Mardin'de, 'toplumsal Cinsiyet Eşitliği' Temalı Toplantı Yapıldı

Türkiye'de toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik ortamın desteklenmesi ortak programı toplantısı, Mardin’de yapıldı.

Özel bir otelde düzenlenen toplantıya; TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Azize Sibel Gönül, komisyona üye milletvekilleri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Aşkın Asan, Mardin Valisi Ahmet Cengiz, Batman Valisi Yılmaz Arslan, Siirt Valisi Ahmet Aydın, Şırnak Valisi Vahdettin Özkan, illerin belediye başkanları, UNDP Demokratik Yönetişim Program Müdürü Dr. Leyla Şen, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcileriyle akademisyenler katıldı.

Toplantıda açılış konuşması yapan Gönül, Türkiye’de kadınların yüksek okula gitmesi konusunda önemli ilerlemeler sağlandığını söyledi. Türkiye'de 10 yıl içinde sağlıkta yapılan reformlar sonrası, anne-bebek ölümlerini önleme konusunda mesafe kat edildiğini belirten Gönül, daha sonra şunları kaydetti: "Üretim, istihdam, katılım açısından dünyada sıkıntılı olan bir alan. Türkiye’de de bu sıkıntı var. Türkiye bu konuda kendine bir hedef koydu. Dünyada ekonomisi ilk on ülkeden birisi olacak. Bir kalkınma hamlesi başlattı. Yerel seçimlerde biz, kadınların çok fazla yer alması gereken bir yer olarak görüyoruz."

İnsanın içini acıtan en kötü durumun, kadına karşı kullanılan şiddet olduğunu belirten Mardin Valisi Ahmet Cengiz ise, son yıllarda getirilen düzenleme ve yaptırımlara rağmen bu durumun maalesef hala devam ettiğini söyledi. Cengiz, "Bu durum, masum bayanların sinirli beylerin gazabına uğrayarak dövülmesi ve öldürülmesi, bence toplumsal cinnetin en dramatik boyutudur. Kadına yönelik şiddetin bir türü de evi yönetemeyen beceriksiz kocaların evi terk ederek, eşlerini ve çocuklarını belirsizliğin kucağına bırakıp kaçmasıdır. Bunun en sık karşılaşılan örneği ise, çocuk veya çocukları özürlü olduğu için evini terk eden kocalardır" dedi.

Dr. Leyla Şen ise, dünya genelinde kadın ile erkek arasındaki uçurumun önemli bir vaka olduğunu ifade etti. Şen, "Buna baktığımızda dört temel alanda çok ciddi eksikliğini görüyoruz. Dünya ülkelerinde, sağlık hizmetlerine erişimde, ekonomik hayata katılımda, eğitim hizmetlerine erişimde ve karar verme sürecine katılımda, kadın ve erkek arasında büyük bir uçurum var. 21. yüzyıla yakışmayacak kadar yoğundur. Son 15 yılık performansa baktığımızda, dünya genelinde sağlık hizmetlerinde ve eğitim erişiminde kadın ile erkek arasındaki uçurumun azaldığını görüyoruz. Ancak aynı şeyi ekonomik hayata katılımda, istihdamda, eşit işe eşit ücret ve karar verme süreçlerine katılımda çok iyi görmüyoruz. Kadının en dezavantajlı olduğu alanı ise, maalesef kendi hayatını, toplumun hayatını, dünya genelinde ilgilendiren karar verme sürecindeki sınırlı etkisinde görüyoruz. 2012 yılında 135 ülkeyi kapsayan bir araştırma, dünyada kadın erkek eşitliği uçurumunda en iyi performansın Avrupa kıtası tarafından sağlandığını gösteriyor. Burada eğitim ve karar verme sürecinde hızlı bir ivme var. Bizim de bağlı bulunduğumuz bu kıtada; İzlanda, Finlandiya, Norveç, İsveç ve İrlanda bu bayrağı taşırken, maalesef kıta içerisinde İtalya, Yunanistan ve Türkiye çok da beklenen performansı göstermiyor. Verilere göre 135 ülke arasında Türkiye 124. sıradadır" diye konuştu.

Bilim insanları antik 'hayat ağacı'nın gizemini çözdü

‘Etki ajanlığı’ düzenlemesi: İktidar neden gerek duydu, muhalefet niçin sakıncalı buluyor?

Kahvenin hikayesi: Vücudumuza etkileri neler, bizi nasıl uyandırıyor?