Fenerbahçe'nin Kosovalı golcüsü Vedat Muriqi, NTV'de özel bir röportaj verdi.
Önce Fenerbahçe'de oynayıp başarılı olayım, sonra Avrupa olsun diye düşündüm. Bir belirsizlik oldu. Rizespor ile 1 yıllık sözleşmem vardı ama başkanımızla, yönetimle konuşmamızda, sezon sonu transfer olacağıma dair bir istişare geçiyordu, bir muhabbet vardı.
Zaman ilerleyince, belirsizlik de kaplayınca, ister istemez biraz hazırlanmadan gitmek kulüp ve oyuncu için sıkıntı. Çocukluğumdan beri hayalini kurduğum çubukluya kavuştum. Hayatta da kendime sürekli hedef koyarım ama buraya geldiğimden beri hedefe ara verdim, burada evimde gibi hissediyorum. Allah'ın izniyle burada şampiyonluklar kazanıp, tarihe adımı yazdırmak istiyorum.
Toulouse sezon başında çok ilgilenmişti, yanılmıyorsam 2-3 kere teklif arttırdılar ama benim için uygun adım olacağını düşünmeyeceğim için kabul etmedim. Üstüne Fenerbahçe'nin teklifi gelince düşünmeden kabul ettim. Hedef koymuyorum demeyim de, bir süre ara verdim. Burada çok mutlu hissediyorum, kendimi ait hissediyorum, uzun yıllar burada oynamak istiyorum, şampiyonluklar kazanmak istiyorum. Sonra hayalim Premier Lig, televizyondan izlerken de kalite gözüktüğü için, fiziksel anlamda da çok mücadele olduğu ve yapıma uygun olduğu için Premier Lig benim için uygun olablir ilerleyen zamanlarda.
Fenerbahçeli olmamın birinci unsuru dedemdi. Dedemin Fenerbahçe'yi tutma nedeni de, efsane başkanlarımızdan Ali Şen'in Kosovalı olması. Dedem seni maça götüreceğim dedi ve Fenerbahçe'nin maçlarını birlikte izlemeye başladık.
Sonra dedeme her gün haydi maça gidelim ve izleyelim diyordum, haftada bir olduğunu bilmiyorduk. Lazetic, Rapaic... Dedemin de Fenerahçe'yi tutmasının nedenlerinden biri de Yugoslav döneminden çok oyuncu vardı. O maçları izlediğini hatırlıyorum. O günden beri, dedemden sonra arkadaş çevresine de girince fanatiklik aşılandı. 16-17 yaşından beri profesyonel olarak işe girince biraz fanatiklikten de uzaklaşmam gerektiğini düşündüm ama takip ettim.
Ülke adına savaş süreci çok yıpratıcıydı, çok zarar verdi. Sonra Kosova'nın eski Yugoslavya'dan bağımsız olarak ülke kurmak istemesi vardı, savaş açıldı bize. Kimseye soru sorulmuyordu, infaz ediyorlardı bizi, erkekleri toplayıp köle olarak kullanıyorlardı. Biz herhalde iyi bir Sırp askere denk geldik, siz çıkın yoksa bombalayacağız sizi dedi.
Annem acele acele bizi giydirdi ve biz nereye dedik, annem tatile gidiyoruz dedi. Biz de tatil diye seviniyoruz. Sonra uzak kalınca anlatık, bizim Muriqi ailesi, 7-8 sıralı aileden oluşuyordu, 45-50 kişi vardık, 45-50 kişi aynı evde kaldık. Savaşa herkes hazırlıksız yakalandı, paranın olup olmamasının anlamı yoktu. Herkes eşit şeyleri yaşıyordu.
Giresunspor'un o dönemi başkanı Türk pasaportu aldırdı bana ve birkaç kere Fatih Terim ile telefonda görüştüğüne şahit oldum. Dönemin U21 hocası Abdullah Ercan hocayla telefonda konuştuk, beğendiğini söyledi, tamam dedi, evrak prosedürleri girdi devreye. Kökende Türk bulmamız istendi, ailede kimseyi bulamadık. Evrak sıkıntısı vardı, sağolsun oradaki amcalarım, ailem uğraştı. Genel anlamda toparlarsak, evrak konusunda tıkandık. Bu olay bittikten sonra, 1,5-2 yıl sonra, Türk pasaportunu alsam da Türk Milli Takımı olmadığı belli oldu. Kosova o sırada UEFA'dan izin aldı ve sonra ilk maça ben davet edildim, seve seve kabul ettim. Orada yaşadığımız savaş süreci, kendi ülkem, oraya borçlu olduğumu hissettim. Vedat Muriqi Türkiye'de Muriqi oldu, Türkiye'nin de hakkını ödeyemem. O sırada Türkiye kapısı kapanmıştı, ben de Kosova'da oynadım.
Hayal kurmayı seven, hayalperest biriyim ama bir gün Türkiye'ye geleceğimi, Türkiye'de futbolcu olacağımı, goler atacağımı, Fenerbahçe'nin beni alacağını söyleseniz kavga ederdim herhalde. Kadere bağlıyorum bunu. O dönemden sonra çıkıp futbolcu olmak tamamen şans ve kader. Bunun için Allah'a her gün şükrediyorum.
Sezona iyi başladık, bizim için ilk hafta çok önemliydi. Gaziantep'teki maçı iyi oyun ve farklı kazanırsak iyi moral motivasyon olurdu ve öyle oldu. 10. haftada 3 mağlubiyet aldı, biri kendi sahamızda Antalya'ya karşı, diğeri Kayseri'ye karşı.
Çok pozisyona giriyoruz, istatistiklere baktığımızda en çok net pozisyonları kaçıran biziz. Benden çok gol atmayı kimse istemez. İstatistiksel anlamda, ceza alanında topla buluşma, rakip takıma hükmetme, topa sahip olma anlamında ortalamanın çok üstündeyiz.
Bazen şanssızlık, bazen iyi koordine olamamaktan dolayı kaçırdığımız goller bize puana mal oluyor. Mağlubiyeti her kulüp alıyor, Fenerbahçe olsak da mağlup olacağız. Çok tecrübeli hocalarımız, ağabeylerimiz var, Emre ağabey gibi, Volkan ağabey gibi, bize tecrübelerini aktarıyorlar. Burada aldığımız mağlubiyetlerden sonra bile kendimizi iyi hazırlıyoruz.
Kulübün içinde yardım alabileceğimi o kadar çok insan var ki... Beslenme, fitness, saha içinde hocalarımız çok profesyoneller. Burada kendini geliştirmemek gibi bir durum söz konusu değil, isteyen herkes kendini geliştiriyor.
Eksik gördüğüm çok yanım var, hava toplarında, kafayla attığım gol sayısı düşük. Tipik olarak bir pivot santrfor olduğumu da düşünmüyorum ama hava topunu geliştirmem lazım. Onun dışında koordine, uzun boylu futbolcuların en büyük problemi bu, adımını ayarlama, karşı karşıya kaldığında hemen golle sonuçlandırma... Sadece benim değil, birçok uzun boylu oyuncunun sorunu bu.
Çocukluğumdan beri hiçbir zaman bunun gibi olacağım demedim. Ibrahimobvic'in sakinliği örbnek aldığım bir olay. Sahadaki soğukkanlığını örnek alıyorum. Lewandowski'nin bitiriciliğini örnek alıyorum. Cavani'nin kale önündeki hırsı beni çok etkiliyor. Onların bu kısımlarını kendime enjekte edebilirsem daha iyi olurum diye düşünüyorum.
Beni en çok zorlayan savunmacı Serdar ağabey, Serdar Aziz. Şu anda aynı takımda olduğum için mutluyum. Kısa, çabuk stoperleri çok tercih etmiyorum, yoksa zorluyor
Sezon başında, 10. haftada ilk 3 sırada Alanyaspor, Malatyaspor olacak deseydik, buna kimse inanmazdı. Son 3 yıldır kalite inanılmaz arttı. Anadolu kulüplerimiz de iyi transferler yapıyorlar bütçelerini sarsmadan.
Geçen sene kulüp olarak bir travma yaşadık, bir daha bunu kimse yaşamayacak. Bu sene tek hedefimiz şampiyonluk, onun amacıyla sezon başı başladık, bunu her toplantıda dile getiriyor hocalarımız.
Her rakibimiz bizimle oynarken ekstra motive oluyor. Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor, geriden gelen Anadolu takımlarının da şampiyonluğu sonuna kadar taşıyacaklarını düşünüyorum ve ligin zevkli geçeceğini tahmin ediyorum.
Ali başkan ile transfer döneminde birkaş kez görüştük, beni sevdiğini biliyorum, ben de onu çok seviyorum. Telefonla arıyor, maçı izlediyse pozisyonları değerlendiriyoruz, tebrik ediyor. Uğraştı. Herkesin gönlünün hoş olması hedefin tek olunca, zaten her şey rayına oturuyor. Samandıra'da, Fenerbahçe'de olduğum için çok mutluyum.