Son zamanlarda iki kavramdan rahatsız oluyorum diyen Neşhet Tarhan şunları dile getirdi
Birisi “Kentsel dönüşüm projesi”, diğeri ise ” Kent konseyi” kavramı. Her ikisi de Avrupa’dan esinlenerek ülkemize ithal edildi. Ancak, biz ne yaptık? İkisini de kendimize öyle bir benzettik ki tanınmaz hale getirdik. Kent Konseyi son yapılan Belediye Yasasındaki değişiklikle yasalaştı da. Kentsel Dönüşüm Projeleri de çok yakın tarihte Belediye Yasası içerisine oldukça detaylı ve uzun olarak sokuşturulmasına karşın bununla da yetinilmedi. Bugünlerde Kentsel Dönüşüm Yasası Meclisten geçecek. İki kavramın da sulandırıldığını düşünüyorum. Kent Konseyleri çoğulculuğun, katılımcılığın hayata geçirileceği, birlikte karar almanın, kenti yönetenlere uyarı ve öneride bulunulması gereken organlar olmayacak mıydı? Oysa, Kent Konseyleri Belediye Başkanlarının arka bahçesi oldu. Konsey Başkanı ya kendileri ya da atadığı kişiler oldu. Maalesef buna itiraz eden olmadığı gibi kimileri Başkanlara bu yoldan yakın olabilmek için yarışa girmedi mi? TOKİ’ nin Mersin’de 5 mahallede uygulamak istediği Kentsel Dönüşüm Projesine hangi Kent Konseyi öneri sundu? Bu projeyi hangi konsey halkın, vatandaşların bilgisine sundu, tartıştırdı? Bu proje siyasal veya ekonomik rant aracı mı? Yoksa o bölgedeki halka daha iyi yaşam koşulları sunma, kenti daha çağdaş hale getirme projesi mi? Zaten Kentsel Dönüşüm Yasasının ilk çıkışında öncelik eski, korunması gereken tarihi yapıları iyileştirme, olası depreme karşı uygulanacak projeler üretmek değil miydi?
Son günlerde Kazanlı’da Soda Fabrikası içerisinde ruhsatsız, imara aykırı olarak temeli atılan sülfirik asit fabrikasına Kent Konseyleri değil de kim karşı çıkacak? Kent Konseyleri açık, açık Belediye Başkanlarını göreve çağırabilecek mi? Her şeye karşın hiç olmaz ise Akdeniz Belediye Başkanı’nın Sülfirik Asit Fabrikası için “Sakıncalıdır” diye görüş belirtmesini okyanusta bir damla olarak umut ışığı olarak görmek istiyorum.
Mersin’in geleceği için, kent çeperinde yeni çöküntü alanları yaratmamak için, insanların, yeni doğan çocukların kanser olmamaları için, tarım alanları ve tarımsal ürünlerin zarar görmemeleri için, carette-carettaların yok olmamaları için, Mersin Turizminin geleceğine ket vurmamak için Belediye Başkanları, Kent Konseyleri, Siyasi Partiler, Meslek Odaları, “Kentsel dönüşüm projesi” ve “Sülfürük asit fabrikası” için el ele vererek seslerini çıkartmayacaklar mı? Kentsel Dönüşüm yerine Sosyal gelişim projesi üretilemez mi? Sülfirik Asit Fabrikası yetkililerince düşünülen alternatif alana (otoban kuzeyi) yapılamaz mı?
Mersin’in geleceğini düşünmek soyut, hayali düşünce ve projeler ile olmaz. Somut projeler karşısında dik duruş sergilemekle olur.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz