SPOR

‘İkinci bir Fatih Terim çıkmaz’

Şansal Büyüka çok önemli açıklamalarda bulundu.

‘İkinci bir Fatih Terim çıkmaz’

Usta gazeteci Şansal Büyüka, Milliyet'ten Bilal Meşe'nin sorularını cevapladı.

Üç puanlı sistemde hiç kimsenin yeri garanti değil... Bildiğim bir gerçek var ki, o da 2. yarının Fenerbahçe için daha zor geçeceği. Bunu ben değil, fikstür söylüyor. İlk üç haftası çok önemli... Neden derseniz, fikstüre bakın anlarsınız. Bu haftalar, önümüzü görme ve de öngörülerimizi sıralama açısından çok önemli. Eğer, Fenerbahçe ilk üç maçı firesiz geçerse, onları kimse tutamaz.

17 haftalık lig maratonuna son noktayı bu hafta koyduk... Ligin zirvesinde fazla değişen bir şey yok; Fenerbahçe lider, Kasımpaşa ise Galatasaray ile yer değiştirdi, Aslan ikinciliğe yerleşti. Cim- Bom, kadrosuyla, yıldızlarıyla, belli ki, bu yarış da kolay, kolay pes etmeyecek.

Doğal olarak ustamız Şansal Büyüka ile söyleşimize lider Fenerbahçe ile başladık.

Kuşkusuz Ersun Yanal, böylesi ateşten bir gömleği giydiği günlerde kamuoyunda bir dizi soru işaretleri de beraberinde geldi. Yanal, bu ağır yükü taşır mı, taşıyamaz mıydı? Çünkü, Milli Takım’da başarılı olup olmadığı hâlâ tartışılıyor.

Usta’ya sıcağı sıcağına bunu sorduk, o şiddetle başarısız kelimesine karşı çıktı:

* “Daha önce başarısız olduğunu kabul etmiyorum. Federasyon dengeleri, çeşitli güçler Ersun hocanın milli takımda önünü kesti.”

Evet, acaba Ersun Yanal fotoğrafı Büyüka’nın penceresinden nasıl görünüyor?

* “Ersun Yanal gelirken, bazı Fenerbahçeliler de dahil olmak üzere, futbol kamuoyunda acabalar, ciddi soru işaretleri vardı. Ersun hoca hepsini yerle bir etti. Beklenenin, son 10 yılın belki de en başarılı derecesine imza attı. En fazla galibiyet alan takım Fenerbahçe. En fazla gol atan, en fazla puan toplayan takım... 41 puan toplamış. Baktığında 41 kere maşallah demek lazım. İnanılmaz bir performans var.

Usta, Ersun Yanal’ı Türk teknik adamlar kantarında ilk üçe koydu. Ona inanıyor, güveniyor ve çalıştırdığı her takımda başarılı olduğunu savunuyor:

**“Ersun hocaya inananlardan biriyim. Yanal gittiği Trabzon’da kötü değildi. Gençlerbirliği’ni çeyrek finallere götürdü. Eskişehir’in nasıl top oynadığını biliyoruz. Ersun hoca geniş kadroyla en büyük fırsatı yakaladı. Türkiye’de hangi oyuncuyu beğensek Ersun hocanın tezgahından geçmiş isimleri görüyoruz. Bu da müthiş bir başarı değil midir? Arda, Caner, Selçuk. Hepsi Manisa’da Ersun’un öğrencileri. Ben Ersun Yanal’ı Türk hocalar arasında ilk üçe koyarım. Ersun hoca benim futbol felsefeme uyan bir anlayışa sahip.”

Usta’dan bunu açmasını istiyoruz:

"Ersun hocanın rakibe basan, tempo yapan, teslim olmayan anlayışını seviyorum. Fenerbahçe’yi eleştirdiğimde bu yönleri eksikti. Ersun Yanal takımları uzun süreli duraklama devrine girer gibi bir düşünce de var. Galatasaray maçı sonra Beşiktaş karşısında hırs patlaması yaptı ama diğer maçlarda geriye gitmeye başlamıştı. 11. haftadan sonra Fenerbahçe form, mücadele kaybı yaşamıştı. Gazının kaçması fikri sadece benim değil, herkes yazıp söylüyordu. Kayseri maçının ilk bir saati de bu eleştiriye dahil. İstatistiklerde göz kamaştıran bir Fenerbahçe var. Saygıyı ve alkışı hak ediyor. Ancak bir takım bir maçta aynı performansı ortaya koyamayabilir, gazı kaçabilir. Ama formu tavan da yapabilir. Fenerbahçe genelde havası, civası üst düzeyde devam etti. Özellikle Karabük maçında ise gazı kaçtı. Ama bu futbolun içinde hep var. Düştüğün maçlar gibi çıktığın maçlar da olacak. Ama totale baktığında altın bir ilk yarı geçirdiler.”

Yani ağabey hiç mi eksileri yok liderin?

  • “Elbette var. Hücuma çıkışta bir eksikliği var. Son Kayseri maçına da bakın, özellikle ilk yarıda uzun toplarla Emenike ve Sow’u kaçırmaya çalıştılar ama olmadı. Aralara top atacak bir oyuncuya ihtiyacı var.  Bu işi Alper, Salih yapamadı. Holmen’den umutluydum. Hocası güvenmiyor ki ona beklenen şansı vermedi. Ben Fener’in riskleri de başarıları da bir maçta bir arada taşıdığını düşünüyorum. Gözükara futbol oynuyor Fenerbahçe... Savunmada az adamla kalıyor. Ama defans oyuncuları o kadar formda oynadı ki, bazen iki üç adamla savunmayı kontrol edebiliyorlar.

Yanal’ı, sadece teknik adam olarak değil, adamlık apoletini de öne çıkarıyor Şansal Büyüka:

* “Adamlığını da severim. Baktığımda şunu hissediyorum. Bu kadar egosu yüksek oyuncuları yönetmek kolay değil. Yıldızlar her zaman sorunları beraberinde taşırlar. Sow’un zamanında problemleri oldu. Öyle ki, ‘oynamayacaksam gideyim’ dedi. Emenike şapkayı kafasına çekti, suratını astı. Ne oldu Emenike? Sekiz gol ve bir dizi asistlerle ilk yarıyı tamamladı. Takım buraya kadar sorunsuz geldiyse, demek ki, saha dışından Yanal takımı iyi yönetiyor.”

‘İkinci bir Terim çıkmaz’

Yanal, ikinci Terim olur mu ağabey?

* “Fatih Terim kendine özel bir insan. İkinci bir Terim çıkmaz. Ersun Yanal’ın bilimsel yanı, eğitimci yönü de hiçbir hocada yok.

Usta, sözü hemen Başkan Aziz Yıldırım’a getiriyor, onu da kutluyor:

* “Aziz Yıldırım’ı da kutlamak gerekiyor. Baktığında başkan da çok dengeli gidiyor. Yıldırım, Samandıra’dan çıkmazdı. Şimdi belli aralıklarla gidiyor. Yılbaşı partileri, yemekler Fener’in bir hava yakaladığı belli. Medyanın eleştirilerine alışmaları da gerekiyor. İyi giderken alkışlıyoruz. Kötü giderken eleştirildiğinde de kızmayacaksın.”

Liderle olan puan farkı kapanabilir mi?

* “Üç puanlı sistemde hiç kimsenin yeri garanti değil... Bildiğim bir gerçek var ki, o da ikinci yarının Fenerbahçe için daha zor geçeceği. Bunu ben değil, fikstür söylüyor. İkinci yarının ilk üç haftası çok önemli. Neden derseniz, fikstüre bakın anlarsınız. Çünkü Fenerbahçe’nin fikstür dezavantajı var. İlk üç hafta önümüzü görme ve de öngörülerimizi sıralama açısından çok önemli. Eğer, Fenerbahçe ilk üç maçı firesiz geçerse, onları kimse tutamaz. Artı, iklim koşullarını da göz ardı edemeyiz.

Fener çıtayı yükseltince!

Şampiyon olduğun geçen yıl da 33 puan toplamışsın. Fakat Fener o kadar büyük bir zam yaptı ki, G.Saray’ın başarısızlığından çok, sarı-lacivertlilerin müthiş performansının farkı var. Mancini’yi başarılı buluyorum.

Rotayı Mancini’nin Galatasaray’ına çeviriyoruz. Aslan, Devler Ligi’nde iyi yolda, iç hatlarda düşe kalka gidiyor. Yine de ikinci sıraya oturdu. Şansal Ağabey, Aslan’ı da başarılı buluyor ve gerekçelerini sıralıyor:

* “Kendi kendine bu kadar sorun yaratıp, ligi ikinci sırada bitiriyorsan bu başarıdır. Galatasaray’da son yıllarda görülmeyen bir deprem yaşadık. Giden hoca Fatih Terim’di. Mancini geldikten sonra 4-5 maçta Fatih Terim temposu tutuldu. Bunlar göz önüne alındığında iyi bir başarı. Ancak bu kadronun 8 puan fark yememesi gerekiyordu. Şampiyon olduğun geçen yılda da 33 puan toplamışsın. Fakat Fenerbahçe o kadar büyük bir zam yaptı ki, Galatasaray’ın başarısızlığından çok Fenerbahçe’nin müthiş performansının farkı var. Mancini’yi başarılı buluyorum. Mancini’yi şundan eleştiririm. Futbol felsefesinde göze hoş gelen bir hamle bekleyemezsiniz. Ama baktık ki o geldikten sonra hem puan ortalamasında hem de istikrar anlamında Aslan’ı bir çizgiye oturttu.”

Yılların tecrübesi Büyüka, Yanal’dan sonra Mancini’yi başarılı bulduğunu söylüyor ve ardından gerekçelerini sıralıyor:

* “Mancini’nin puan olarak, sonuç olarak Galatasaray’ı geriye götürdüğünü düşünmüyorum. Ülkeyi bilmeyen, ligini tanımayan bir hoca sonuçta. Otel odasında yastığın farklı olsun uyuyamazsın. Şampiyonlar Ligi’nde gruplara da kaldı. Bunu göz ardı edemeyiz.

Aslan’da bir numaraya Melo’yu çıkardı Usta... Kaleci Muslera’yı ayrı bir yere koyan Büyüka,”Melo uzak ara arkadaşlarının önüne geçer. Bu sezon Galatasaray’ın en iyisi. Ligdeki ilk beşime girer. Son derece iyi oynadı ve istikrar yakaladı. Muslera konuşulmaz zaten. Çok öne çıkan başka oyuncu göremiyorum. Drogba, duruşuyla, kritik golleriyle ciddi katkı sağladı. Ancak son maçlara yorgunluğu yansıdı. Sadece kalitesi ile oynamıyor, fizik gücüyle oynuyor. Sneijder son maçlarda yararlı oldu. Ama baktığımızda sürekliliği yoktu” diyor.

Usta’ya Aslan’ın yabancı sınırlamasındaki yeni önerisini sorduk... Yılların tecrübesi, 6-0’ın yerine 6+2 uygulamasının getirilmesinin daha doğru olacağını savundu:

* “6+2 normal. Ama dört fazla. Bu da yerli oyuncuların önünü keser. Bu olaya sadece üç büyükler cephesinden bakmamak gerekir. Ligin 12-13 takımında kenara atılan yabancılar var. Federasyon 6+2 için adım atabilir, bu geri adım da asla olmaz. Türk futboluna karşı sorumluluğumuz olduğunu da asla unutmayalım. Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın buna çok ciddi itirazları var.”

Beşiktaş’ın ruhu gitti

İlk dört haftada aldığı galibiyetlerle müthiş bir hava yakalayan, taraflı tarafsız herkesin ‘banko’ şampiyon gözüyle baktığı Beşiktaş’taki düşüşün nedenlerini sorguladık ustayla:

“Ben onu bunu bilmem, arkadaş... Beşiktaş’ın tüm havasını, gazını Galatasaray maçındaki olaylar alıp, götürdü. O olaylar sonrasında Beşiktaş’ta ciddi bir güven kaybını da beraberinde getirdi. Ondan sonra bir türlü toparlanamadılar. Tabi ki Kartal‘ın bugünkü görüntüsünde en büyük suçlu taraftardır. Beşiktaş’ın ruhu gitti.”

Usta, taraftardan çıktı, sözü yönetim, teknik adam ve futbolculara getirdi:

“Dört maçta doludizgin oynayan Beşiktaş’ın Galatasaray derbisindeki korkaklığına bir türlü anlam veremedim. Düşüş, sahaya girenlerle başladı. Ancak devamında bunu toparlayacak hocadır, yöneticidir, onlar da yapamadılar.”

Disiplin sorunu da var Beşiktaş’ta... Özellikle de Fernandes’te:

 “Hadi sen geziyorsun, oyuncuları niye ayartıyorsun? Bunun suçlusu yönetimdir. Avrupalının mantalitesinde antrenman yaptırıp gitmek var. Oyuncu sorunu hocayı ilgilendirmez. Burada menajerlerin, sportif direktörlerin bu işlerle uğraşacak, çıkacak ortaya, barda tokat yiyen futbolcuya hesap soracak. Fernandes bu kadar geziyorsa, oyuncuları yanında taşıyor, barda tekme - tokat daya yiyorlarsa, bunu hesabını kim soracak? O formanın bir ağırlığı var. Bunu ona ancak yönetim anlatabilir. Önder Özen’in yetkileri nedir? Hocaya karışır mı, karışamaz mı soru işareti. Ama şurası açık Fernandes bu kadar geziyorsa, oyuncuları yanında taşıyorsa, futbolcular barda dayak yiyorsa Özen’in buna çare bulması lazım. Beşiktaşlı futbolcuya kimseye tokat atamaz, futbolcu da o kutsal formanın hakkını vermek zorunda.”

Parlamayan yıldızı ne yapacaksın?

Ustayla rotayı, Beşiktaş’a çeviriyoruz. Hırs mı, yoksa kalite mi farkı getirdi?

“Beşiktaş’ı galibiyete götüren şey hırsı oldu. Hep söylenir, kaliten olsa da umursamaz olursan hiçbir şey olmaz. Savaşan takım her zaman kazanır. Sahada savaşan bir Beşiktaş vardı. Elazığ maçı tabii ki ölçü değil. Elazığ şu anki kadrosu ile Süper Lig standardını yakalayamadı. Ama Beşiktaş’ın hırsı rakipten kaynaklanmadı. Beşiktaş sahanın her yerinde bastı. İkinci yarıda düşüyor dediğimiz takım daha fazla bastı. Takımdaşlık duyguları zirvedeydi Beşiktaş’ın. Bu Bilic’e ve yönetime ciddi bir mesajdır beyler.”

Yani Ağabey?

“Yanisini, manisi yok Bilal’cim... Bu oyunda isimler değil, formda olanlara forma verilir. Takımlarda o formalar kimsenin tapulu malı değildir. Eee adam yıldız, ama formsuz. Formda olan yedek oyuncunun suçu ne? Elazığ karşısında 5-6 eksikle oynadılar. Tabi ki handikaptı. Ne oldu? Hırsını öne çıkardı, eksikliklere rağmen fark yaptı.”

Ağabey, kusura bakma, her hafta Fernandes olayını işliyoruz... Bilic ‘kalsın’ diyor, yönetim taviz vermiyor?

“Bu kriz en kısa sürede halledilmeli. Beşiktaş ara transferde Fernandes’den ayrılamaz. Çünkü Fernandes başka bir yerde bu parayı alamaz. Fernandes yıldız. Ama parlamazsa ne yapacağım ben yıldızı. Geçen sene sahada parlıyordu. Şimdi dürbünle zor seçiyorsun. Beşiktaş keyif veriyor. Tamam birkaç maçta sallandılar. Ama önemli isimleri var. Gökhan’ı var, Oğuzhan’ı, Olcay’ı var. Bunlar önemli işler yapan oyuncular. Gece gökyüzüne baktığımız zaman en çok parlayan yıldıza gözümüz takılır hep. Fernandes yıldız ama, sönük yıldızdır, ona kimse bakmaz arkadaş.”

Ayrışma değil bütünleşme!

Dümeni Trabzonspor’a çeviriyoruz:

“Yansımalardan şunu çok net görüyoruz, takımın önce huzura ihtiyacı var. Yarım devrede yönetimin en önemli iki adamı istifa etti. Kaleci antrenörü istifa etti. Hoca son maçta istifa etti, son anda ikna ettin, kaldı. Demek ki doğru gitmeyen şeyler var. Huzuru bulamadan başarıyı bulamazsın. Sebahattin Çakıroğlu ısrarla söylüyor, ‘Kulüp siyasetin içine atıldı’ diye. Öyle bir şey varsa bu da doğru olmaz. O zaman karşı bir grup oluşur. Trabzon’un ayrışmaya değil bütünleşmeye ihtiyacı var.

Kim düşer kim kalır?

Aday sayısı fazla... İşin özeti Elazığ, Kayseri ve Erciyes bu tehlikeyi yaşayan üç takım. Ancak bu üçlüye yakın takım sayısı da bir hayli fazla. Ligde hem üstte, hem altta müthiş bir mücadele var... Bekleyip, göreceğiz.

ŞANSAL BÜYÜKA’NIN GÖZÜNDEN İLK YARI

ONUR: O olmasaydı, Trabzon’un vay haline! Bordo-mavililer bugün 21 puanda olurdu.

GÖKHAN GÖNÜL: İyi bek olduğu kadar, iyi bir hücumcu.

DİEGO: En az gol yiyen takımın stoperi.

EGEMEN: Aslan yürekli cengaver.

CANER: Performans ve istikrar abidesi

EMENİKE: Gücün simgesi.

MEHMET TOPAL: Gösterişsiz, ama en istikrarlı oyuncu.

MELO: Süper oynadı süper.

OLCAY: Tam görev adamı.

ALMEİDA: Kritik gollerin ismi.

DROGBA: Lider duruşu, çok şey katıyor.

KARE AS

Caner (Fenerbahçe)

Egemen (Fenerbahçe)

Melo (Galatasaray)

Onur (Trabzonspor)

TEKNİK DİREKTÖR: Ersun Yanal

FUTBOLCU: Onur (Trabzonspor)

(milliyet-bilal meşe)

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Takım
O
Av
P

En Çok Aranan Haberler