Anadolu Süt ve Besicilik İşletme Müdürü Veteriner Hekim Hamit Mertoğlu, sokakta satılan çiğ sütün içerisine bilinçsiz bir şekilde kimyasal madde katıldığını ve bu maddelerin sütün kaynatılmasıyla da ortadan kaybolmadığını söyledi.Sokakta çiğ süt satışı ile ilgili bilgiler veren Anadolu Süt ve Besicilik İşletme Müdürü Veteriner Hekim Hamit Mertoğlu, “Toplum gıda maddelerindeki kirlilikten olumsuz etkilenince eskiye özlem duymaya başladı. Bahçesinde domates, salatalık ve biber yetiştirenler eskiden bunu hobi için yapardı, şimdi bunu sağlığı için yapmaya başladılar. Artık tüketici gıdanın kaynağını, nasıl üretildiğini bilmek istiyor hatta kendi gıdasını üretmek istiyor. Gıdalarda kullanılan bir takım koruyucu kimyasallar nedeniyle insanlar yediği yoğurttan, içtiği sütten korkar hale geldiler. İnsanların endüstriyel (işlenmiş) gıdalara karşı güvensizliği gittikçe arttı. Özellikle sütün gerçek, doğal ve saf haline özlem duyanlar sokakta satılan çiğ süte yöneliyorlar. Bu durumdan yararlanan birçok fırsatçıda ne olduğu ve nereden geldiği belirsiz sütleri doğal, saf ve gerçek süt adıyla satıyorlar” dedi.Sokakta satılan sütlerin kalitesinin tartışılır olduğunu söyleyen Mertoğlu, “Neredeyse her apartmanın bir sütçüsü var. Bu sütçülerin hepsinin hikayesi aynı. 5-10 tane ineği var, annesi sağıyor, oğlu tülbentle süzüp şişelere doldurup satıyor. Sokaktan süt alanlara anlatılan buna benzer hikayeler. Süt kesilmesin diye içine kendi bilgi dağarcıklarında icat ettikleri kimyasal katkılar katıyorlar ve maalesef bu kimyasalların etkisi kaynatma ile ortadan kalkmıyor” diye konuştu.Çiğ Sütün Doğrudan Arz Edilmesine Dair Yönetmeliklerde değişikliklerin yaşandığını hatırlatan Mertoğlu, “Bu arz sorununu bir ölçüde çözerek tüketicinin kaliteli çiğ süte erişimini kolaylaştırıyor. Hayvansal gıdaların yol açacağı sağlık risklerini minimize etmek için çiftlikten sofraya soğuk zincirin korunması ve üretimden tüketime tüm süreçlerin izlenebilir hale geliyor. Bu yönetmelikle tüketici, aldığı sütün hangi çiftlikte ne zaman sağıldığını ve ne zaman şişelendiğini artık görebilecek. İçerdiği besin değerleri ve bileşenleri de belirli bir standartta olacak” şeklinde konuştu.Sokkata satılan süt ne kadar sağlıklıMertoğlu, şöyle konuştu: “Süt hastalıklı hayvanlardan mı sağılmış, içerdiği somatik hücre ve canlı bakteri sayısı nedir? Bileşiminde hangi besin öğeleri (yağ, protein vb) ne oranda bulunuyor? Antibiyotik veya aflatoksin içeriyor mu? Sağım, depolama ve taşıma koşullarında hijyen ve soğuk zincir kurallarına riayet ediliyor mu? İçerisine herhangi bir kimyasal katkı maddesi katılmış mı? Mevcut sistemde bu sorulara tatmin edici cevap ve kanıtlar sunulamıyordu. Biz gıda satıyoruz, dürüst olmamız lazım. Çünkü insanlar bize güvenip bebeğine süt içiriyor. Bizden aldığı sütle yoğurt yapıyor. Bir bebeği zehirlemek bir çocuğa kimyasal katkılı ürün satmak hangi vicdana sığar. Türkiye’de maalesef para çok tatlı, kurallarda bir o kadar gevşek. Ağır cezai müeyyideler uygulayabilecek yürekli güçlü idareler lazım. Yeni yönetmelik bu anlamda çok önemli ve uygulamada da tüm bunlar düşünülerek özen gösterilmeli.”“Kuştan ve hayvandan geçen iki tip tüberküloz 6 ayda bir kontrol ediliyor. Bu işletmelerde, hakeza brusella da aynı şekilde. Ari işletmeler Türkiye’de az. Hayvancılık çok büyük sıkıntı içinde hala yem fiyatları çok yüksek; karlılık az. Bu nedenlerle süt çiftlikleri her yıl küçülüyor. Büyük firmaların tabii ki süt fiyatlarındaki belirleyiciliği değişmedi. Bu da tüketiciye bir şekilde kalitesiz endüstriyel ürünler ve kalitesiz sokak sütü olarak yansıyor. Biz kendi yemimizi ürettiğimiz için bu durumla biraz da olsa başa çıkabiliyor ve daha uygun fiyatla halkımıza sütümüzü sunabiliyoruz.”"Tüketicinin bir endişesi yok, sütü 3 liraya değil de 2,5 liraya alması onu daha mutlu ediyor. Ne aldığı onu ilgilendirmiyor, benim gördüğüm bu. Çünkü tüketicimiz gerçeklerden çok uzak. Televizyonlarda her gün çıkan doktorlar, profesörler sokak sütü satışlarının artmasına katkıda bulundular ama doğru sütü tarif etmediler. Vatandaş, sokaktan aldığı sütün kalitesini hiçbir şekilde anlayamaz, sütün içerisindeki kimyasallar ancak laboratuvar ortamında yapılacak analizlerle anlaşılır. Anlaşılsa da sokak sütünün kaynağı belli olmadığı için geriye dönük takibi yapılamaz. Kendi başına millet bunu nasıl anlasın, halk anlayamaz, onun için sıkı kontrol lazım. Bu da sadece düzenli kontrolleri sağlanan hastalıktan ari çiftlikler üzerinden yapılabilir.”“Çok kısa bir zamanda kendi sütümüzden üretilen tereyağı satışına da başlayacağız. Bizim hassasiyetle üzerinde durduğumuz şey kimyasal katkıların kullanılmaması ve doğal yöntemlerle üretilmesi. Katkısız ve raf ömrü uzun olmayan ürünleri tercih edenlere hitap ediyoruz.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz