İnşallah yeniden daha güçlü geliyoruz

Saadet Partisi Turhal ilçesinde sandık müşahitleri ve teşkilat mensuplarıyla bir araya geldi. Programa milletvekili adayları Mesut Doğan, Bilal Metehan Aydın, Cemal Güngör, Mustafa Özdemir ve Gökhan Aydın’ın yanı sıra İl Başkanı Sezai Uslu ve yönetim kurulu üyeleri de hazır bulundu.

Programda bütün adaylar birer konuşma yaptıktan sonra söz alan 1. sıra adayı Mesut Doğan konuşmasında AKP hükümeti ve icraatlerini eleştirerek şunları kaydetti: “Gerçekleri bilmek elbetteki acıdır ancak gerçeklerle yüzleşmek daha farklı imiş. Bütün ilçelerimizde çarşı esnaflarını ziyaret ettik, sanayi esnafını, Pazar esnafını ziyaret ettik. Durum çok vahim, durum çok sıkıntılı. Ekonomik ve sosyal sıkıntılar had safhada ve korkunç bir boyut aldı. Böylesine bir ortamda birileri istiyorlarki kendi söyledikleri dışında bir şey duymayalım, kendilerinden başka kimse konuşmasın. Ama bizler inanıyoruz ki hakikatler karşısında susmak dilsiz şeytanların işidir. Bilindiği üzere 15-20 gün önce sayın başbakanımız Tokat’a geldi. Tokatımızda 1 saat konuşma yaptı. Koskoca 1 saatte iki tane yanlış rakam ve bir tane anısını anlatmaktan başka bir şey söylemedi. Keşke başbakan o hikayeyi anlatıp kürsüden indikten sonra birileride Tokat gerçeği ile ilgili hikayeyi ona anlatsalardı. Mesela elektrik faturasını ödeyemeyen köylü vatandaşımızın hikayesini anlatsalardı, sabah okula giden çocuğunun cebine harçlık koyamayan işçi kardeşimizin hikayesini anlatsalardı, üniversitedeki çocuğunu okutmak için çırpınan memur kardeşimizin hikayesini anlatsalardı, bağkurunu, vergisini ödeyemeyen esnafımızın hikayesini anlatsalardı, işsiz ama evli oğluna bakmak zorunda olan emekli amcamızın hikayesini anlatsalardı. Velhasıl 5 yıl içinde Tokat’ın, Turhal’ın nasıl yaşanmaz bir hale geldiğini anlatsalardı. İstiyorlarki herkes üç maymunu oynasın. Üç maymunu oynamak korkakların işidir. Elahmdülillah biz Milli Görüşçüyüz, bunları dillendiriyoruz. Milli Görüşçü olmanın bir şartı da yürekli olmaktır. Bunu bizden başka anlatacak topluluk da yok.”

Seçime 3 gün kaldığını ve bu sebeple yoğun bir çalışma içinde olunması gerektiğini belirten Mesut Doğan, “Başbakan meydanlara hava atarcasına Türkiye’nin IMF’ye 5 milyar dolar borcu var diyor. Doğru ama eksik. Neden Türkiye’nin toplam borcu olan 800 milyar TL’yi söylemiyorsun. Kişi başı gelir 10 bin dolar diyorsun da neden kişi başına borç 12 bin dolar gerçeğini saklıyorsun. Merkez bankamızın kasasında şuanda 95 milyar dolar var. İstersek IMF borcunu hemen öderiz diyor. Yiğitsen öde. Ödeyemezsin çünkü 95 milyar dolar devletin değil dışarıdan gelen sıcak para karşılığında teminat altında tutulan para, sen ona dokunamazsın bile. Ayrıca merkez bankası devletin değildir, bağımsız bir kuruluştur. Devlet karışamaz. Böyle bir ortamda 50 milyar TL yıllık faiz ödüyoruz. Sırf AKP döneminde ödediğimiz faiz 408 milyar TL. Bu rakamın büyüklüğünü anlatmak için örnek vereyim. Turhal şeker fabrikası ve 5 tane daha şeker fabrikası 600 milyon dolara satılıyor. 3000 adet şeker fabrikası kadar faiz ödemişiz demektir. Günlük 180 milyon TL para ödüyoruz. Yani hergün bir tane şeker fabrikasını faize kurban ediyoruz. Bunu iyi anlamak lazım. Bu çok büyük bir felaketin habercisidir” dedi

Evinize gittiğinizde elektrik faturanıza bakın. 25 lira tüketmişsiniz ama vergilerle 60 lira fatura edilmiş. Mazotu 1 liradan alıp 3,5 liraya satıyorlar. Vergileri vatandaşa yükleyip aldığı paraları faize veriyorlar. Bu sıkıntılar vatandaşımızın belini iyice bükmüştür. Tokatımızın nüfusu 5 yıl önce 824 bin idi. Şimdi 617bine düşmüş vaziyette.

Bir örnek vermek gerekirse adamın birisi hanımıyla tatile gitmeye karar vermiş. Her zaman otellerde konaklıyoruz. Bu sefer bir çadır alalım ormanda açık alanda tatil yapalım demiş. Gidip zorluklarla çadırı kurmuşlar. Bir-iki gün iyi bir tatil geçirdikten sonra bir akşam uykunun en tatlı yerinde kadın kocasını telaşla uyandırmış. Bey yukarı bak ne gördüğünü söyle demiş. Adam milyonlarca yıldız görüyorum. Felsefi olarak Kainatın ne kadar büyük olduğunu, dünyanın bir nokta gibi olduğunu, Teolojik olarak Allah’ın yüceliğini gösteriyor demiş. Meteorolojik olarak hava açık yarın yağmur yok demiş. Bu sefer adam uykusu dağılınca hanımına sormuş. Sen söyle bakalım ne görüyorsun. Bre ahmak herif çadırımızı çalmışlar demiş. Türkiye’de insanların cebindeki paralar çalınırken birileri televizyonlarda gazetelerde millete yıldız saydırmaya çalışıyorlar. Otoban yapımlı. Ee otobanda süreceğimiz arabanın benzinini alamıyoruz.

Bu kadar ekonomik sıkıntının olduğu bir ortamda ahlaki erezyonda ortaya çıkıyor. Allah Rasulu her namazın sonunda beni küfre götürecek fakirlikten koru Allah’ım diye dua edermiş. Çünkü bir insanın küfre en yakın olduğu an aç olduğu zamandır. Türkiye’de resmi rakamlara göre yılda 120 bin aile boşanmış. Son 10 yılda 1 milyon 200 bin boşanmış. Toplamda 13 milyon aile olduğunu göz önüne alırsak yüzde 10’u boşanmış. Borcum var ödeyemiyorum diye 2010 yılında 2850 insanımız intihar etmiş. Yine 2010 yılında 2 milyon litre içki tüketilmiş. Biz bunları görmemezlikden, duymamazlıkdan gelemeyiz.

Bir hikayeyle konuşmasına devam eden Doğan, “Ahlak, ateş ve su arkadaş olmuşlar. Muhabbetleri çok ilerlemiş. Birgün ateş demişki birbirimizi kaybettiğimiz zaman nasıl bulacağız. Beni kaybederseniz nerde bir duman varsa orada ben varım demiş. Su da beni de bir şırıltı duyduğunuzda bulursunuz demiş. En son ahlak söz almış eğer birgün beni kaybederseniz bir daha bulamazsınız demiş. Bu ülkede ahlak elden gidiyor. Televizyon izlerken utanç duyuyoruz. Bu ülke bu hale nasıl geldi. Böyle bir ortamda milli görüşçüler yerinde duramaz, yatağında uyuyamaz. Allah iyiliği emreden kötülükten alıkoyanları toplumun sigortası olarak kabul etmiştir. Biz toplumun sigortası olmak zorundayız. Bir eve elektrik bağladıktan sonra sigortayı yapmazsanız en ufak şasede o ev yanar. Bu ülkede ekonomi de, ahlak da, dış politika da şase yapıyor. Biz vazifemizi tam manasıyla yapmazsak ülkemiz yaşanması güç bir yer haline gelecektir. Sonra eyvahlar, keşkeler fayda vermez. İnsanlarımız 3 partiye mahkum edilmek isteniyor. Bilinçaltlarına korku yerleştirerek oy alma peşindeler. Şimdi maç bitti, uzatmalar bitti, penaltı atışlarına geçildi. “ dedi.

Milli Görüşçülerin bu toplum içinde en rahat hareket edecek kişiler olduğunu ifade eden Doğan, “Bu ülkede adı hırsızlığa yolsuzluğa, ahlaksızlığa bulaşmış insanlar bile sokak sokak dolaşıp bayrak salladığı bir dönemde alnı açık bir şekilde yürüyecek tek topluluk Milli Görüş topluluğudur. Bu insanların utanmadığı, rahatça dolaştığı bir zamanda Milli Görüşçüler nasıl rahat oturabilir. Bu yüzden dik duracağız ve Zafere inanacağız.” dedi.

Seçimde birçok üçkağıdın döndüğünü söyleyen Doğan, “Bu son 3 günde enteresan şeyler oluyor. İstanbul’u görüyoruz bayraklara tahammül edemiyorlar, Keza Tokat’ta miting günü yaşananları görüyoruz. Saadet Partisi kendi yanlı anketlerinde ile yüzde 7-8 arasında çıktıktan sonra enteresan tiyatrolar oynanmaya başladı. Şimdi kapı kapı dolaşıp eğer Saadet Partisi’ne oy verirseniz, Saadet Partisi de barajı geçemezse bu oy CHP’nin işine yarar diyorlar. Saadet Partisi’ne verilen oy ancak Saadet Partisi’ne yarar, kimsenin işine yaramaz. Yalan ve üçkağıtlarla oynana bu tiyatroyu bozacağız inşallah. İstanbul’da tespit edilmiş bir grup kadın kapı kapı dolaşıp biz Saadet Partisi’nden geliyoruz, bu seçim önemli ve bu seçim sonunda yeni bir anayasa yapılması lazım. Bu sebepten hükümeti zayıflatmamak için Saadet Partisi olarak AKP’yi destekleyeceğiz diyorlar. Bu korkunun işaretidir ve biz inanırız ki korkunun ecele faydası yoktur. Bütün izinler alındıktan sonra Haliç’e asılan 1125 metrekarelik Erbakan posteri ve Saadet bayrağını “her türlü davayı açın, ben başbakanın emriyle geliyorum” deyip kestiren emniyet müdürü, diğer taraftan Kazlıçeşme mitinginde Erbakan Hocaya selam ve dua yollayan bir başbakan. Bu millet bunu yemez sayın başbakan. Bu ikiyüzlülük mutlaka bitecek, bitmek zorunda ve bunu da biz bitireceğiz. “ diyerek sözlerini tamamladı.