"Hükümetin yerli üretime destek vermesi çok önemli fırsatlar sağlıyor"

Petkim Petrokimya Holding (PETKİM) Genel Müdürü Hayati Öztürk, 10 milyar dolar düzeyine gelen petrokimya ürünlerinin ithalatının 2023 yılında 20 milyar dolara ulaşacağını söyledi.
Öztürk, “Bu durumu dikkate alan hükümetin yeni politikaları, ülkenin cari açık sorununa yerli üretimle destek verme stratejileri, yeni dönemde çok önemli fırsatları önümüze getiriyor.” dedi
Adana Sanayi Odası (ADASO) ve Refleks gazetesinin düzenlediği ‘İşe yarayan toplantıların bu haftaki konuğu PETKİM Genel Müdürü Hayati Öztürk oldu.
Kimya sektörünün temsilcilerini buluşturan toplantıda konuşan Öztürk, Petkim’in Türkiye petrokimya sanayinin tek oyuncusu olduğunu kaydetti. Türkiye’nin bu alanda rekabet gücünü yeniden inşa etmek ve azalan pazar payını artırmaya yönelik yatırımların büyüme stratejilerini oluşturduğunu aktaran Öztürk, Petkim ürünlerinin modern hayatın her yerinde görüldüğünü ifade etti.
Bu sektördeki büyümenin her zaman ekonomik büyümenin üstünde olduğunu hatırlatan Öztürk, “Türkiye’de bu sektördeki büyüme 2,5- 3; dünyada ise 1,5 kat olarak gerçekleşiyor. Petkim’in 21 yıl süren özelleştirme sürecinde, ihtiyaç duyulan yatırımlar yapılamadığı için sektörde ciddi biçimde yatırıma ihtiyacı var. Türkiye’nin bugün temel sorunu olan cari açığın enerji dışında en önemli bileşeni, petrokimya ürünleri ithalatı. O nedenle Petkim’in söz konusu yatırımları Türkiye cari açık problemi için de önemli bir çözüm aracı olarak görülüyor. Hükümetin yeni politikaları, ülkenin cari açık sorununa yerli üretimle destek verme stratejileri, yeni dönemde çok önemli fırsatları önümüze getiriyor. Dolayısıyla üretimi ne kadar içeri çekersek cari açık ve istihdam sorununa çözüm üretmiş oluruz” diye konuştu.

SEKTÖRE YAPILAN YATIRIMLAR ÇOK ÖNEMLİ
Türkiye’de sektörün çok hızlı büyüdüğünü kaydeden Öztürk, son 20 yılda yüzde 12’ye varan büyüme yaşandığını anlattı.
Öztürk, Türkiye’nin bu alanda yatırım yapması gerektiğini, rekabet gücünü artırabilmek için rafineriden başlayan petrokimya, enerji ve lojistik yatırımların zamanında yapmasının zorunlu olduğuna dikkat çekti. Yeni rafineriyi kurmada temel amaçlarının buradan çıkan ürünleri Petkim’in tesislerinde kullanarak daha rekabetçi bir üretim yapısı kazanmak olduğunu vurgulayan Öztürk şöyle devam etti: “Türkiye için çok kritik bir yatırım. Bu değer zincirine mutlaka entegre olmak zorundayız. Petkim ürünlerini bugün modern hayatın her yerinde görmemiz mümkün. Bu ürünler hem daha çevre dostu, enerjiyi verimli kullanan, insanlığın en temel ihtiyaçları arasına girmiş bulunuyor."

YATIRIMLAR ORTADOĞU VE UZAKDOĞU'YA KAYIYOR
Petrokimya sektörünün imalat sanayinin hemen her alanına mal veren, hepsiyle ilişkisi olan bir sektör olduğuna değinen Öztürk, sektörün hammadde ve pazar bağımlılığı nedeniyle oldukça dalgalı seyrettiğini ifade etti.
Petrokimyanın dünya ekonomisinin çok önemli bir bölümünü oluşturduğunu söyleyen Öztürk, “Bugün kimya sanayi 3,5 trilyon dolar mertebesinde giderken bunun yüzde 35’ini petrokimya sektörü oluşturuyor. Sektör genellikle dünya ekonomisiyle paralel. Öte yandan dünyada özellikle son 20 yılda sektörde yatırımlar büyük oranda Ortadoğu ve Uzakdoğu’ya kayıyor. Çünkü hammadde ucuz, bu ülkeler petrol ve doğal gaz zengini. Türkiye’de bu alanda pazar var ve büyüyor ancak hammadde yok. Aslında Petkim’in Socar&Turcas ortaklığı, Türkiye için çok uygun bir yapılanma oldu.” diye konuştu.
ADASO Başkanı Sadi Sürenkök ise petrokimyanın onlarca sektörün hayat damarını oluşturduğunu belirterek, “Bugün kullandığımız hemen her ürünün hammaddesi arasında bu sektörün izi var. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı için konulan hedeflere ulaşmak için dikkatlerin ilk çekilmesi gereken sektörün petrokimya olduğunu düşünüyorum. Bu sektörde yatırıma bu sektörün ürünlerini işleyecek yeni tesislere, KOBİ’lere ihtiyacımız olduğunu biliyoruz. O yüzden bu sektör iyi planlanmalı, teşvik edilmeli.” ifadelerini kullandı.