşa'nın net penaltısı ise verilmemişti. Maçların sonucuna etki eden bu tür kararlar, ne futbolun ruhuna ne de federasyonun "adaletli yönetim" söylemlerine uyuyor. Hakemler oyunun skoruna etki yapacak yanlış kararlarını sürdürmekten vazgeçmeli. Fenerbahçe ile 11'e 11 bir maç oynansa sonuç nasıl olurdu? 16. dakikada 10 kişi kalmak Kasımpaşa gibi genç oyunculardan oluşan takımı doğal olarak çok fazla etkiledi. Hakemler, Merkez Hakem Komitesi geçmiş alışkanlıklardan kurtulmak zorunda. Yoksa ne futbolun tadı kalır Ne de oynan oyunun bir anlamı...