Yalan beyana 3 yıla kadar hapis Formun öneminin kampanyadaki görevlilerce gönüllülere anlatıldığını aktaran Tatar, şöyle devam etti: "Formdaki sorularla bağışçının kan bağışına engel bir durumu olup olmadığını anlamaya çalışıyoruz. Bulaşıcı hastalık yönünden risk taşıyacak herhangi bir davranışın içinde mi bunu sorguluyoruz. Form yüzünden bizimle tartışanlar, doldurmayıp yırtıp atanlar oluyor. Soruları okumak zor geliyor. Eğer vücuttaki tüm hastalıkları tespit eden bir teknoloji çıkarsa o zaman bu formlar kalkar. Her bağışçıya verecekleri kanın bir bebeğe, doğum yapacak bir anneye ulaşabileceğini hatırlatıyoruz. Faydalı olacağım derken birden çok kişiye zarar verme ihtimali bulunduğunu anlatıyoruz." "Nasıl olsa test yapıyorlar" mantığıyla hareket edilmemesi, bağışçının doğru beyanda bulunması gerektiğini vurgulayan Tatar, Kan ve Kan Ürünleri Kanunu'na göre kişinin doğru beyanda bulunmakla sorumlu olduğunu, yalan beyan tespit edilirse kanunun 3 yıla kadar hapis cezası öngördüğüne dikkati çekti. Farklı nedenlerden bazen bağışçılardan kan alınamadığını ifade eden Tatar, "Örneğin bağışçının dudağında ufak bir uçuk çıkmış olabilir. Bu da bir enfeksiyondur. Tansiyonu düşük olabilir. Bu nedenle kan vermesi uygun olmaz. Buna rağmen bağışçılar bazen kan vermekte ısrar ediyor. Eğer bağışçı bir nedenden dolayı reddedilirse bu sisteme işleniyor. Uygun görülmeyen dönemde eğer başka bir yerde kan vermeye çalışırsa sistem reddediyor. Bu bağışçı Türkiye'nin hiçbir yerinde kan veremiyor" şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz