Antalya Büyükşehir Belediyesi ATASEM ve ATABEM birim yöneticilerine Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eğitimi veren Avukat Müge Gezginci, kadın ve erkeklerin karar almada, seçimlerinde, hizmetleri elde etmede, fırsatlara erişimde ve kullanmada, kaynaklara erişimde ve kullanmada, eşit konumda olmaları gerektiğini söyledi. Dünya üzerindeki işlerin yüzde 66’sının kadınlar tarafından yapıldığına işaret eden Gezginci, kadın emeğinin pek çok alanda görünmeyen ve ücretlendirilmeyen bir emek biçimi olduğunu iddia etti.
Türkiye’de ‘Acil Yardım Hattı’ konusunda işbirliği protokolünü imzalayan ilk büyükşehir olan Antalya Büyükşehir Belediyesi, kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik personel eğitimlerine devam ediyor. Bu kapsamda ATASEM ve ATABEM birim yöneticilerine Antalya Barosu Alanya Kadın ve Çocuk Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu Üyesi Avukat Müge Gezginci tarafından Toplumsal Cinsiyet Eşitliği eğitimi verildi. Eğitime katılan birim yöneticileri görevli oldukları Antalya merkezi ve ilçelerdeki kurs merkezlerinde kursiyerlere toplumsal cinsiyet eşitliğini anlatacak.
"Ön yargı ve kalıplardan uzak durulmalı"
Gezginci, kadın ve erkeklerin karar almada, seçimlerinde, hizmetleri elde etmede, fırsatlara erişimde ve kullanmada, kaynaklara erişimde ve kullanmada, eşit konumda olmaları gerektiğini söyledi. Kadın ya da erkeğe yönelik belirli toplumsal önyargıları ve kalıpları yansıtan ya da dayatan davranışlardan uzak durulması gerektiğine dikkati çeken Gezginci “Erkek iş arkadaşlarımızın kapıları açıp, yük taşımasını beklemeyin. Kadın iş arkadaşlarımız kutlamalarda pasta getiren, pasta kesen, toplantılarda çay servis eden kişiler olmak zorunda değiller. Toplantılarda kadınlar not tutar diye bir kural yoktur. Toplantılarda erkeklerin daha çok söz alması o toplantının verimli geçmesini garanti etmez. Bir ofiste herkesin erişebileceği bir telefon varsa ona bir kadın bakmak zorunda değildir” ifadelerini kullandı.
Dünya üzerindeki işlerin yüzde 66’nın kadınlar tarafından yapıldığına işaret eden Av. Müge Gezginci, kadın emeğinin pek çok alanda görünmeyen ve ücretlendirilmeyen bir emek biçimi olduğunu söyledi. Gezginci, “Bu anlamda, piyasadaki ücretli ve ücretsiz ekonomik faaliyetlerin tümü ‘görünen emek’ kapsamına girerken, yemek pişirmek, çamaşır yıkamak, alışveriş ve ütü yapmak, evdeki hasta, yaşlı ve çocuklara bakmak, akrabalar ve komşular ile sosyal ilişkileri organize etmek gibi işler ‘görünmeyen emek’ grubunu oluşturmaktadır” dedi.
"Dünyadaki özel mülklerin yüzde 1’i kadınların"
Kadınlarla erkeklerin yaptıkları işlerin farklılığının onların eşitsizliğinin de temel kaynağı olduğunu ifade eden Gezginci, “Cinsiyete dayalı işbölümü, basitçe kadınlarla erkekleri farklılaştırmaz, aynı zamanda, onları eşitsiz de kılar. Kadınların yaptıkları işlerle erkeklerin yaptıkları arasındaki farklara baktığımızda, bu eşitsizliği görmek kolaylaşır. Farklılıkların başında, emeğin karşılığının olup olmaması gelir. Erkekler, çalışmalarının karşılığında genellikle maddi bir kazanç sağlarken, “kadın işleri”nin karşılığı, ancak manevi olabilir. Bunun sonucunu mülkiyet ve gelire ilişkin rakamlarda görmek çok kolaydır: Bütün dünyada özel mülkiyetin yüzde 1’i, gelirin ise yüzde 10’u kadınlarındır. Rakamlar, onların daha az çalıştığını değil, emeklerinin karşılığını almadıklarını gösterir” diye konuştu.
Türkiye’nin toplumsal cinsiyet eşitliği açısından 142 ülke arasında 131’inci sırada yer aldığını belirten Gezginci 2008-2019 yılları arasında Türkiye’de 2 bin 865 kadının sevdikleri tarafından öldürüldüğünü aktardı. Aile içi şiddetin vurma, aşağılama, küfür etme, korkutma, tehdit etme, cinsel açıdan zorlama, istismar, özgürlüğünü kısıtlama gibi saldırgan davranışlar olduğunu anlatan Gezginci, sadece fiziksel şiddetin değil, duygusal şiddet, sosyal şiddet, cinsel şiddet, ekonomik şiddetin de suç olduğunu vurguladı. Şiddetin aile içi bir mesele olmadığının altını çizen Gezginci, yasalarda yeri olan toplumsal bir suç olduğunu söyledi.
Şiddet ortamında çocuk
Şiddet ortamında büyüyen çocukların güçsüz olana vurma hakkı olduğunu, şiddet yoluyla istediklerini elde edebileceklerini, büyüdüklerinde kendisinin de şiddet uygulayabileceğini, şiddet hakkında konuşmamak gerektiğini, duygularını belli etmenin zayıflık sayıldığını, kimseye güvenmemeyi öğrenerek büyüdüğünü belirten Müge Gezginci, bunun da şiddetin sürekliliğini sağladığını anlattı. Kadına ve çocuğa yönelik şiddetin bir insan hakkı ihlali olduğunu kaydeden Gezginci, Türkiye’nin 81 ilinde emniyet müdürlüklerinde Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirlikleri kurulduğunu belirti. Av. Müge Gezginci, “Şiddet görüyorsanız ya da birinin şiddet gördüğüne tanık oluyorsanız 0212 656 96 96 ya da 0549 656 96 96 nolu Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’nı arayınız” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz