Hayta İsmail: Gaza geldim!

Ahmet Arıman, “Biz kimseye bir şey yapmadık ve zorlamadık. Bizim içimiz rahat, millet arkamızdan bir şeyler söylüyor ama araştırılsın hiç kimseye bir şey yapmadık. Bu kadar basit bu benim kaderimmiş ne yapalım. Bende isterdim Kader’in yaşı biraz daha büyük olsun. Biz gerçekten çok mutluyuz aşkın yaşı yokmuş bunu öğrendik. Ben kendimi yaşlı görmüyorum. Nerede tırak orada bırak, bittiği zaman biter zaten. Benim kaderimde bu varmış ne yapalım. Biz birileri gibi eğlenmiyoruz evleniyoruz ve nikahımızı da kıydık.’’ dedi.

Arıman, “Sabah programa çıkmış adam ağlıyor. ‘Hayta İsmail benim yuvamı yıktın Allah senin yuvanı yıksın.’ Ya ben senin yuvanı görmedim ki hiç. Sen evli barklı kadınla birlikte olursun, çoluğun çocuğun böyle birlikte aynı evde olursun. Girerim, çıkarım senin karının bir şekilde tavlarım bir hediye alırım ev alırım araba alırım… Yok filmde oynatacağım demişim, yok bilmem ne kandırmışım. Ya sen kadını sokağa atmışsın. Kadın annesinin evinde 4-5 kez mahkemeye çıkmışsınız. Bu adam hep büyülerden bahsediyor, papazlardan bahsediyor uçmuş adam kadında bıkmış. Ben dedim ki ‘kuran çarpsın dön’ dedim. Bir kere evine döndü. Adam evde buna saldırmış, tecavüz etti kadın zorla kaçtı. O ne diyor ‘o ona büyü yaptı o yüzden kaçtı diyor.”

Düğün günü sonrası yaşadıklarına inanamayan Arıman, “Benim düğün günümde duygum falan kalmadı. Ben ne yaptım ki yolda mı bıraktım, ortada mı bıraktım. Evlendim arkasında durdum yarı yolda mı bıraktım? Sanki ama yine kötüyüz yine kötü. Tek suçum Kader benimle tanıştığında onun soyadını taşıyordu, resmi boşanma olmamıştı. Dolandırmadım kandırmadım. Ben sahip çıktım. Defalarca dövmüş, defalarca sokağa atmış… Yok, ben filmlerde oynatacakmışım. Kendim oynayamıyorum filmlerde, ben rejisör müyüm neyim yani. Yok, kadını oynatacakmışım. Keşke kendim oynasam bir dizide, haftalık para alsam. Ne mantıksız iddialar bunlar.”

Eşim Kader de son derece mutsuz bu olaylardan, benimle çok mutlu. O beni bırakmadı zaten. Hatta gönderdim çoğu kez. ‘Ne olur bak, yaşın kaç sorun olur’ dedim anlattım. O istedi beni ‘seni seviyorum, yaşlı göstermiyorsun, dede gibi değilsin… Yaşlı başlı bastonlu olsan benim ne işim var seninle? Ama ben seni genç görüyorum’ dedi. ‘Sen çoğundan iyisin ben olgun insan seviyorum’ dedi. Ve biz evlendik nikah kıydık, daha ne yapayım.”

Evlilik sözleşmesi iddialarına ise, “Benim iki kızım var ‘baba sen bunu neden alıyorsun yaş farkınız çok. Bir şeyin peşinde mi, sen bu kadını mutlu olabilecek misin? İleride boşanma durum olursa sen istemiyorsun ama biz çok istiyoruz sözleşme yapmanı’ diye bana fikirlerini söylediler. Evlilik sözleşmesi değil ama mal rejimi sözleşmesi var ondan yaptırdık. Benim bir evim bir arabam var. Onlarda evlilik öncesi olduğu için boşansam da bana kalıyor. Bu mal rejimi resmi olsun dediler. Kader dedi ki ne alakası var benim senin malında mülkünde gözüm yok ki. Ama ölürsem kanunlar ne gerektiriyorsa tabi ki hakkını alır. Laf olmasın diye biz gittik noterde imza verdik çıktık. Sözleşme yaptık da ne yaptık yani kadını kölemi yaptık kendimize. Boşanırsak herkesin malı kendine ne ben ondan alacağım ne o benden.”