Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, “Üniversitelerimizin ve özellikle de YÖK sisteminin yeniden gözden geçirilerek yapılandırılmasının önemli bir ihtiyaç olduğu kanaatini taşıyoruz.” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşmada, gelecek için en çok odaklanılması gereken hususun üniversite eğitiminde kalitenin evrensel ölçülere ulaşılmasını sağlamak olduğunu belirtti. Dinçer, dünyadaki hızlı değişim ve dönüşümün üniversitelere de yeni sorumluluklar getirdiğini söyledi. Türkiye’yi bilimsel çalışmaların merkezi haline getirmek istediklerini kaydeden Dinçer, şöyle devam etti: “Son yıllarda orta öğretimde okullaşma oranının yükselmesi, yüksek öğretime olan talebi de artırmaktadır. Bu yoğun talebi karşılamak üzere 2003 yılından bu güne kadar yüksek öğretime yapılan büyük yatırımlar, ülkemizin her iline yaygınlaştırılan üniversiteler ve vakıf üniversitelerinin de kurulmasının desteklenmesi ile 9 yıllık sürede çok önemli ilerlemeler sağlanmıştır. Amacımız hem yüksek öğretime olan talebi karşılamak hem de bilginin ve teknolojinin üretildiği, paylaşıldığı üniversiteler aracılığı ile dünya ile rekabet edebilen gençler yetiştirmektir. Bu amaçla da üniversitelerimizin ve özellikle de YÖK sisteminin yeniden gözden geçirilerek yapılandırılmasının önemli bir ihtiyaç olduğu kanaatini taşıyoruz.”
Türkiye’de 2002 yılında 53 devlet 23 vakıf olmak üzere 76 üniversite bulunurken, 2003-2011 yılları arasında 50’si devlet 39’u vakıf üniversitesi olmak üzere 89 yeni üniversitenin kurulduğunu hatırlatan Dinçer, “Toplam üniversite sayımız 103’ü devlet, 62’sı vakıf üniversitesi olmak üzere 165’e ulaşmıştır.” diye konuştu. Dinçer, kuruluş aşamasında olan Türk-İtalyan Üniversitesi dahil halen üniversiteler bünyesinde 50 fakülte, 20 yüksek okul ve 14 enstitü olmak üzere toplam 84 yükseköğretim biriminin kurulması ile ilgili iş ve işlemlerin devam ettiğini aktardı.
2003-2011 YILLARI ARASINDA 300 BİN 924 ÖĞRETMEN ATAMASI YAPILDI
Dinçer, 2003-2011 yılları arasında toplam 300 bin 924 öğretmen alımı yapıldığını söyledi. Türkiye’de en çok öğretmen alınan iki yılın 2010 ve 2011 olduğunu belirten Dinçer, “Benden önceki bakanımızın gayretleri ile bu gerçekleşti.” ifadesini kullandı. Bu sırada bazı komisyon üyeleri, bunda komisyonun da katkısı olduğunu belirterek, “Hakkımızı yemeyin” dedi. Bakan Dinçer, “Tabii ki Plan-Bütçe Komisyonu’nun onayı ve takdiri olmadan, Meclis'imizin onayı ve takdiri olmadan bunlar gerçekleştirilemez.” diye konuştu.
Sözleşmeliden kadroya geçirilen öğretmenleri de hatırlatan Dinçer, “Bunlar dahil edildiğinde hakikaten çok yüksek oranda öğretmen alınmış olmasına rağmen kaderin cilvesine bakın ki, muhtemelen öğretmen alımı ile ilgili en çok talebin olduğu yıllar bu yıllar.” şeklinde konuştu.
MEB, MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİNDEN EN BÜYÜK PAYI ALDI
Bakan Dinçer, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin merkezi yönetim bütçesinden en büyük payı alarak, 39 milyar 169 milyon 379 bin 190 TL olarak öngörüldüğünü kaydetti. MEB bütçesinin 2002 yılında 7.5 milyar TL iken 2011 yılında 34.1 milyar TL olduğunu anımsatan Dinçer, “2012 yılında 39.2 milyar TL öngörülmesi ile artış oranı 2002 baz yılına göre yüzde 425 olmuştur.” diye belirtti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz