Tıpkı insanlar gibi, kentler de büyüyüp gelişir, serpilip yayılırlar. Büyüyen çocuğun eski elbise ve ayakkabılarının artık küçük geldiği, eskidiği için yenilenmesi gibi kentsel, toplumsal yaşamdaki kaçınılmaz gelişmelerden, farklılaşmalarından doğan maddi ve manevi sorunların da halledilmesi gerekir.
Yeni kurulan yerleşimlere elektrik, su, kanalizasyon, ulaşım hizmetlerinin götürülmesi, sayıları artan, birkaç katına çıkan insanların yaşadığı eski yerleşimlerde de mevcut yapıların elden geçirilip kapasitelerinin arttırılması kaçınılmaz hale gelir.
Şehir yöneticileri bütün bunları görebildikleri, sorunları belirleyip çözümler üretebildikleri oranda başarılı sayılırlar.
Eğer büyüyen ve gelişen bir şehrin caddeleri yetersiz kalmaya başlamışsa, ulaşım, kanalizasyon, su, elektrik sorunları sık sık ciddi yakınmalara neden olacak kadar artmışsa ve orta yerde çözüme yönelik çalışma da yoksa bu işlerden sorumlu yönetimlerin başarılı olduklarını söyleyemeyiz.
Van'ımız büyüyüp gelişiyor. Şehrin dört tarafında yeni yerleşimler kuruluyor. Yeni yerleşimlerin sorunlarının çözümü için kurum ve kuruluşlar çalışıyor.
Memursen TOKİ tarafında, Erciş yolu üzerinde, Organize Sanayi Bölgesine yakın yerleşim yerlerinde su ve ulaşım sıkıntıları yaşandığı söyleniyor. Başka bölgelerden de benzer yakınmalar geliyor.
Erciş yolu üzerinde Yüzüncü Yıl Üniversitesi mensuplarının katılımı ile yapılmış olan TOKİ binalarının da toplu ulaşımının yetersiz olduğu ifade ediliyor.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma Hastanesinin üniversite yerleşkesine taşınmış olması o yöne doğru toplu taşıma taleplerinde ciddi bir artış doğurmuştur. Bu talep artışının minibüs ve küçük otobüslerle karşılanmaya devam edilmesi insanların kadın erkek küçük araçlara sıkışık bir şekilde binmek zorunda kalmasına neden olmaktadır. Bu durum özellikle sabah ve akşam yoğun saatlerde ciddi rahatsızlıklar doğurmaktadır.
Aslında gittikçe birbirinden daha uzak hale gelen yerleşim yerleri için, Van'ın her tarafına ulaşımı kolaylaştıracak büyük ve geniş otobüslerin devreye sokulmasının, yeraltı treni, raylı sistem gibi alternatif çözümlerin düşünülmeye başlamasının zamanı geldi, geçiyor. Şamranaltı tarafına giden minibüslerde de insanların ve özellikle kadınların zorluk çektiklerine sık sık tanık oluyoruz. Diğer hatlarda da durum farklı değildir.
Sağlık ve eğitim insanların temel gereksinimleridir. Özellikle sağlık sorunları olan ve bu nedenle hastaneye giden yurttaşların her büyük şehirde olduğu gibi ulaşımlarının kolaylaştırılması ve ulaşım süreçlerinin daha rahat hale getirilmesi de bu anlamda kaçınılmaz bir zorunluluk olarak orta yerde duruyor.
Şehirler sadece nüfuslarının ve yerleşim alanlarının büyümesi ile büyükşehir olmazlar. Büyüyen gereksinimlere doğru çözümler bularak, oralarda yerleşik insanların sorunlarını doğru şekilde çözerek büyük şehir olurlar.
Su, elektrik, kanalizasyon olmayan yerlere bunları götürerek, yetersiz yolları yeterli hale getirerek ya da yeni yollar açarak, kısıntıların olduğu yerlerde bu kısıntıları gidererek, toplu ulaşımı her anlamda rahat ve düzenli kılarak büyükşehir olurlar.
Mevcut büyükşehirlerimizdeki uygulamalara baktığımızda toplu taşımada alternatif araçların kullanıldığını, araçların çalışma saatlerinin bir sisteme bağlanmış olduğunu ve bu sistemin ciddi şekilde denetleniyor olduğunu görürüz.
Oralarda pek çok toplu taşıma aracının hangi saatlerde hangi duraklarda olacağı bellidir. Oralarda gece ya da iş yoğunluğunun düşük olduğu saatlerde toplu taşıma işinde görevli araçlar küçük yerlerde yaptıkları gibi keyfi olarak paydos edip gitmezler, gidemezler. Günün ilk çalışma saatinde de, son çalışma saatinde de durağa giden yolcu orada aracın hazır olacağını bilir. Oralarda bu işlerle görevli kurumlar toplu taşıma hizmeti alan yurttaşlardan gelen her türlü şikâyeti büyük bir ciddiyetle dikkate alır, gereken neyse yaparlar. Her durakta, her aracın üzerinde nereye şikâyet edileceği ile ilgili bilgiler yer alır.
Büyükşehirlerde ulaşım talebinin en yoğun olduğu hastane gibi sosyal önemi bulunan kuruluşların bulunduğu yönlere mutlaka belediyeler kendilerine ait geniş ve ulaşımı kolaylaştıran araçlar tahsis ederler.
Van'ımız büyüyüp gelişiyor. Deprem sonrası kamuya ait pek çok eski yapının yıkılıp kaldırılmasıyla, bir kısmının yerlerinin değiştirilmesiyle daha modern, daha hızlı değişen, dönüşen, büyükşehir sıfatını hakkıyla taşıyabilecek bir yer oluyor.
Şehrin serpilip yayılması özellikle ve öncelikle toplu taşıma işinin daha düzenli hale gelmesini zorunlu kılıyor. Bu sektörde çalışanlarla kamu yetkililerinin bir araya gelmesi, yurttaşların da, toplu taşıma işinde çalışan insanların da sorunlarının masaya yatırılması doğru çözümlerin üretilmesi, bu yolla herkesin ve sistemin rahatlatılması icap ediyor.
Deprem sonrası değişmelerin dikkate alınmasıyla düzenlenecek imar planı ile Van'ımıza yakışacak insanların daha rahat soluk almalarına fırsat verecek geniş park ve bahçelerin kurulması; trafik yoğunluğunun olduğu cadde ve kavşaklarda düzenlemeler yapılması, sık sık trafik kazalarının yaşandığı yerlerle duruma göre alt ve üst geçitlerin kurulması pek çok şeyi kökünden değiştirecektir. Bütün bunların sistemli olarak hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi de sıkıntılı durumların uzamasını önleyecektir.
Ayrıca yayaların yollara, kaldırımlara park eden araçlara, dükkânlardan kaldırımlara çıkarılan ticari mallara takılmadan yürüyebilecekleri ortamların sağlanması da önemlidir.
Her büyükşehirde olduğu gibi Van'ımızda da kültür merkezlerinin, spor tesislerinin farklı bölgelerde hem sayı olarak hem işlevleri yönünden arttırılması ile profesyonel altyapılar oluşturulabilir, coğrafi olarak önemli bir noktada bulunan Asya ülkelerine köprü konumundaki şehrimiz ayrı bir cazibe merkezi haline getirilebilir.
Yaz turizmine de, kış turizmine de elverişli olan ilimizdeki turizm tesisleri özel sektörün özendirilmesi, kamunun başlangıçta kazançlı gözükmeyen alanlara yatırım yapmasıyla görünür kılınabilir ve Van geçmişteki parlak turizm zamanlarına geri döndürülebilir.
Van'ımız sistemli ve düzenli uygulamalarla turizm, sağlık, spor, eğitim, kültür merkezi haline getirilebilir. Bu anlamda dünyada eşi benzeri olmayan Van Gölümüz de pek çok etkinlik için değerlendirilebilir.
Dünya değişiyor ve gelişiyor. Van yaşadığımız felaketin ardından en hızlı değişen ve gelişen yerleşim yerlerinden biri.
Bilindiği gibi, resmen büyük şehir olma sürecimiz başlamıştır. Umut ediyoruz ki, devlet yöneticilerimizin, vekillerimizin ve halkımızın katkıları ile en kısa zamanda da sonuçlanacaktır.
Değişen ve büyüyen her şey biz şehir insanlarının ufkunu genişletecek, daha büyük pencerelerden bakmamıza katkı sağlayacak, o anlamda bizleri de şehrimiz gibi büyütecektir.
Biz bu şehir insanlarına düşen gelenin ne olduğunu görmek, ne gerektiriyorsa ve elimizden ne geliyorsa fazlasıyla yapmak, birlikte kardeşçe daha çok kazanılan, daha iyi yaşanan bir şehir için çalışmaktır.
Eminim ki, benim bu yazıda gözden kaçırdığım ama çok önemli olan, yetkililerimizin ve başka hemşerilerimizin işaret edecekleri başka şeyler de vardır. Onların her türlü katkılarının da bu süreci hızlandıracağına inancımız tamdır.
Biz ellerimizi ve umutlarımızı birleştirdiğimizde çözülmez görünen sorunlar çözülecek, yapılmaz denilen şeyler yapılacaktır.
Şu an görmediğimiz ve ummadığımız kişi ve kuruluşlar da bunun gerçekleşmesine katkı sağlayacaklardır.
02/09/12
08:50:14
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz