Ahmet Yesevi Üniversitesi tarafından ‘Bağımsızlığının 25. Yılında Kazakistan’ konulu sempozyum düzenlendi.25 Ocak tarihinde öğretim üyeleri ve davetlilerin katılımı ile Ahmet Yesevi Üniversitesi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen sempozyumun açılışında Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız, Heyet Üyesi Prof. Dr. Muhittin Şimşek ve Rektör Prof. Dr. Valihan Abdibekov birer konuşma yaptı. Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Yıldız, 16 Aralık 1991 bağımsızlık hareketinin sadece Kazakistan’ın değil tüm Türk dünyasının bağımsızlık fitilini ateşlediğine işaret etti. Kazakistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan ülkenin Türkiye olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Yıldız, bunun onur ve gurur verici olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Yıldız, Kazak şair ve yazar Mağjan Jumurbaev’in ‘Ben Gençlere İnanıyorum’ adlı şiirini okuyarak geleceğin teminatı olan öğrencilere güvendiğini dile getirdi.Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesi Prof. Dr. Muhittin Şimşek ise, dost ve kardeş ülke Kazakistan’ın daha nice yıllarına da bağımsız olarak ulaşması temennisinde bulunarak, “Bunu gerçekleştirecek olan, Türkiye ve Kazakistan’ın ortak evladı, göz bebeği olan üniversitemizin öğrencileri, bu bayrağı dostluk ve kardeşlikle taşıyacaktır” dedi.Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Valihan Abdibekov da Kazakistan’ın ve üniversitenin 25. yılını kutladı. Kazakistan’daki gelişim ile değişimler hakkında bilgi veren Rektör Abdibekov, 2017 TÜRKSOY Kültür Başkenti’nin Türkistan olduğuna değinerek, bu kapsamda ise 17 projeleri olduğunu söyledi.Açılış konuşmalarının ardından Rektör Abdibekov, sempozyuma davetli olarak katılan Mütevelli Heyet Başkanı Yıldız ve Mütevelli Heyet Üyesi Şimşek’e katılımlarından dolayı altın madalya takdim etti. Açılış konuşmalarının ardından sempozyumun bildirilerini sunmak üzere ilk olarak Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Kutalmış konuştu. “Bağımsızlık Sonrası Kazakistan’da Kazakça’nın Yaygınlaşması ve Gelişmesi” başlıklı bildiride bağımsızlığın önemine değinen Kutalmış, Kazakistan’ın bağımsızlığının ardından kısa zamanda gelişip büyüyerek dünyanın gelişmiş ülkeleri arasında yer aldığını aktardı. Kazakistan’ın bağımsızlığından sonra Kazakça’nın gelişiminin özellikle Kazakistan Cumhuriyeti’nin kurucusu Nursultan Nazarbaev’in izlediği politikalarla büyük güç kazandığını ve yaygınlaştığını belirten Kutalmış, geliştirilen projelerle de etkin, bilimsel ve edebi bir dil haline geldiğini söyledi. Kutalmış, Kazakça’nın Kıpçak grubunda en geniş sahada konuşulan dil olduğunu ifade etti.Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Akif Kireççi ise, Ahmet Yesevi Üniversitesinin iki ışığın kaynağında kurulduğunu söyleyerek, bu ışıkların birinin Kazakistan bayrağındaki ışık, diğerinin ise Hoca Ahmet Yesevi’nin yaktığı manevi ışık olduğunu, bu ışıkların dünyayı aydınlatacağını sözlerine ekledi.Ahmet Yesevi Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Nevzat Şimşek de, ‘Bağımsızlık Sonrası Kazakistan-Türkiye İlişkileri’ adlı bildirisinde Kazakistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan ülke olması sebebiyle Kazakistan ve Türkiye’nin her zaman beraber hareket ettiğini ve iki ülke arasında ticari ve siyasi ilişkilerin sürekli geliştiğini belirterek, konu ile ilgili iki ülke arasında yapılan ticari antlaşmalar ve desteklemeler hakkında bilgiler verdi. Kazakistan’ın iyi bir ticari partner olduğuna değinen Doç. Dr. Nevzat Şimşek, yıllar içerisinde ticari hacim rakamlarındaki dalgalanmalara da temas ederek bunun sebebini dönem içerisinde gerçekleşen küresel krize bağladı. Şimşek, Kazakistan ve Türkiye’nin birbirini tamamlayan ülkeler olduğunu, bu konuda iki ülke arasındaki ilişkilerin daha iyi hale getirilmesi için daha kapsamlı bir çalışma yapılmasını gerektiğini belirterek, Kazakistan’ın bağımsızlığının 25. yılını kutladı.Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Eren de, Kazakistan’ın sosyo-kültürel yapısı hakkında bilgiler verdi. Göçebe toplumların bilim, sanat, kültür, edebiyat gibi alanlarında yetkin eserler veremediği şeklinde yaygın bir yanlış kanaatin olduğunu vurgulayan Eren, aslında bu düşüncenin doğruyu yansıtmadığını, göçebe toplumların aynı zamanda dinamik bir zihni yapıya sahip ve pek çok farklı insan kaynağıyla çoğulcu bir kültürü oluşturduğunu vurguladı. Türkistan, Mezopotamya, Endülüs ve Avrupa coğrafyalarında inşa edilen kültür ve medeniyetin bu tarz bir sentezin örnekleri olduğunu dile getiren Eren, Hoca Ahmet Yesevi’nin de dinamik bir zihin ve bilgi birikimi ile felsefi anlamdaki dünya algısı ve tasavvurunun filozofların da ötesinde olduğuna işaret etti. Eren, ayrıca filozofların fikir ve teoriler üretip bu düzeyde kaldıklarını, Yesevi’nin ise teori ve pratiğin birleşiminden müteşekkil bir bütünlük bulunduğunu söyledi. Yrd. Doç. Dr. Mustafa Eren, Ahmet Yesevi Üniversitesinin sloganı olan ‘Köklü Geçmişten Güçlü Geleceğe’ sözünün önemine de vurgu yaparak, bizi biz yapan köklerimize inip, oradaki hikmeti kazanıp, yepyeni tutarlı bir zihin dünyası inşa etmemiz gerektiğini iletti.Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Talcan Raimberdiev bağımsızlık ile Kazakistan’daki yenilikler hakkında söz alırken, El Farabi Üniversitesinden davetli olarak katılan Doç. Dr. Mehmet Arslan da Kazakistan’ın Avrasya coğrafyasındaki jeopolitik önemi konusunda bilgiler verdi. Sempozyumun sonuna doğru ise Ahmet Yesevi Üniversitesi Pedagojik Bilimler Fakültesinden Prof. Dr. Kalipa Atemova ‘’Kazakistan’ın Bağımsızlığında Eğitim Öğretimin Gelişim Süreci’’ ve Yrd. Doç. Dr. Seydullah Sadıkov da ‘’Kazak Basını ve Milli Meseleler‘’ konusunda katılımcıları bilgilendirdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz