Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, “Jandarma Genel Komutanlığı’nın Türk Silahlı Kuvvetler dışına çıkartılması ve silahlı kuvvet olarak nitelendirilmemesi. Böylece Türk ordusu içinde NATO dışında olan tek yapı tasfiye edilmiştir. Bu tasfiye terörle mücadelede çok büyük sorunlar ortaya çıkaracaktır” dedi.MHP’li Özdağ, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek, TSK ile ilgili düzenlemeleri eleştirdi. Özdağ, AK Parti’nin olaylardan ders almak yerine 15 Temmuz travmasının TSK’nın kurumsal yapısını parçalamak için fırsat olarak kullandığını söyleyerek, “15 Temmuz sonrası meseleye silah gücü TSK’da yoğunlaştırılmamalı, değişik kurumlara bölünmeli anlayışıyla yaklaşmıştır. Sorulması gereken soru, AKP hükümetinin gücünü dağıttığı ordunun düşman ordusu karşısında gücünü nasıl kullanacaktır? Her ne kadar Başbakan Yıldırım 150 yıllık reform tamamlanıyor dese de, aslında Türkiye’de çağdaş ve modern ordu reformunuz yapma imkanı ve ihtiyacı heba olmuştur” ifadelerini kullandı.TSK’yı dağıtma planının Soros ve sivil toplum örgütünün hazırladığını ve Abdullah Gül zamanında yapılan çalışmaya dayandığını iddia eden Özdağ, “Sivilleşme, demokratikleşme gibi sunulsa da, Olağanüstü Hal rejimleri Kanun Hükmündeki Kararnameleri ile demokrasi olmaz. TSK’yı felç edecek partizanlaşmanın temelleri atılabilir. Mesele TSK’nın sivil denetiminden bahsederken Parlamento’nun TSK üzerindeki denetiminden bir kelime ile bahsedilmediğini görüyoruz” şeklinde konuştu.Türk ordusunun dört parçaya bölündüğünü kaydeden Özdağ, şunları söyledi:“Birinci, Genelkurmay Cumhurbaşkanlığı’na bağlanmak istenmiş. İkincisi, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmıştır. Ordunun başı ile kodları birbirinden ayrılmış durumda. Genelkurmay Başkanı şu anda kime komuta ettiği belli değil. Kanun hükmünde Kararnamede, İstihbarat ve harekatın kimin tarafından yürütüleceği belirtilmemiştir. Şu anda Genelkurmay bunun yürütülmesinden sorumlu değildir, yetkili de değildir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin istihbarat ve harekatının yürütülmesinin görevi yoktur. Bu trajedidir. Cumhurbaşkanı ve Başbakan gerekli gördükleri yerde Kuvvet Komutanları’na emir verebilir ve bu emirler herhangi bir makamdan onay almaksızın yerine getirilir. Bu çok başlılıktır. Genelkurmay Başkanı askeri gerekliliklere dayanan emir verdi. Kuvvet komutanı bu emri yerine getirmeden Savunma Bakanı’na soracak mıdır? Ya da Savunma Bakanı Kuvvet Komutanı’na bu emri yerine getirmeyeceksin derse ne olacaktır? Cumhurbaşkanı veya Başbakan Genelkurmay Başkanı’nın emrinin hilafına bir emri verirse ne olacaktır? Üçüncü parçalanma Jandarma Genel Komutanlığı’nın Türk Silahlı Kuvvetler dışına çıkartılması ve silahlı kuvvet olarak nitelendirilmemesi. Böylece Türk ordusu içinde NATO dışında olan tek yapı tasfiye edilmiştir. Bu tasfiye terörle mücadelede çok büyük sorunlar ortaya çıkaracaktır. Terörle mücadelede Kara ve Hava Kuvvetlerinin bu birimleri Jandarma Genel Komutanlığı emrine veriliyordu. Kara ve Hava Kuvvetleri’nin birimleri nasıl emre verilecektir? Boşluk nasıl doldurulacaktır? Dördüncü bölünme Gülhane Askeri Hastanesi’nin Sağlık Bakanlığı’na bağlanmıştır. Bu inanılır gibi değil. Türk ordusu savaşan ordu. Türk tabipleri zaman zaman çatışmada en ön safta yaralı çekiyorlar, tedavi orada başlıyor. Bu askeri tabiplerin yerini kim alacak? Hangi sivil tabip çatışmanın ortasından gidip yaralı asker tahliye edecek?”Askeri liselerin kapatılmasına ilişkin olarak Özdağ, “Özellikle 1845’de kurulan Kuleli Askeri Lisesi Türk Ordusu’nun ruhudur. 1773’de kurulan Deniz Lise imha edilmiştir. 1845’de kurulan Kuleli askeri lisesi yok edilmiştir. 243 senelik Deniz Lisesi, 171 senelik Kuleli. Devlet fikrine saygısı olan hiçbir iktidar bunu yapmaz. Milli Savunma Bakanı bu okullardaki öğrencilerin yüzde 95’i cemaatçi diyor. Biz o zaman yüzde 5’i bulalım ve bu okulları yaşatalım. AKP’nin yok ettiği Türk Ordusu’nun tarihidir. Osmanlı atalarımızdan çok bahseden bir partinin iktidarı Osmanlı’dan kalan en güzide kurumları yok eden iktidar olarak tarihe geçecek olması herhalde övünç kaynağı olmayacaktır. Askeri liseleri kapatırsak sızma azalır diyen bir mantık sakattır. Askeri yargıda sivil kaynaklardan alım yoluna gidilmiş, askeri yargıda FETÖ’cü oranı yüzde 90’a çıkmıştır. Kuleli’den mezun olsun olmasın, Kuleli’nin subay ruhunda derin bir yeri vardır. Yapılması gereken Kuleli ve Işıklar gibi askeri liselerden Harp Okuluna girişlerin yüzde 80’e çıkarılması olmalıydı” şeklinde konuştu.669 sayılı Kanun Hükmünde kararname ile yapılan değişikliğin herhangi bir orgeneralin Genelkurmay Başkanı olabilmesinin ordu hiyerarşisine indirilen ve orduyu politize eden bir karar olduğunu belirten Özdağ, “Normal olarak genelkurmay başkanları, ordu ve kuvvet komutanlığı sürecinden geçerek genelkurmay başkanı olurlar. Bu silsileyi bozmak çoğu zaman eksik deneyim nedeni ile sıkıntıların ortaya çıkmasına ve kıdemi düşük olan orgeneralin öne geçmesine neden olur. Böyle bir atama askeri değil, siyasi gerekleri ön plana çıkarır. Ve yanlıştır” diye konuştu.Kaset komplo olayına ilişkin olarak Özdağ, “2011 yılından 2016 yılına kadar çıkmaması zuldür. Dilerim bundan sonra çok boyutlu ortaya çıkar. Bilinmiyor muydu kimlerin yaptığı? Kimlerin yaptığının bilindiğini düşünüyorum. Sadece isimler ortaya çıkmıştır” ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz