Türkiye Ekonomi Kurumu Vakfı Başkanı Prof. Dr. Ercan Uygur, yerli otomobil konusunda yaptığı açıklamada, "Yerli otomobil üretmek için finansmanını dışarıdan sağlayacaksanız bu yine borçlanma, dış borçlanma demektir. Yani bizce eksik kalan bir tarafı şudur; işin tasarruf tarafının da düşünülmesi gerekir. Üretmek için dış finansmana zorunlu, mecbur kaldığınız sürece o girişim sonunda başka sorunlara da neden olabilecektir." dedi.
Türkiye Ekonomi Kurumu 16. Ulusal İktisat Sempozyumu Uludağ Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Bursa’da başladı. Mete Cengiz Kültür Merkezinde düzenlenen iki günlük sempozyumda Türkiye ve Dünya ekonomisine dair ipuçları verilecek. İktisat Sempozyumu’nun açılışına Türkiye Ekonomi Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ercan Uygur’ın yanı sıra, Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek, Bursa Vali Yardımcısı Mustafa Güney öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Türkiye Ekonomi Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ercan Uygur, yerli otomobil konusuna değinirken, “Yerli otomobil üretmek için finansmanını dışarıdan sağlayacaksanız bu yine borçlanma, dış borçlanma demektir. Yani bizce eksik kalan bir tarafı şudur; işin tasarruf tarafının da düşünülmesi gerekir. Üretmek için dış finansmana zorunlu, mecbur kaldığınız sürece o girişim sonunda başka sorunlara da neden olabilecektir.” şeklinde uyarıda bulundu.
Türkiye Ekonomi Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ercan Uygur, Bursa Uludağ Üniversitesi’nde (UÜ) düzenlenen İktisat sempozyumunda yaptığı konuşmada ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bir tarih ve sanayi kenti olan Bursa’nın sanayileşmede de tarihsel olarak öncülük ettiğini anlatan Ercan Uygur, "Ama Türkiye’de olduğu gibi Bursa’nın da sorunları var. Bu sorunları Bursa’da tartışmak ve Bursa ve Türkiye için tartışmak bize heyecan veriyor ve hem de görev ayıyoruz." dedi.
Sempozyumun ismini ise Türkiye’nin içinde olduğu durumu göz önüne alarak, "Para, kur, maliye politikaları ve reel ekonomi." olarak seçtiklerini belirten Başkan Uygur, Türkiye Ekonomi Kurumunun tarihsel süreci hakkında bilgi verdi.
Türkiye Ekonomi Kurumu’nun Türk Dil kurumu ve Türk Tarih Kurumu ile birlikte Cumhuriyet kuruluşu olduğunu belirten Ercan Uygur, "Diğer iki kurumda olduğu gibi Türkiye Ekonomi Kurumunun da kuruluşunu Atatürk önermiştir. 1912 Aralık 1929’da Büyük Buhranın Türkiye’ye gelmekte olduğu günlerde ‘Milli Tasarruf ve İktisat Cemiyeti’ olarak kurulmuş kurumumuz. 1955’de de bu günkü ardını Türkiye Ekonomi Kurumu adını almış. En önemli kuruluş amaçlarından bazıları, 1929 büyük buhranının Türkiye’ye etkilerini azaltmak üzere önlemler düşünmek ve tartışmak. Ayrıca iktisat bilimini karar alıcıları karar alanlara anlatabilmek." şeklinde anlattı.
DOĞRUSU 'TASARRUF VE YERLİ MALI HAFTASI'DIR
Türkiye Ekonomi Kurumu'nun 1930’da başlattığı ‘tasarruf ve yerli malı haftası’ ile o dönemde dışarıdan gelen buhranın etkisini azaltmak ve cari açığı azatlamayı amaçlandığına dikkat çeken Prof. Dr. Uygur, "O zamanda tasarrufa ve yerli malı üretimine vurgu yapılmıştır. O girişim daha sonraları yerli malı haftası olarak anılmıştır. Halbuki doğru ismi ‘tasarruf ve yerli malı haftasıdır.’ Sanayileşmenin, üretmenin bir finansman, birde tasarruf tarafı vardır." dedi.
"TASARRUF AZ ÜRETİP, AZ BÜYÜMEK DEĞİL, DAHA ÇOK YATIRIM VE İHRACAT DEMEKTİR"
Bazı tartışmalarda "Tasarruf edersen tüketim azalır, tüketim azalırsa büyüme düşer, büyüme düşerse adından işsizlik gelir" şeklinde bir yanlışlığa düşüldüğüne işare eden Prof. Dr. Ercan Uygur, "Belli bir gelir düzeyinde daha çok tasarruf daha az tüketim anlamına gelir, ama belli bir gelir düzeyinin sürdürülmesi için o tüketimin başka yönlere de gidebileceğini düşünmek gerekir. Özellikle yatırım ve ihracatın tüketim yerine geçebileceğini, yani tüketimin belli bir ölçüde azalmasının talep azalması ve büyüme düşmesi anlamına gelmeyeceğini bir çok meslektaşımız gözden kaçırıyor. Tasarruf daha az üretmek, daha az büyümek anlamına gelmez, tasarruf daha çok yatırım ve daha çok ihracat anlamına gelir." şeklinde konuştu.
Türkiye Ekonomi Kurumu'nun 1977’de Uluslararası Ekonomi Birliğine üye olduğunu aktaran Uygur, "Alınan bir ilke kararı uyarınca 2006’dan bu yana uluslar arası ekonomi kongreleri düzenliyor. Ayrıca önceleri yılda bir kez, 2006’dan bu yana ise iki yılda bir bu programı düzenlemekteyiz. Amacımız iktisadı ve yeni kurulan üniversitelerde iktisadı tartışmaktır." dedi.
Son yıllarda dünyayı kasıp kavuran (Küresel Kriz) Küresel Bunalıma da değinen Prof. Dr. Ercan Uygur, "Biz kriz demiyoruz, Türkçe karşılığı olarak bunalım diyoruz. Bundan sonrada böyle demeye gayret edeceğiz." dedi. Bu bunalımın sürdürülemez bütçe ve cari açıkları ile sürdürülemez borçlanmanın getirdiği bunalımlar olduğunu bildiren Ercan Uygur, "Şuanda yaşadığımız bunalım bunalım sürdürülemeyen açıklar, borçlar ve borçlanamamalar sorunudur. Dünyadaki bunalım. Halbuki dünya ekonomisi en az 200 senedir buna benzer bunalımlar yaşamıştır. Açıklar oluşturup borçlanıp büyümeye ve tüketmeye çalışmak şeklinde sürdürülemeyen süreçleri devam ettirmeye çalışmanın bunalımlarla bittiğini 200 yıldan beri görüyoruz ve bunu bir kez daha görüyoruz." şeklinde konuştu.
"EN ÖNEMLİ KIRILMA NOKTASI CARİ AÇIK"
Türkiye’nin Osmanlı’nın da borç batağında nasıl battığını iyi bildiğine dikkat çeken Türkiye Ekonomi Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ercan Uygur, Amerika’daki bazı tartışmalarda da Osmanlı’nın nasıl borçtan battığının konuşulduğunu söyledi. Bu küresel bunalımda Türkiye’nin özellikle 2008 ve 2009’da oldukça etkilendiğini anlatan Uygur, ekonominin önemli bir kırılganlık notasının dış açık, cari açık olduğunu söyledi.
"YERİL OTO DIŞ BORÇLA YAPILACAKSA YAPILMASIN DAHA İYİ"
Özellikle son günlerde yaşanan ‘yerli otomobil’ tartışmalarına değinen Prof. Dr. Ercan Uygur, "Cari açığa bir çözüm olarak hükümet, ilgili bakanlar ve kuruluşlar yerli binek otosu üretme girişimi başlattı. Bence güzel ve iyi düşünülmüş bir girişim. Ancak eksik tarafları var." dedi.
Türkiye Ekonomi Kurumu olarak geçmişte de bu konuda bazı uyarılarda bulunduklarını anlatan Prof. Dr. Ercan Uygur, şöyle devam etti: "Hükümet ve ilgili bakanlar yaptığı önerilerde cari açığa çözüm bulmak için genel olarak bir yerli malı üretiminden bahsediyor ve yerli otomobil bunun başında geliyor. Güzel ve yerinde bir giriş ama, şöyle bir eksiklik var. İşin sadece arz tarafına bakmak, finansman ve talep tarafına bakmamak eksikliktir."
Türkiye Ekonomi Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ercan Uygur, şöyle devam etti: "Yerli otomobil fabrikası ölçeğini de dikkate alarak düşünelim. Eğer onun için finansmanını dışarıdan sağlayacaksanız bu yine borçlanma, dış borçlanma demektir. Öyle ise bu tür girişimlerin sürdürülebilir ve kalıcı dengede girişimler olabilmesi için finansman tarafını daha geniş manada iç tasarruf tarafının da düşünülmesi gerekir. Yani bizce eksik kalan bir tarafı şudur; işin tasarruf tarafının da düşünülmesi gerekir. Tasarruf finansman demektir, iç tasarruf içerden finanse edebilmek demektir. Üretmek için dış finansmana zorunlu mecbur kaldığınız sürece o girişim sonunda başka sorunlara da neden olabilecektir." şeklinde uyarıda bulundu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz