"Ülkedeki tüm sokak hayvanları kısırlaştırılmalı"

Dünya Hayvanları Koruma Günü nedeniyle Uludağ Üniversitesi tarafından düzenlenen panelde hayvanlara kötü davrananlara cezai yaptırım getirilmesi istendi. Panelistler, sahipsiz sokak hayvanlarının tüm ülkede eş zamanlı olarak kısırlaştırılması gerektiğini, bunu da devletin eşzamanlı organize etmesinin en doğru yöntem olduğunu kaydetti.
Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Aytuğ’un yönettiği panelde konuşan Büyükşehir Belediyesi Veteriner Hizmetleri Şube Müdürü M. Tekin Akış, Bursa’da 40 bin dolayında sahipsiz, 6 bin dolayında da sahipli hayvan bulunduğunu belirterek, sokak hayvanlarının aritmetik olarak çoğalmaya devam ettiklerini söyledi. Sokak hayvanlarının kısırlaştırılmış, tok, sağlıklı ve mutlu şekilde doğanın bir parçası olarak aramızda dolaşmalarının en iyi çözüm olduğunu, bunun finansal kaynağının bulunabileceğini, önemli olan şeyin en üst idari amirin konuya yaklaşımı olduğunu savunan Akış, “İstesek de istemesek de küpeli hayvanlarla sokakta beraber yaşamayı öğreneceğiz.” dedi.
Bursa’daki sokak hayvanlarının kısırlaştırılmasıyla ilgili bir proje hazırlayarak Çevre ve Su Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı'na sunacaklarını kaydeden Akış, şunları söyledi: “Bu konudaki ön görüşmeler oldukça olumlu geçti. 3 -4 milyon liralık bu proje eğer kabul edilirse hayvanların kısırlaştırılması ile ilgili Türkiye’ye örnek bir proje olacak. Bu proje kabul edilirse kamuoyu önünde söz veriyorum, kısırlaştırma işini Bursa’da çözeceğiz. Köyler de dahil olmak üzere, böyle bir projeyle üç yılda tüm hayvanlar kısırlaştırılabilir.”
Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Sinan Sağlam da veteriner hekimlerin görüşü alınmadan yönetmelikler hazırlanmasını eleştirdi. Kısırlaştırma ihalelerini alan firmaların sadece veteriner hekimlerin diplomalarını kullandığını, bu firmaların gerektiği şekilde denetlenmediğini savunan Sağlam, meslektaşlarının ellerini taşın altına koymaya hazır olduklarını bildirdi. Eczanelerdeki tabletlerin miktarını belirleyebilen devletin, sokaklarda kaç tane hayvan olduğunu belirleyememesini anlamadığını dile getiren Sağlam, bu iş için Bursa’da iki uzmana 60 bin euro ödenmesini de tenkit etti.
Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi ve Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Bursa Temsilcisi Doç. Dr. Türel Özkul da hayvanları sevmenin insan üzerindeki etkilerine değinerek, “Dünyadaki tüm seri katillerin ortak yanı, en az bir hayvanı işkence ederek öldürmektir.” dedi. Türel Özkul, TÜBİTAK desteğiyle yaptıkları Türk Toplumunun Hayvan Hakları Kavramına Yaklaşımının Belirlenmesi konulu araştırmanın sonuçları hakkında bilgiler verdi. Ankete katılanların yüzde 82’sinin Türkiye’de hayvan haklarına yeterince önem verilmediğine inandığını belirten Doç. Dr. Özkul, eğitim düzeyi arttıkça hayvanlara verilen değerin de arttığına işaret etti. Doç. Dr. Özkul, hayvanlara yapılan eziyetlerin suç kapsamına alınması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Bursa Hakimiyet Gazetesi Köşeyazarı Murat Kuter ise doğayla uyumlu yaşamak yerine doğaya üstün gelmeye çalışan tek canlının insan olduğunu ifade ederek, “Ama ne yazık ki doğayla uyum sağlayan tür devam edecek, uyum sağlamayan ise yok olacak.” dedi.
Nilüfer Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Dr. Mürsel Büyükçoban ise yerel sokak hayvanlarına sevgi ile yaklaşmanın önemine değinerek, yerel yönetimlerin küçük bir bütçe ayırarak, sevgilerini de katarak hayvanları kısırlaştırma ve rehabilitasyonunu yapabileceklerini belirtti.
Osmangazi Belediyesi Doğal Yaşam ve Tedavi Merkezi Başhekimi Dr. Aysu Altıkardeşler de hayvanlara yapılan işkencenin cezai işleme tabi tutulmasını isteyerek, “Bugün hayvanlara işkence eden yarın kadınlara, çocuklara işkence eder.” diye konuştu.
Türkiye Hayvanları Koruma Derneği Bursa Şube Başkanı Zehra Çelikok ise aynı amaç uğruna çalışan derneklerin ayrı ayrı örgütlenmesini eleştirdi. Çelikok, sivil toplum kuruluşlarının mantıkla, ayakları yere basan, doğru duruşlar sergilemeleri halinde güçlü olacaklarını, aksi takdirde amaçlarına ulaşamayacaklarını kaydetti.
Toplantıyı izleyen Rektör Prof. Dr. Kâmil Dilek, konuşmaların ardından panelistlere teşekkür ederek, kendisinin de bir hayvansever olduğunu, yaptıkları çalışmaları takdirle izlediğini söyledi.