YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

(özel Haber) Bozdağ’da Kaybolan Dağcılar Olayın Şokunu Çabuk Atlattı

İzmir’in Ödemiş ilçesine bağlı Bozdağ’da tipi nedeniyle mahsur kalan dağcılar Berna Dişçi ve Erdinç Işıklıgün,...

(özel Haber) Bozdağ’da Kaybolan Dağcılar Olayın Şokunu Çabuk Atlattı

İzmir’in Ödemiş ilçesine bağlı Bozdağ’da tipi nedeniyle mahsur kalan dağcılar Berna Dişçi ve Erdinç Işıklıgün, dağda mahsur kaldıkları saatlerde neler yaşadıklarını, hayatta kalmak için neler yaptıklarını, ailelerinden aldıkları tepkileri ve olaydan hemen sonra iş hayatına başlamalarını anlattı.Hayata hemen atılan dağcılar, olayın şokunu erken atlatırken, tehlikeli maceralarını tekrarlayacaklarını ve bundan ders alarak artık daha dikkatli olacaklarını söyledi. Olaydan hemen sonra iş hayatına dönen Eczacı Berna Dişçi, işe erken döndüğünü ama herhangi bir sağlık problemi olmadığını, biraz üşüdüğünü fakat bunun da yavaş yavaş vücudundan attığını ifade etti. İki kaya arasına sığındıklarını aktaran Dişçi, “Orada ben öleceğimi düşündüm, orada şunu düşünüyorsunuz; Yaşam, ölüm ve inanç başka hiçbir şey yok. Beni inancım kurtardı, çünkü orada kimse yok yani akrabanız yok, dostunuz yok, sadece orada hesap veriyorsunuz. Orada bir hesap verdiğinizi hissediyorsunuz ve ölümü hissediyorsunuz ölüm gelmiş size kendini hissettiriyor. Kurtarma ekibindeki arkadaşlar geldiği zaman ben pançomu attım zaten hiç üşümem gelmedi aklıma. Zaten o çocuklar olmasaydı ölüyorduk. Çünkü kısmi donmalar başladı ve insan 18 saatten sonra ne kadar dayanabilir.”YAŞANANLARI UNUTAN DİŞÇİ, GENÇLERE DAĞCILIĞI TAVSİYE ETTİDağda 18 saat mahsur kalıp bir an öleceğini düşünen eczacı Berna Dişçi, gençlere, yaşananları bir kenara bırakarak dağa çıkmalarını önererek şunları söyledi: “Bir eczacı olarak gençlere şunu öneriyorum; Lütfen dağı sevin, dağ en güzel, en basit, antibiyotiktir. Sizi suça teşvik etmez, sizi içkiye alkole bağlamaz, sigaraya alıştırmaz, dağ en önemli şeydir. Gençlere hep bunları öneriyoruz.”REHBERİMİZ ÇARESİZ KALDI"Dağcılıkta liderlere güvenilmeli bizde liderimize rehberimize güvendik" diyen dağcılar rehberin çaresiz kaldığı ve ölümden döndüğü anları anlattı. Meryemoğlu köyünden yürüyüşe başladıklarını söyleyen Dişçi, “Dağı çıkarken diğer gruptan olan arkadaşlarımız dönüyordu, onlardan uyarı aldık, arkadaşlar dönün diye. Biz liderimizi de bu konuda uyardık dönmemizle ilgili, kendisi de bizi döndürdü ama yanlış yola saptık, sis dolayısıyla. Başımızdaki olay o kadar çabuk oldu ki, sadece on saniyede inanılmaz bir sis, inanılmaz bir tipi oldu” diyerek doğanın rehberi çaresiz bıraktığını belirtti.Kendilerinin çıkarken diğer grubun indiğini ve kendilerine çıkmayın uyarısında bulunduğunu söyleyen emekli Albay Erdinç Işıklıgün de, “İnen grup bize çıkmasanız iyi olur dedi. Gruptaki arkadaşlarımız zirve yapalım diye ısrar edince bir 150 metre daha tırmandık. Dönüş esnasında saat 14.00 civarında fırtına ve tipiye yakalandık. Rehberimiz doğal olarak yolu bulamadı ve uçuruma geldik ve geri döndük. Sonra irtibatlar kesildi ve fırtına koptu, sis çöktü ve dağda mahsur kaldık. Rehberimiz yaşlı, tecrübeli bir şahıs ve saygı duyduğumuz biri fakat yaş itibari ile bu hava şartlarına uyum sağlayamadı. Birkaç kez gitti geldi, kendisini zor hayata getirdik. Kalp masajıyla diğer masajlarla kendisine ancak gelebildi, durumu iyi değildi” şeklinde konuştu.EMEKLİ ALBAY, 19 DAĞCIYI TECRÜBELERİYLE UYANIK TUTTUDağda 18 saat boyunca nasıl hayata tutunduklarını ve askerlik tecrübesinin verdiği bilgileri nasıl arkadaşlarına aktardığını anlatan emekli Albay Erdinç Işıklıgün de, donmanın ayaklarda başlayacağını bildiği için, dağda mahsur kaldıklarında arkadaşlarına düdük ile sağ sol hareketleri yaptırdığını söyledi. Işıklıgün, hiçbir arabanın oraya gelemeyeceğini bildiği için ben "ümitlerimizi bitirmeyelim, kendimizden başka bizi hiç kimse kurtaramayacak. Söylediklerime riayet ederseniz hayatta kalırız" diye arkadaşlarına söylediğini anlattı. 18 saat o tipi de o şartlar altında kalmanın kolay olmadığını anlatan Işıklıgün, sözlerini şöyle sürdürdü: "Barınak yok açıkta kaldık şartlar çok kötüydü. Ben bu konularda arkadaşlarıma harp okulunda eğitim gördüğümüzü kışlalarda bu eğitimi uyguladığımız için bazı teknikleri bildiğimizi bana itaat ettikleri ve dinledikleri taktirde hayatta kalabileceğimizi söyledim. Dokuzu bayan toplam 19 kişiydik, hayatta kalmak için birbirlerimize sokulduk, nefeslerimizle birbirimizi ısıttık. Sürekli uyanık olmaları için telkinde bulunuyordum, konuşturdum. Düdükle sol sağ, sol sağ diye ayak hareketleri yaptırdım, donma ayaklarda başlıyor çünkü. Kesinlikle uyumamalarını birbirlerini çimdiklemelerini, masaj yapmalarını ısrarla söyledim. Dolayısıyla bunları uyguladılar ve uyumadılar sabaha kadar böyle devam ettik”KURTARMA EKİBİ DESTEK OLDUKurtarma ekiplerinin sabah 5 gibi kendilerinin yanına yetiştiğini aktaran Işıklıgün, “Beş kişilik dağcılık ekibi geldi. Zaten rehberimizle vedalaştık. Rehber hakkın rahmetine kavuşmuştu, çok kötü olmuştu. Sağolsunlar sıcak su ve çay getirdiler. Uyku tulumu getirdiler ve rehberi oraya yatırdık. Diğer arkadaşlarımız tabi ki moralmen rahatladı. Onların gelmesi çok büyük bir destek oldu, onlarla birlikte zirveden yaklaşık üç saatte inebildik” ifadelerini kullandı.YAŞANILANLAR GÜZEL BİR ŞEYDağda 18 saat mahsur kalan ve çok zor şartlarda ölümle yaşam arasında gidip gelen fakat hayata tutunan Eczacı Berna Dişçi de, yaşanılan her şeye rağmen güzel bir anısı olduğunu ve dağcılığı bırakmayacağını söyledi. Babasının olaylardan haberi olmadığını aktaran Dişçi, “Ben olaya pozitif yönden bakıyorum. Çünkü dersini alan bir insan bunu söyler. Ben dersimin bedelini ödedim. Ben şuan çok iyiyim. Zaten disiplinli bir insandım, artık kurallarım var. Babam beni dağlara kendisi çıkarıyordu emekli astsubay. Kekiğin toplama saatini ve çiçeklerin toplama saatlerini gösterirdi. Tabii ki şimdiki olayı bilse kızar, biraz sakladık ondan” dedi.Ailesinin kendisini gördüklerinde büyük sevinç yaşadığını ve onları görünce bizden daha çok yıprandığını ve sıkıntılı anlar yaşadığını gördüğünü ifade eden emekli Albay Işıklıgün de, “Eşim demiş zaten kızım baban bir daha zor çıkar diye, kızım ise anne demiş haftaya kesin bir daha gider. Ama ben giderim bir daha bu bir tutku, güzel bir tutku. Doğayı sevmek güzel, dağlar çok güzel, ülkemiz, çok güzel” diye konuştu. (özel Haber) Bozdağ’da Kaybolan Dağcılar Olayın Şokunu Çabuk Atlattı(özel Haber) Bozdağ’da Kaybolan Dağcılar Olayın Şokunu Çabuk Atlattı(özel Haber) Bozdağ’da Kaybolan Dağcılar Olayın Şokunu Çabuk Atlattı

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler