Günün önemli magazin haberleri ile dizilerden son dakika bilgileri burada...
Kurtlar Vadisi Pusu'nun nefesleri kesecek 135. bölümü, 3 Kasım Perşembe akşamı TNT ekranlarında olacak. İşte 135. bölümde yaşanacaklar:
Kara'yı karşısında gören Polat Alemdar ne yapacak? Kara, Polat'tan ne isteyecek? Kara'nın oğlunun Fikret'ten paraları aldığına inanan Kaşifoğlu, Polat'ın tuzağına düşecek mi? Kara, Beyefendi'yi neden ziyaret edecek?
Kaşifoğlu'nu sonunda ele geçiren Polat Alemdar, onu Yaşar'a teslim edecek mi? Kaşifoğlu, Polat'a neler anlatacak? Zaza, Cevher'e nasıl ulaşacak? Yattığı hastanede hala kendine gelememiş olan Cevher, Zaza'ya başına gelenleri anlatabilecek mi? İşte bu hafta yaşanacaklar (fragman) :
Bugün "Saba Tümer'le bugün" programına katılan Bülent Ersoy yıllar önce küstüğü Hülya Avşar ile canlı yayında barıştı! Programda Bülent Ersoy hayatında yaşadığı pişmanlıkları anlatırken, arkadaşı Emral Avşar'ın çağrısına sırf Hülya Avşar'a olan kırgınlığı nedeniyle gidemediğini itiraf etti.
Ersoy şöyle konuştu;
"Hülya'nın o açıklamasından sonra ben de Emral'e telefon açtım. 'Gördün mü kızını, yakışır mıydı ona?' dedim. 'Ben onun kulağını çekeceğim.' dedi. Falandır filandır Emral'i bilirim ki çok sağlam bir kadındır. Biz Emral 'le görüşüyorduk. Bana telefon açtılar, dediler ki Emral hasta ve sizi istiyor. 'Hülya Avşar oradaysa ben gidemeyeceğim.' dedim. Allah kahretsin seni Bülent Ersoy git arkadaşının elini tut. Ben Emral'e gidemedim, hırsıma yenildim.
Başka da kimseye bir kötülüğüm olmamıştır. Hülya'nın da hırsı bu yüzdendir. Aslında çok da iyi bir insandır.
Ben çok realist bir insanım. Ben suçumu bilirim. Ben halt ettim. Bir tanesi sırf Hülya'nın suratını görmeyeyim diye, çünkü beni çok üzdü. Suçumu biliyorum. Ölüm gidiyor telafisi imkansız. Bir daha dönüşü yok. Ben Emral'in mezarına gittim ama nafile. Ben orada Emral'den helallik istedim. Ben Emral'in yaşarken elini tutamadım pis Hülya'nın yüzünden. Hata yapmamam lazımdı. Neden gitmiyorsun gerizekalı, aptal.
Bakmayın siz Hülya'nın esip gürlediğine yüreği çok iyidir. Bilin ne kadar hatalı olduğumu. Ben hata yaptım ve kendi cezamı kendim kesiyorum." dedi.
Rejiden Saba Tümer'e Hülya Avşar'ın notu iletildiğinde Tümer bu notu canlı yayında herkesle paylaştı. Avşar, Bülent Ersoy için şu notu bırakmıştı; "Çok yüce büyük bir insan, kalbimdeki en büyük yeri kazandı yine."
Ve Bülent Ersoy da Hülya Avşar'ın bu notuna karşılık "Canım arkadaşım." sözüyle tüm buzları eritmiş oldu.
MAGAZİN SERVİSİ 'BİRBAK'I FACEBOOK'TAN TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN
Dünyaca ünlü pop yıldızı Shakira ve megastar Tarkan gibi isimlere vokal yapan şarkıcı Murat Boz, hayranları ile buluştuğu Twitter'daki adresine gelen hakaret içerikli bir mesajı yargıya taşıdı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na avukatı Hasan Demirel aracılığıyla başvuran Murat Boz, yurt içi ve uluslararası alanda çok büyük başarılar kazanmış ve kazanmakta olan bir sanatçı olduğunu bildirdi.
Boz, dilekçesinde herkes tarafından sevilen ve beğenilen bir müzik adamı olduğunu anlatarak, sosyal paylaşım sitesindeki "BozzMurat" isimli adresine gelen bir mesajdan şikayetçi olduğunu belirtti. Dilekçede, "Mina Ay" adıyla "mnaay" adresinden Murat Boz'un Twitter adresine gönderilen mesajda, "Adam ol da gel hıyar" diye yazdığı belirtildi.
Mağaza çıkışı gazetecilerin sorularını yanıtlayan ünlü oryantal, "Taburcu olduktan sonra İbrahim Tatlıses'le görüştünüz mü?" diye sorulunca sinirlendi: "O defteri kapadım, adını bile duymak istemiyorum. Kendisiyle görüşmedim, hiçbir zaman da görüşmeyeceğim."
İzzet Yıldızhan ve Nihat Doğan'la beş yıldızlı otel odasında başlayıp karakolda bitirdikleri o skandal gecenin ardından kayıplara karışan kadınlar, Hürriyet'e konuştu
Ünlü türkücü İzzet Yıldızhan'ın geçtiğimiz hafta sonu Ankara'daki beş yıldızlı bir otelde para karşılığı birlikte olduğu kadını darp ettiği öne sürüldü. Yıldızhan'dan şikayetçi olan E.S.K.'nın ifadesinde "Beni dövdü, silah gösterip tehdit etti, zorla ilişkiye girmek istedi" dediği öğrenildi. Hürriyet'e konuşan kadınlar, o geceyi tüm detaylarıyla anlattı. İşte o gece yaşananlar...
"İzzet Yıldızhan ile arkadaşımız E.S.K. (20) son üç-dört aydır birlikteler. Evde oturuyorduk, İzzet Yıldızhan arkadaşımızı aradı, bizim de seslerimizi, gülüşmelerimizi duyunca 'Buraya gelin, eğleniriz, bara gideriz' dedi. Hatta arkadaşımızın cep telefonuna üst üste mesaj yolladı, 'Arkadaşlarını da al gel, bekliyorum' diye. Otele saat 01.00 gibi gittik. Odaya çıktık, her şey normaldi. Odaya içki ve meyve servisi yapıldı. Bir ara Nihat Doğan odaya geldi, 10-15 dakika kalıp odasına çıktı. Bu arada Nihat Doğan'ın adamı odaya sigara getirdi. Garsonlar da kaç defa gelip gitti."
Sanki çıldırmıştı
"İzzet Yıldızhan bizim yanımızda sevgilisi E.S.K ile ilişkiye girmek istedi. Biz görmezden geldik ve kimimiz banyoya girdik, kimimiz televizyon açıp bakmamaya çalıştık. Sonra İzzet Yıldızhan, Nihat Doğan'ın odasına çıktı, bir süre sonra ikisi de geri geldi. Sohbet ettik, hatta Nihat Doğan bize şarkı söyledi.
Ancak Yıldızhan, odaya döndüğünde değişmiş, saldırganlaşmıştı. Nihat Doğan, N.U.'ya (21) sarılarak, 'Sarışınsın güzelsin' diyerek birlikte olmak istedi. Ama sonradan birlikte olmadan aniden odadan ayrıldı."
Silah çekti
"Nihat Doğan odadan ayrılınca İzzet Yıldızhan birden arkadaşımız M.Y.'yi (20) yatağa yatırıp ters ilişkiye girmek istedi. 'Olmaz' yanıtını alınca tartıştılar. Birbirlerine vurunca iş çığrından çıktı. Yıldızhan, silaha sarıldı, eli havaya kalktı, ortalık savaş alanına döndü. Y.S. (21) bir fırsatını bulup silahı elinden aldı ve kendisini banyoya kilitledi. Polisi arayacağımızı söyleyince iyice çıldırdı ve bizi tehdit etti."
155'i aradık
"Odadaki bağırış çağırışlara rağmen bir görevli gelip de 'ne oluyor' demedi. Odadan uzaklaşır uzaklaşmaz cep telefonundan 155 Polis İmdat'ı aradık. Polis geldi. Otel görevlileri polise İzzet Yıldızhan'ın kaldığı odayı bilmediklerini söyleyerek polisi almak istemedi.
Biz Nihat Doğan'ın delikanlı gibi çıkıp doğruları anlatmasını bekliyorduk ama biz ondan daha delikanlıymışız. Biz onunla ilgili her şeyin doğrusunu anlattık, bize bir zarar vermediği için şikayetçi bile olmadık, ama ondan da ne gördüğünü, neler yaşandığını anlatmasını beklerdik. Biz para için bu kepazeliği yapacak kişiler değiliz. Onurumuz kırıldı, şiddete maruz kaldık."
Adam olamamış
O gece neler yaptığını ancak biz biliriz. Biz, İzzet Yıldızhan'ın kızları yaşındayız, madem odada bir yanlışımız vardı, hepimizi dışarı attırsaydı. Sonuçta otel güvenliği gözünün içine bakıp el pençe duruyordu. Arasaydı güvenliği, bizi hemen dışarıya atarlardı. Elinde silahla, kızı yaşındaki kızları dövmek yakışıyor mu? Para için oraya gitmediğimiz halde bize 'hayat kadınları' diyor. Parayı çantamıza kendisi 'harçlık' diye koydu, bakmadık bile. Bizim için 'çamur atıyorlar' demiş. Üç gündür bizi arayan gazeteci ve televizyoncunun haddi hesabı yok. Çamur atmak istesek kanal kanal gezer, o geceyi, ne yaptıklarını anlatırız. Ama biz asla öyle bir çirkeflik yapmayız, yapamayız."
İzzet Yıldızhan'ın tutuksuz yargılanması kararına soruşturmaya bakan cumhuriyet savcısı itiraz etmişti. Nöbetçi 26. Asliye Ceza Mahkemesi, savcılığın Yıldızhan'ın tutuklanmasına ilişkin talebini reddetti.
Çelişkili ifadeler
Olay büyüdükçe, şikayetçi kadınların beyanlarında tutarsızlıklar başgösterdi. E.S.K, emniyetteki ifadesinde "İzzet dördümüzle de cinsel ilişkiye girdi" derken, o gece yanında bulunan arkadaşı ise dün Hürriyet'e yaptığı açıklamada, Yıldızhan'ın sadece E.S.K ile birlikte olduğunu ileri sürdü.
MAGAZİN SERVİSİ 'BİRBAK'I FACEBOOK'TAN TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN
İsmailağa Cemaati, Avşar'ın kurbanla ilgili yorumuna "Yediğin etler babanın tarlasında mı yetişiyor" yanıtını verdi!
Kurban bayramlarında "Kurban mı kesmeli, hayır mı yapılmalı" tartışmasına bir internet sitesinde yaptığı yorumla katılan Hülya Avşar, İsmailağa Cemaati'nin tepkisini çekti. Cemaatin Facebook grubu, Avşar'ın fotoğrafını photoshop'la çarşaflı hale getirerek, "Hayvan kesen bir dini aklım almıyor" cümlesini yayınladı.
Hemen altına da Cübbeli Ahmet Hoca'nın fotoğrafıyla birlikte "Yediği etler babasının tarlasında mı yetişiyor" yorumunu ekledi. Cemaat "Hayvan kesen bir dini aklım almıyor" sözünü Hülya Avşar'a mal etti. Oysa Avşar yazısında, 9 yaşında bir çocuğun babaannesine sorduğu bu soruyu aktararak, kendisini düşünmeye sevk ettiğini anlatıyordu.
'SOSYETE CAHİLİ'
Cemaatin bu paylaşımı 183 takipçi tarafından da beğenildi. Takipçilerin yorumları arasında Avşar'ı sert dille eleştirenlerin sayısı oldukça fazla oldu.
Habertürk
MAGAZİN SERVİSİ 'BİRBAK'I FACEBOOK'TAN TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN
Serengil, Mayıs ayında Tiny isimli köpeğini kaybedince büyük üzüntü yaşamış, onun boşluğunu doldurmak için Acarkent'teki villasının bahçesini hayvan barınağına çevirmişti. Toplam 11 köpekle yaşayan sanatçı, önceki gün büyük bir şok yaşadı.
Serengil'in üç ay önce sokakta bulup Efe ismini verdiği köpeği, evin balkonundan düştü. Bahçede oynayan diğer beş sokak köpeği, yere düşen Efe'ye saldırıp parçaladı. Sanatçı, Efe'yi öldüren beş sokak köpeğini hayvan barınağına veriyor.
On parmağında on marifet olan Eda Taşpınar'ın silikonlular kervanına katıldığını duymuştum! Doğrusu, her daim doğallıktan yana olduğunu savunduğu; küçük göğüslerinden de memnun olduğunu belirttiği için silikon taktırmış olabileceğine ihtimal vermemiştim! Yanılmışım; taktırmış... Önceki gün karşılaştığım Taşpınar, operasyonu doğruladı. Taşpınar, "20'li yaşlarda kesinlikle silikona karşıydım; doğrusu yaptırmayı da hiç düşünmüyordum. Ama artık 31 yaşına geldim; herhalde yaşla alakalı, bir an içimden geldi, yaptırdım." dedi.
Artık göğsünü gere gere gezebilecek!
Taşpınar da, 'güzelleşeceğim' diye çıldıran kadınların peşinden koştuğu estetik cerrah Serdar Eren'in kapısını çalmış.
Eren, iki hafta önce Maslak Acıbadem Hastanesi'nde başarılı bir operasyonla Taşpınar'a 200 cc'lik bir silikon takmış. En küçük boy silikonlardan birini tercih ettiğini söyleyen Taşpınar, "İnanılmaz bir doktor" dediği Eren'i de yere göğe sığdıramıyor. Taşpınar, bir röportajında, göğsü küçük olduğu için göğüs dekoltesinden uzak durduğunu; uzun bacaklarını açtığını söylemişti. Anlaşılan bundan sonra Eda Taşpınar'ı göğüs dekolteli kıyafetlerle de göreceğiz...
Bülent CANKURT
MAGAZİN SERVİSİ 'BİRBAK'I FACEBOOK'TAN TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN
İzzet Yıldızhan'la Ankara'da telekızlarla birlikte olduğu iddiasıyla gündeme gelen Nihat Doğan, önceki akşam Nişantaşı sokaklarında 'gururla' dolaştı. Doğan, medya mensuplarının önünde, eli arkasına bağlı şekilde 100 metre yürüyerek şov yaptı.
MAGAZİN SERVİSİ 'BİRBAK'I FACEBOOK'TAN TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN
Birlikte olduğu telekızlara silah çeken İzzet Yıldızhan'ın elindeki tabancayı bir dönem güvenlikçi olarak çalışan Y.A. adlı telekızın aldığı ortaya çıktı! Ankara'da katıldıkları düğünün ardından Sheraton Oteli'nin 1518 No'lu odasında 4 hayat kadınıyla alem yaptıkları öne sürülen İzzet Yıldızhan ve Nihat Doğan ile ilgili çok çarpıcı gelişmeler ortaya çıkıyor. Alkollü olan Yıldızhan'ın elindeki silahı alan telekızın, bir süre güvenlik görevlisi olarak çalışan Y.A. olduğu öğrenildi.
3 yıl önce İzmir'deki evinden manken olmak için kaçtığı öğrenilen Y.A.'nın evden kaçmadan önce güvenlik görevlisi olarak çalıştığı belirlendi. Daha sonra bazı gece kulüplerinde oryantal dans yapan Y.A., ünlü türkücü Yıldızhan'ın kendileriyle rızaları dışında ilişkiye girdiğini belirtmişti.
Pelin Karahan, 15 yıldır görüşmediği babasının "Kızımla görüşmek isterim" sözlerine yanıt verdi: "Benim için tek ebeveyn annemdir. Bana hem anne ve hem babalık yaptı. Babamla görüşmeme kararı bana aittir."
Bir basın açıklaması yapan Karahan "Annem ile babamın evlilikleri ben 8 aylıkken sona erdi" diyerek şunları anlattı:
- Bu süreçten sonra ilk defa 17 yaşımdayken Bayram Ali Karahan ile annemin ısrarı üzerine Ankara'da bir araya geldik. Ben, kendisini ilk kez orada gördüm. Bu ilk ve son görüşmemizin ardından bir daha ne yüz yüze geldik ne de başka bir yolla iletişime geçtik.
- Ben Ankara'da doğdum ve 13 yaşına kadar orada yaşadım. Daha sonra 3 yıl İzmir'de bulundum. Ardından annem ile birlikte Ankara'ya dönerek lise eğitimimi tamamladım.
17 yaşımdayken Eskişehir Anadolu Üniversitesi'ni kazanarak eğitimim için Eskişehir'e gittim ve 5 yıl orada kaldım. Mezun olduktan sonra da iş hayatına atılmak için İstanbul'a geldim ve yaklaşık 6 yıldır burada yaşıyorum.
- Bu süreçte benim hangi tarihlerde, hangi şehirde ve hangi sebeple bulunduğum açık ve net olarak ortadadır. Bayram Ali Karahan, bugüne dek benimle iletişime geçmek için hiçbir çaba sarf etmedi. Ben de ne annemin ne de bir yakınımın etkisi altında kalmadan kendi isteğimle onunla görüşmek istemedim.
- Bugüne kadar hiçbir röportajımda bu konu ile ilgili herhangi bir açıklamada bulunmadım. Bunun sebebi ise mesleğimdeki duruşum ve anneme olan saygımdır. Özellikle belirtmek isterim ki benim için tek ebeveyn olan annem, bana hem annelik hem de babalık yapmıştır.
- Yakın zamanda ailelerimizin de onayını alarak yaptığım evlilik, aile değerlerine verdiğim önemin somut bir örneğidir. Sizlerle ve kamuoyuyla kısa bir süre önce bu mutluluğumu paylaşmamın ardından böyle bir haberin basında yer almasını da zamanlama açısından çok manidar buluyorum.
- Bugüne kadar ailem ve iş hayatımla ilgili tüm kararlarımı kendi irademle aldım. Bundan sonraki hayatımda da bu konuya dair tutumum ve duruşum değişmeyecektir.
BABA KARAHAN: PELİN'DEN HABER BEKLİYORUM
Pelin Karahan'ın açıklamasını okuyan babası Bayram Ali Karahan ise duygularını şöyle aktardı: "Çok üzüldüm. Daha farklı bir cevap bekliyordum. Görüyorum ki Pelin beni silmiş, bu durumda yapabileceğim bir şey kalmadı. Baba olarak görmek, kucaklaşmak, sarılıp öpmek isterdim. Ben ona ulaşamıyordum, şansımı denedim. Anlattıklarımın tamamı doğrudur. İnsani olarak, bir baba olarak adımımı attım, aradığımı kanıtladım. Bundan sonrası için, ondan adım bekliyorum."
Karahan'ın babası Bayram Ali Karahan, kendisini Düzce'de bulan muhabirimiz Zehra Çengil'e 15 yıllık sırrını anlatmış, "Annesiyle ayrıldıktan sonra kızımla da uzun süre görüşemedim. Annesi Pelin'i benden şehir şehir kaçırdı. Sonradan bulduğumda ise kızım ünlü biriydi. 'Şöhret olunca benimle görüşmek istiyor' demesin diye kızımın yanına gitmedim. Pelin ile şöhretli biri olarak değil, kızım olarak görüşmeyi çok isterim" demişti. Bu sözlere Pelin Karahan'dan yanıt geldi.
Bu ay içerisinde ATV'de ekrana gelmesi beklenen 'Hayat Devam Ediyor' isimli dizinin Kapadokya bölgesi çekimleri sırasında, Ürgüp İlçesi Mustafapaşa beldesindeki tarihi Rum evi senaryo gereği yakıldı. Bir film çekimi için tarihi değerlerin yok edilmesine yönelik söz konusu girişim, bölgede büyük tepki topladı.
Mahsun Kırmızıgül'ün ilk televizyon dizisinin Mustafapaşa beldesindeki çekimleri sırasında tarihi bir yapının senaryo gereği de olsa yakılması Kapadokya'da geniş yankı uyandırdı. Başlıca rollerini Fikret Kuşkan, Arif Erkin, Meltem Miroğlu, Rana Cabbar, Şenay Gürler, Rozet Hubeş, Serkan Şenalp, Ali Barkın, Onur Tuna, Sera Tokdemir, Neslihan Atagül ve Çağla Şimşek paylaştığı dizinin Ürgüp İlçesi Mustafapaşa Beldesi'ndeki çekimleri sırasında tarihi Rum Evi, senaryo gereği yakıldı. ÇEKÜL Vakfı Ürgüp Temsilcisi tarih araştırmacısı Mustafa Kaya, bölgede rating elde edebilme uğruna tarihi değerlere karşı takınılan tutumun anlaşılır gibi olmadığını söyledi. Kaya, şöyle dedi:
"Yüzyıllardır kullanılan tarihi değerlerimizin, gerçek anlamda tarih ve kültürel alandaki korumacılığı da etkin hale getirmesini beklediğimiz sanatçılarımızın eliyle adeta yok edilmeye çalışıldığını görüyoruz. Geçmişte de yine özel bir kanalda yayınlanan bir dizi için Ürgüp İlçes Cemil Köyü'ndeki bir kilise içerisinde çok sayıda lastik yakılmıştı. Geçmişimizin mimari özelliklerini yansıtan yapılarımız rating hesaplarının kurbanı yapılmamalı, hiçbir kimse de bu izin vermemeli."
Boyut Film adına çekilen dizi film için tarihi evin yakılması ile ilgili olarak Kapadokya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'ndan da bir heyetin , incelemelerde bulunduğu belirtildi.
MAGAZİN SERVİSİ 'BİRBAK'I FACEBOOK'TAN TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN
Türkiye'nin usta sanatçıları, türkülerini bu defa sadece Van için söyleyecek… 3 Kasım Perşembe akşamı Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda verilecek konser aynı anda Show TV ekranlarında canlı olarak yayınlanacak. Konserden elde edilecek tüm gelir deprem bölgesi Van'a bağışlanacak.
"Van İçin Tek Yürek" programına katılacak ünlü sanatçılar arasında Zara, Yavuz Bingöl, Volkan Konak, Zülfü Livaneli, Kerem Alışık ve Arif Sağ yer alıyor. "Van İçin Tek Yürek" 3 Kasım Perşembe akşamı saat 20.00'de canlı yayınla Show Tv ekranlarında…
19 kanalın yaptığı ortak yayınla 62 milyon TL toplandı. Ancak 5 gün geçmesine rağmen bu paranın sadece 20 milyon lirası bankaya yatırıldı. Geçtiğimiz Çarşamba günü "Van İçin Tek Yürek" adlı bir program yapıldı. Program, 19 TV'de ortak olarak yayınlandı. Beyazıt Öztürk ve Şebnem Sunar Küçük'ün sunduğu programa para yağdı. Ünlüler vatandaşların bağışlarını telefon ile aldı.
Telefonla canlı yayına bağlanan bazı işadamları ise "dudak uçuklatan" vaatleri ekranda saydı. Ve gecenin sonunda tam 62 milyon TL nakit yardım toplandı. Ancak yardımların peşine düşen TAKVİM, "eksik" bir manzarayla karşılaştı. Zira 'programa katılıp yardımda bulunan isimler, aradan geçen 5 güne rağ en paraları bankaya ulaştırmadı! 62 milyon TL'nin sadece 20 milyon TL'si toplandı. Ekranda para yağdıran uyanıklar, sadece şirketlerinin reklamını yaptı.
Ünlü müzisyen Volkan Konak "Van'daki depremzedeler için bir yardım projesinde yer alacak mısınız?"sorusuna, "Deprem beni ilgilendirmiyor" şeklinde çıkan haberlere açıklama getirdi.
Konak şunları söyledi; "Deprem için ben böyle bir şey söyleyebilir miyim? Deprem Sibirya'da da olsa benim için aynı Van'da da olsa aynı.. Kesinlikle böyle bir konuşma olmamıştır" Konak, son soru olarak muhabirin son günlerdeki gündemi sorsak sorusunu magazin gündemi olarak algıladığını tepki olarak yok cevabını verdiğini , tam arabasına binerken muhabirin sorusuna devam ederek 'deprem' sorusunu duymadığını bir önceki soru olarak algıladığını söylerken daha önce yok diyerek reddettiği soruyu ilgilenmiyorum cevabını vererek tekrar yenilediğini söyledi.
Bu haber ile ilgili "Bu haber magazinci yavşaklığıdır" diyerek haberi yapan tek kişiyi belirttiğini söylerken bu tip özel konularda benim karakterimi yanlış lanse eden söylemlerimi toplumsal negatif simgesel hale getiren kişiden bahsettiğini açıkladı. Doğru haber yapan, doğru söylemler kullanan beni toplumsal konularda olduğum gibi yansıtan doğru bakış açılarına, doğru kalemlere sonsuz saygım var açıklaması yaptı.
Volkan Konak günler öncesinden planlanan 3 Kasım Perşembe günü İstanbul Harbiye Kongre Merkezi'nde Gideriz Van'a Doğru Türkülerimiz Van için yardım konseri kapsamında sahne alacak olması yanlış yorumlanmış haberlere de bir cevap niteliği taşıyor.
MAGAZİN SERVİSİ 'BİRBAK'I FACEBOOK'TAN TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN