İşte Ceza Hukukçusu Avukat Dr. Hakan Öncel'in yapmış olduğu açıklamalar;
Şike ile ilgili iddialar ve hukuki süreç, aylardır Türkiye gündemini meşgul etmekte ve disiplin hukuku açısından oluşan belirsizlik nedeniyle sorun gittikçe içinden çıkılmaz bir duruma doğru sürüklenmektedir. Oysa sezon esasına göre planlanan liglerde takımlar hakkında kararların bir an önce verilmesi gerekir.
Bunun yanında, Avrupa Kupalarına katılacak takımlar ligdeki durumuna göre belirlenmekte olduğu için disiplin hukuku bakımından karar alma sürecinin uzaması, gerek ülkemizde gerekse UEFA nezdinde ileride telafisi mümkün olmayan süreçler yaşanmasına sebep olacaktır. Bu nedenlerle, karar alma sürecinin hızlılığı çok önemlidir. Bu gerekliliğe rağmen süreçler tamamlanmamış, buna ilave olarak Futbol Federasyonu Başkanı'nın istifası sonucu, süreleri Başkanın görev süresi ile sınırlı olan Tahkim Kurulu, Etik Kurulu ve Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun görevlerinin sona ermesi ve yeniden seçilecek olmaları nedeniyle, disiplin hukuku süreci tamamen durmuştur.
Ceza kanununa göre kişinin mahkûm olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz. Disiplin hukukunun esaslarından birisi de, yetki alanındaki kişilere karşı yürütülen disiplin soruşturmasının, ceza kovuşturmasından bağımsızlığıdır. Bu nedenle, çokça tartışılan ceza mahkemesi dosyasının bekletici sorun kararını ilgili kurul olan Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) dosya kapsamına göre değerlendirerek, disiplin soruşturmasının herhangi bir safhasında verebilir.
Savunmaların istenmesi karşısında, düşmüş olan PFDK'nun, ceza yargılamasını bekletici sorun olarak değerlendirmemiş olduğu ve disiplin soruşturmasını bu şekliyle yürütmekte olduğu anlaşılmaktadır. Bekletici sorun kararı, yargılamanın her aşamasında verilebilir, buna hukuken bir mani yoktur. Bu nedenle, savunması istenen kişiler bekletici sorun talebinde bulunabilirler ancak bunun yanında öncelikle aşağıda açıklanan nedenlerle, savunmalarında bilirkişi talebinde bulunmaları hukuken daha doğru ve yararlı olacaktır.
Şike İçin Bilirkişi İncelemesi Yapılması Gerekir
Bilirkişi raporu üç nedenden dolayı alınmalıdır, şöyle ki;
1. Kurullarda Teknik Kişi Yoktur: Şike hususunu inceleyecek ve karara bağlayacak olan kurullardan, Tahkim Kurulu ve Etik Kurulu üyelerinin tümünün hukukçu olması mevzuat gereğidir. İlk derece yargı kurulu olan Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu üyelerinin tamamının hukukçu olması mevzuat uyarınca gerekmiyorsa da, uygulamada tüm üyelerin hukukçu olduğu gözlenmektedir. Özetle, tüm şike sürecini inceleyecek ve karara bağlayacak olan kişiler teknik olarak futbol ile ilgileri olmayan hukukçulardan oluşmaktadır. Hukukçuların, şike yapıldığı iddia olunan sahadaki maçları teknik yönden analiz edemeyeceği hayatın olağan akışı gereğidir.
Bilindiği üzere, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişiye başvurulmasına karar verilebilir. Disiplin soruşturması bağımsız olduğu için ceza kovuşturmasından ayrı olarak her tür delili toplayabilir ve bilirkişi incelemesi yaptırabilir. Futbol disiplin hukuku bakımından da, bilirkişi raporu alınmasına hukuki bir engel yoktur, nitekim Tahkim Kurulu birçok kez bilirkişi heyetleri oluşturmuş ve raporlarına göre karar vermiştir.
2. Şike Raporlarda Mevcut Değildir: Şike iddia olunan maçlarda, resmi müsabaka görevlileri tarafından şike iddiasını teyit eden olağan dışı bir rapor verilmemiştir, tam tersine rutin raporlarını vermişlerdir. Eğer şike şüphesini içeren bir rapor verilmiş olsaydı, hukukçulardan oluşan kurullar bilirkişi incelemesine gerek duymayarak, sunulan teknik verileri inceleyerek karar vereceklerdi. Rapor olmadığına göre, disiplin hukuku bakımından şikenin maş sırasında kimler tarafından yapıldığı ve hangi dakikalarda sonucun etkilendiği ancak bilirkişi incelemesi ile mümkündür.
Esasında bu çerçeveden bakıldığında, İddianame beklenmeden hemen disiplin soruşturması çerçevesinde maçlar tek tek incelenerek bilirkişi raporu alınmalıydı. Etik Kurulu Raporu da, maç içindeki somut verileri içeren böyle bir bilirkişi raporuna dayansaydı geniş tartışmalar yaşanmazdı.
3. Cezaların Taktiri Somut Veriler İle Yapılmalıdır: Bu süreçte, disiplin soruşturması sonuçlanmadığı için doğal olarak halen yargılamanın sürdüğü ceza dosyası ve ekleri üzerinden değerlendirmeler yapılmaktadır. Ancak hadiselere bir bütün halinde baktığımızda; bütün bu dinlemeler, izlemeler velhasıl elde edilen bütün veriler sahadaki 90 dakikalık maçın sonucunu etkilemek için yapılmıştır. Futbolda şike ancak maçta yer alan futbolcular ve hakemler tarafından yapılabilir, bunun başkaca bir yolu yoktur. Yönetici veya teknik adamlar ancak futbolcuları ve hakemleri azmettiren kişi olabilirler. Ceza hukukunun genel prensibi gereği, ceza verirken soyut kavramlarla değil hukuki dayanakları olan somut verilerle karar verilmesi gerekir. Maçlar için alınacak olan bilirkişi raporu, tüm tarafların incelemesine ve denetimine uygun, kamuoyu vicdanına tatmin edecek ayrıntılar içerecektir. Örneğin, "65. dakikada X futbolcunun yaptığı hareket şüphelidir", şeklindeki bir değerlendirmede, herkes bu hareketi izleyecek ve bir kanaat oluşacaktır. Tutulan takımlara göre ayrışmış olan kamuoyu, bu somut verilerle tam olarak aydınlatılacak ve tatmin edilecektir.
Futbol Disiplin Talimatı'nın "Cezanın Takdiri" başlıklı 8. maddesinde belirtildiği üzere; ceza, kusur derecesi, ağırlaştırıcı veya hafifletici tüm nedenler değerlendirilmek suretiyle belirlenecektir. Bu şekilde 58. madde çerçevesinde müsabakalardan men, hak mahrumiyeti ve para cezalarının miktarının belirlenmesi ancak fiiller ile teşebbüs durumlarının tam olarak tespitiyle mümkündür. Aksi durumda, örneğin bir futbolcu için oldukça önem taşıyan 1-3 yıl arası düzenlenmiş olan müsabakalardan men cezası süresinin, adalete uygun olarak belirlenmesinde zorluk yaşanacaktır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, disiplin hukuku sürecinde mahkemelerin genel uygulamasında olduğu gibi maçların tek tek incelenmesi için 3 kişilik bir Bilirkişi Heyeti veya Heyetleri oluşturmalıdır. Faal olan kişilerin bilirkişilik yapması bazı spekülasyonlara sebep olabilir. Bu nedenle, 3 kişilik Bilirkişi Heyeti, halen mesleğini yapmayan eski ve saygın isimlerden seçilmek üzere; bir teknik adam, bir futbolcu, bir hakemden (veya tercihen başka bir müsabaka görevlisi, gözlemci vb.gibi) oluşmalıdır. Bu raporlar ile birçok tartışma sona erecek ve kamuoyunu yakından ilgilendiren tüm süreç somut veriler üzerinden tartışılacaktır.