Annesi ve üvey annesinin ölümüyle yıkılan Mahsun Kırmızıgül önce cenazesine gidemediği üvey annesinin mezarını ardından da Edip Akbayram'ın mezarını ziyaret etti. İstanbul'a gelir gelmez Edip Akbayram'ın mezarını ziyaret eden ünlü sanatçı şu paylaşımda bulundu.
"İstanbul’a gelir gelmez, kızım Lavin’le birlikte ayaklarım beni doğrudan Edip Akbayram’ın mezarına götürdü. Yüreğimde koca bir ağırlık vardı." diyen Kırmızıgül duygularını şöyle anlattı:
"Çiçekleri mezarının üzerine bırakırken içimde bir şeyler koptu. Çünkü ben, en sevdiğim insanın, ustamın, abimin cenazesine yetişememiştim. O, benim için sadece ilk dinlediğim, ilk şarkısının ezberlediğim sanatçı değildi. O, benim idolümdü. Gözlerimi kapadım, bir anda 6-7 yaşındaki halime gittim. O yaşlarda kulağıma çalınan sesi, içimde filizlenen hayranlığı hatırladım. O sesi ilk duyduğum anki heyecanı, onun şarkılarıyla büyüdüğüm yıllara gittim.
"Edip Abi, insana değer verirdi. Onurlu, vicdanlı, merhametliydi. O, sadece büyük bir sanatçı değil, aynı zamanda çok iyi bir baba, çok iyi bir dedeydi. Bugün mezarı başında bir kez daha anladım: O, benim kalbime dokunan, hayatıma yön veren en özel insanlardan biriydi" diyen Mahsun Kırmızıgül Lavin'e dair de şunları söyledi:
"Yanımda duran kızım Lavin, gözyaşlarıma anlam veremedi. Küçük elleriyle elimi tuttu ve masum bir sesle sordu: “Baba, neden ağlıyorsun? Onu çok mu seviyorsun?”
O an boğazım düğümlendi. Kızıma baktım ve derin bir nefes alarak ona Edip baba ile aramdaki hikayeyi baştan sona anlattım. Kim olduğunu, hayatımda nasıl bir iz bıraktığını, neden onun yokluğunun içimde kocaman bir boşluk olduğunu söyledim. Lavin, gözlerimin içine bakarken sanki o da hissetti acımı. Gözleri dolarak bana sarıldı.
Bugün, bir kez daha anladım ki bazı insanlar ölmez. Onlar, sadece bu dünyadan göçer ama kalplerde, hatıralarda, şarkılarda, dualarda yaşamaya devam eder. Edip Abi de öyle biri… Ve ben, hayatımın sonuna kadar onu böyle anmaya, eserlerini okumaya, onun adını yüreğimde taşımaya devam edeceğim."