Görevleri sırasında şehit olan diplomatlar, Cebeci Asri Mezarlığı’nda bulunan Dışişleri Şehitliği’nde düzenlenen törenle anıldı.18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle Cebeci Asri Mezarlığı’nda Dışişleri şehitlerini anma töreni düzenlendi. Törene, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın, şehit aileleri, yabancı misyon şefleri, Dışişleri Bakanlığı çalışanları katıldı. Saygı duruşuyla başlayan törende konuşma yapan Yalçın, vatan sevgisiyle her türlü tehdide göğüslerini siper eden askerleri, polisleri, öğretmenleri ve mesai arkadaşları olan diplomatları saygıyla andığını belirterek, “Son dönemde terörün karanlık yüzü en acı şekliyle kendisini 15 Temmuz 2016 akşamı da gösterdi ve FETÖ tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan darbe girişimiyle 249 vatandaşımız bu hain terör örgütünün eylemlerinde şehit düştü. Bu vesileyle onları da saygıyla selamlıyorum. Yakın dönemde PKK ve DEAŞ gibi terör örgütleri tarafından gerçekleştirilen saldırılara kurban verdiğimiz tüm vatandaşlarımız ve terör örgütleriyle mücadelede şehit düşen kamu görevlilerimize de Allah’tan rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Maalesef terör, günümüzün en önemli sınamalarından biri olarak tüm insanlığın karşısında duran bir beladır. Birçok masum vatandaşı teröre kurban veren bir ülke olarak Türkiye, tüm terör örgütleriyle hiçbir ayrım göstermeksizin mücadelesini kararlılıkla sürdürmektedir. Aynı zamanda terörle mücadelede etkin, uluslar arası işbirliğinin gerçekleşmesi için gayretlerimizi arttırarak devam ettireceğimiz hiç şüphesizdir” ifadelerini kullandı.“Terörün kaynağı geçmişte yaşananların tek taraflı, seçici ve suçlayıcı bir tarih anlatısına dönüştürülmesinden beslenen, aşırılığı körükleyici, nefret ve kin söylemleriyle büyütülen nesiller olmuştur”Türkiye’nin küresel terörle ilk tanışmasının Dışişleri Bakanlığı mensuplarına yapılan menfur saldırılarla olduğuna değinen Yalçın, “Bakanlığımız 1970’li yıllardan bu yana Ermenistan’ın kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu, Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları, Ermeni Devrimci Ordusu ve 17 Kasım gibi terör örgütleri tarafından gerçekleştirilen saldırılarda 40 mensubunu yitirmiştir. 70’li ve 80’li yıllar boyunca Türk diplomatları tüm tehditlere rağmen kendilerinin ve sevdiklerinin hayatlarını riske atarak görevlerini yerine getirmiş, ülkelerine ve vazifelerine olan bağlılıklarını hiçbir zaman kaybetmemişlerdir. Maalesef onlarca masum can sadece Türk oldukları ve Türkiye’yi temsil ettikleri için şehit edilmişlerdir. Her bir şehidimizin yürek dağlayan ayrı bir hikayesi vardır, Dışişleri Şehitlerimizin öyküleri ise bizler için daha bilindik, belki bu yüzden de daha yürek yakıcıdır. Onlar aileleri için eş, anne, baba, kardeş, evlattı, bizler için arkadaş, dost, meslektaştı, vatan için her biri ayrı bir değer, ayrı bir kıymetti. Meslektaşlarımızı, dostlarımızı ve sevdiklerimizi aramızdan alan bu terörün kaynağı geçmişte yaşananların tek taraflı, seçici ve suçlayıcı bir tarih anlatısına dönüştürülmesinden beslenen, aşırılığı körükleyici, nefret ve kin söylemleriyle büyütülen nesiller olmuştur” şeklinde konuştu.“Terörü öven, teröristle empati yapmaya çalışan, filmlerinin, kitaplarının uluslar arası kamuoyunda kendisine yer bulduğunu üzüntüyle gözlemliyoruz”“Meslektaşlarımızı, dostlarımızı, sevdiklerimizi aramızdan alan, akıl dışı aşırılıkların arkasındaki nefret ve kinin yaşatılması için bugün yoğun gayretlerin mevcudiyeti ise acımızı daha da arttırmaktadır” diyen Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:“Ülkemiz hiçbir zaman tarihteki acı hadiselerden ve felaketlerden nefret ve düşmanlık çıkaran taraf olmamıştır. Bunun en güzel örneği Atatürk tarafından Çanakkale Savaşlarında ölen işgalci kuvvetlerin askerlerin annelerine hitaben yazdığı mektupta yer verdiği ifadelerdir. Bu vesileyle Çanakkale Şehitlerimizi de rahmetle anıyorum. Bugün kimi grupların diplomatlarımızı hedef alan saldırıları gerçekleştiren teröristleri yücelttiklerini hatta terörü öven, teröristle empati yapmaya çalışan, filmlerinin, kitaplarının uluslar arası kamuoyunda kendisine yer bulduğunu üzüntüyle gözlemliyoruz. Şiddeti körükleyen, radikalizmi tırmandıran bu tür söylem ve eylemleri yapanları ve bunlara destek verenleri kınıyoruz. Eğer terör eylemleri arasında bir ayrımcılık yapar ve terör örgütlerinin kullandıkları söylem veya amacı terör saldırılarını hafifletici bir sebep olarak görürsek bu teröre verilmiş en büyük destek olacaktır. Vatanları uğruna karşılığının ödenmesi hiçbir şekilde mümkün olmayan, fedakarlıklarda bulunan aziz şehitlerimizin hatırasının yaşatılması için Bakanlığımız var gücü ile çalışmaktadır. Şehitlerimizin yurt dışında şehadete ulaştıkları noktalarda anıt, plaket çalışmaları gerçekleştirerek, isimlerinin katledildikleri ülkelerde ölümsüzleşmesi amaçlanmaktadır. Önümüzdeki dönemde Belgrad’da görev yaparken şehit edilen büyükelçi ve bakan yardımcısına şehadete ulaştığı noktaya bir plaket yerleştirilmesi, Burgaz Başkonsolosluğumuzda görev yaparken şehit edilen değerli Ateşe Bora Süelkan anısına, başkonsolosluk bahçesine bir anıt dikilmesi öngörülmektedir. Keza şehit verdiğimiz diğer şehitlerde de aziz şehitlerimizin hatıralarının anıtlaştırılmasına yönelik girişimlerimiz sürmektedir. Hain terör saldırılarında görevleri başında katledilen şehit diplomatlarımızı bir kez daha minnet ve saygıyla anıyorum, kendilerine Allah’tan rahmet diliyorum, ruhları şad olsun.”Törende şehitler için Kur’an-ı Kerim okunup, dua edilmesinin ardından Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı, Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı adına çelenkler koyuldu. Şehit ailelerine taziyede bulunuldu ve kabirlere karanfil bırakıldı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz