Küresel krizden ABD ve Avrupa'daki pek çok banka etkilenirken, Türk bankaları sağlam yapılarıyla takdir topladı. Bunda 2001 krizinden alınan derslerin ve uygulanan tedbirlerin etkisi olduğunu belirten Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Şakir Ercan Gül, "Çok şükür biz 2001 krizinden aldığımız derslerle mevduat sigortacılığının örneğini oluşturmuştuk." dedi.
TRT Haber’de yayınlanan Ekonomi Kulubü programına konuk olan TMSF Başkanı Gül, 2001 krizinden sonra TMSF’nin batık bankalar ve iş adamların alacakları ile ilgili olarak ciddi yekün alacakları olmakla birlikte miktarsal olarak çok fazla kalmadığını vurguladı.
Gül, TMSF’nin ellerindeki asetlerin sayısı azaldıkça bir rahatlama olduğunu ancak hukuki manada önemli mücadeleler verdiklerini dile getirdi. Son dönemde popüler olan Toprak Grubu – Halis Toprak davası ile ilgili olarak “Toprak Grubu’nda varlık problemimiz yoktu, varlıkları paraya çevirme problemimiz vardı.” dedi.
“TOPRAK’A BORCU İÇİN OCAK 2012'YE KADAR SÜRE TANIDIK”
Gül, Halis Toprak ile belirli bir noktaya geldiklerini, henüz protokol yapmadıklarını ancak alacaklarına dair belli bir rakam ödemesi durumunda ibralaşma yapabileceklerini bildirdi.
Toprak’ın TMSF’ye karşı itirazlarını değerlendiren Gül, şunları kaydetti:
“Zımmi mutabakatla satışları ona verdik ve 6 aylık bir süre tanıdık kendisine. Dedik ki ‘Bizim ucuza sattığımızı söylüyorsan, sen bunları bizden daha iyi fiyata sat biz bundan memnuniyet duyarız.’ Bu hakkı daha önce zaten tanımıştık. Ayrıca Halis Toprak ile iki kere protokol yaptık geçmişte. O iki protokolün birinci protokol genel protokoldü. İkinci protokolü ise belirli varlıkların satımından kalan borcun tasfiyesine yönelik protokoldü. Ona uymadı, uymadığı için şirketleri iade etmek zorunda kaldı. Bu sefer öyle yapmadık, şirketleri geri vermedik, sadece yönetime aileden iki kişiyi aldık. Bizim amacımız an ve an alacağımızı tasfiye ettikten sonra normal bir şekilde bu dosyayı kapatmak. Onun için toplumun hakkını alacağız ancak o şekilde serbest bırakırız.”
“ALACAKLARIMIZ KONUSUNDA İŞADAMLARINA KOLAYLIK TANIYORUZ”
Şakir Ercan Gül, alacakları konusunda işadamlarıa faiz ve borçlarda kolaylık tanıdıklarını belirtti. TMSF’nin kalan alacakları ile ilgili olarak “ Üzerinde çalışmaya devam ettiğimiz ve belli noktaya geldiğimiz Zeytinoğlu Grubu, Timaş, Çağlar Grubu ve protokol yaptığımız Balkaner Grubu var. Bunun yanı sıra Yurtbank ile alakalı gayrimenkullerin değerlendirilmesiyle ilgili süreç devam ediyor.” açıklamasında bulundu.
YGS Grubu ile devam eden sürece de değinen TMSF Başkanı, çok ortaklı bankalarda problemin daha fazla olduğunu savundu. Bu tür oluşumlarda muhatap bulamadıklarını anlatan Gül, aynı problemin dünyada da olduğunu ileri sürdü ve “ Dünya şimdi özellikle sahibi belli olmayan bankalarla ilgili olarak kara kara düşünüyor ne yapacağız diye. Sahip belli olmayınca kamufle oluyor, sahibi ile muhatap olunca çözmek kolaylaşıyor. Topluma yayılınca daha güç. Eko Ege ilgili de Bir protokol yaptık. Onların bir iki tane yeri var İzmir ve Denizli’de. Bir kısım hisseleri de Tariş’te. Buraların değerlemesi noktasında şirket yöneticilerine dağıttık borcun bir kısmını. O mekanizmayla alacağımızı tahsil etmeye çalışıyoruz.” dedi.
“UZAN İLE OLAN DAVALARDAN GALİP ÇIKTIK”
Uzan Grubu’nun TMSF ile ilgili son durumunun sorulması üzerine Başkan Gül: “Uzan Grubu’nun davalarının bir kısmı bizimle alakalı bir kısmı Enerji Bakanlığı noktasında. Bizim ilgili olduğumuz Telsim satışıyla alakalı Hollanda Vatandaşı Saba Fex’in Davası, geçen yıl sonuçlandı. Biz o davayı kazandık. Saba Fex’in, Telsim’in sahibi olduğuna dair davaydı. Bizim argümanlarımız çok açık ve netti. Biz dedik ki böyle bir GSM operatörünün sahibi olan kişi yıllar sonra nasıl ortaya çıkar, devletin herhangi bir resmi kurumunun Türkiye’de üç tane GSM operatörü var sahibinin bilinmemesi mümkün değil zaten yasada izin alınması gerekiyor.” cevabını verdi.
Uzan Grubu’nun fona da borcu kaldığını aktaran Gül, “Uzan’ın fona borcu var. Biz yapmış olduğumuz tahsilâtların önemli bölümünü, vergi ve SGK borçları bizden öncelikli oldukları için vergi alacağı nedeniyle maliyeye gönderdik. Yaklaşık 4 milyar dolara yakın parayı vergi alacağına mahsul edildi. 1 milyar dolar Türk Telekom alacakları nedeniyle hazineye gönderdik. Yaklaşık 800 küsur milyon dolar aldık fakat diğer alacağımız para olduğu gibi duruyor.” diye açıkladı.
Toplam alacakları ile ilgili de açıklamada bulunun TMSF Başkanı Gül, şöyle devam etti:
“Faizi değeri ben dikkate almıyorum, 8,5 katrilyonluk bir rakam var. Onun 800 milyon dolarlık bir kısmı bizim açımızdan tahsil edilmiş durumda. Diğeri ihraç masasında alacak kaydı olarak duruyor. Belki kamuoyu açısından mantıklı bir akıl yürütebilirseniz nihayetinde kamu 6 milyar dolarak yakın bir parayı bu gruptan aldı. Ama bunun 800 milyon dolarlık kısmı TMSF alacaklarıyla ilintilendirildi. Bizim İmar bankası iflas idaresinde alacak kaydımız var.”
"ADABANK’IN SATIŞINDA KARARI BDDK VERECEK”
Adabank’ın satışı ile ilgili değerlendirme yapan Gül şunları söyledi:
“BDDK bankacılık lisansı, bankalarla ilgili kimin bankacılık yapacağı konusunda kararı veren otoritedir. Biz varlığı bankayı bir şekilde satarız. Sattıktan sonra ya Rekabet Üst Kurulu, ya BDDK, ya Telekomünikasyon Kurulu, ya RTÜK gibi üst kurullardan onayı aldıktan sonra, malı alıcısına teslim ederiz paramızı alırız. Banka söz konusu olunca BDDK buna karar verecek. BDDK’nın bir takım kriterleri var, kriterlerin BDDK Kurulu bünyesinden belirlenen yanı var. Temel iki tane parametre var birincisi alıcının kredibilitesi, ikincisi mali güç. Karar bu parametre değerlendirmesinden sonra tamamen BDDK’nın inisiyatifinde olan bir şey. BDDK izin veriyorsa biz satışı gerçekleştiririz, izin vermezse zaten bizim bir şey yapma imkânımız yok banka olarak. Bankacılık otoritesi biz değiliz. Bankacılık otoritesi BDDK’dır. Orada temel iki tane parametre var; Çünkü Türkiye’de bankacılık yapacak açısından mali gücü ve kredibilitesi önemlidir."
“TÜRK TİCARET BANKASI’NIN SATILABİLMESİ İÇİN BDDK İZNİ ŞART”
Sözün Türk Ticaret Bankası’nın satışına gelmesi üzerine Gül, şunları söyledi:
“Şimdi biliyorsunuz Türk Ticaret Bankası iradi tasfiye dediğimiz mekanizmayla tasfiye oluyor ve tasfiyenin büyük bir bölümünü bitirmiş durumda. Bir iki dava var. Banka diyor ki bunun yükümlüsü hazinedir diyor kanuna göre, hazine diyor ki para aktardım ben, bunu vereceksiniz diyor. Sonuç olarak bu davayı hazine kazanırsa da hazineye bu parayı ödemiş olacağız Kazanamazsa biz kazansak veya banka kazansa yine bankayı satış gelirinden hazineye gidecek. Burada zamansal bir problemimiz var hazine davası merkezli bir bekleyişimiz var. Dava sonuçlanırsa tasfiyeyi kapatacağız büyük ölçüde tasfiye bitmiş durumda. Ticaret Bankası’nın faaliyet izni yok dolayısıyla bunun tekrar satışı vs alabilmesi için BDDK’nın izin vermesi gerekiyor, faaliyet iznini canlandırması gerekiyor ancak o durumda satışı mümkün hale gelebilir.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz